Göz Yaşartıcı Bir Başarı...
A+A-
Türk polisini candan kutluyorum... Göz yaşartıcı bir başarı bu. Hem de göğüs kabartıcı. Ben film olarak izleseydim, asla akla uygun bulmazdım. Birleşik Amerika’dan gelmiş bir genç bayan 14 milyon nüfuslu İstanbul’da kayboluyor. Türk polisi hiç bir iz bırakmadan ortadan yok olan bu konuğu birkaç gün içinde buluyor. Elbette canlı olarak bulamıyor, bu polisin kusuru değil. Ama elde edilen başarı gerçekten küçümsenecek gibi değil. Ben bu başarının bize düşündürdüğü ayrıntılar üzerinde durmak istiyorum. Evet, bu bir büyük başarıdır ve alkışlanmalıdır. Ancak... böylesine üstün başarıya imza koyabilecek yapıda bir örgütten uyduruk fıttırık uygulamalar, tutumlar, ya da tavırlar görülmemelidir. Bir örnekle anlatmam gerekirse, dünya boks şampiyonu Muhammed Ali’nin bir ilkokul öğrencisinin yumruğuyla nakavt olması gibi şaşkınlık yaratıcı tavırları görülmemelidir. Örnek istiyor musunuz? Buyurun. Yaşı seksene yakın bir Türk’ümüz cebinde Danimarka pasaportu ile sabahın köründe kendi yaşında eşiyle doğrudan doğruya, yani hiç bir yere uğramadan Kopenhag’a gidecek uçağın kapısında polis kontrolünden geçmektedir. Bayan pasaportunu uzatır. Damgasını alır ve geçer. Hemen arkasında duran bay pasaportunu uzatır ve bekler. Görevli memur damgayı basar, pasaportu uzatırken “Bir dakika” der. Gözüne pasaportun süresinin dolmuş olduğu çarpar. Fırlar gider şefiyle konuşmaya... az sonra gelir. “Siz gidemiyorsunuz beyim” der. Ondan sonra da nuh der peygamber demez. “Arkadaş uçak Danimarka’ya gidiyor. Adam Danimarkalı... Sıkıntı ne?” Dinleyen kim? Peki ne yapılacak? Bir yerlerde bir Danimarka konsolosluğu bulunacak. Oradan bir yazı alınacak. Ancak öylece Türkiye’den çıkılabilecek. Havaalanı nerede? Milas’ta... Konsolosluk İzmir’de... Yaş kaç yetmiş yedi... Polis kimin polisi? Türkiye’min polisi... “Olmadı arkadaşım olmadı...” Ya Amerikalı bayanı bulmayacaktın, ya bu yaşlı adamı aylarca Türkiye’de süründürmeyecektin? İkisi bir arada, aynı kuruma yakışmıyor. Ve en acısı ne biliyor musunuz? Bu yetmiş yedilik arkadaş aylar sonra Ankara’ya gidip geldikten ve onca zahmeti çektikten sonra Sabiha Gökçen havaalanından çıkarken görevli polis ne dese beğenirsiniz? “O arkadaşlar işgüzarlık etmişler. Uçak adamın pasaportunu taşıdığı ülkeye gidiyorsa, böyle bir uygulama yok.” Hani “Ölür müsün, öldürür müsün?” biçiminde bir laf var ya... bu durum için söylendiğine inanmaya kalkışacağım ama... karşımdaki Türkiye’nin polisi... Birleşik Amerikalı kadının cesedini bulma başarısını gösteren benim polisim. Kutluyorum... Yaşlı adamın acıklı durumunu anlatan dilekçe Emniyet Genel Müdürlüğüne doğru yola çıkmak üzere... bunu da bu arada bildirmiş olayım. Kutluyorum polis memuru arkadaşlarım! Ne yazık ki, hepinizi değil… | |
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.