Gürcistan’a Dikkat!
Dünya’da gizli bir el devletleri ufalıyor. Son yıllarda Libya, Yemen, Suriye ve Irak gayri resmi fiili devletçiklere ayrıldı bile…
Bu gelişmelerin öncelikle Türkiye’nin etrafında gerçekleştiğini görülüyor. Ancak bununla beraber sebeplerin üzerinde de düşünmek lazım. Ayrıca yeni ufalanmalarla ilgili öngörüde de bulunmamız ve önleyici tedbirlerimizi almamız gerekiyor.
Son gelişmeler etrafımızda yer alan iki ülkede aynı tezgâhın sergilenmek üzere olduğunu gösteriyor. Bunlardan biri gerek vekil güçleri, gerek askeri teknolojisi ve gerek devlet aygıtının egemenliği İsrail üzerinden test edilerek rejimin güçsüzlüğü açıkça ortaya konulan komşumuz İran’dır. İran’ın bu denli itibarsızlaştırılmasından sonra artık toplumsal bir harekete direnmesi bize göre çok zordur. Böyle bir gelişmede İran ekseninde Türkiye ve Türk Milleti açısından fırsat ve tehditleri başka bir makale de ele alacağız.
Bu yazıda ki konumuz tehdit altında kalan diğer komşumuz Gürcistan.
Son zamanlarda Gürcistan’da yapılan seçimden sonra halk sokaklarda eylem yapıyor. Rusya’nın etrafını sarma politikası uygulayan ABD için Gürcistan önemli bir konumda. Ayrıca yakın ve uzak tarihte Gürcülerle Rusların kötü hatıraları var. Daha dün denilecek biz zaman da 2008’de Rusya- Gürcistan savaşından sonra Rusya Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’dan kopardı. 192.000 kişi Gürcistan’ın iç bölgelerine göç etmek zorunda kaldı. Bu şartlar altında Gürcü halkında Rus karşıtlığı olması gayet doğal, ancak Rusya ile yapılan savaşta batının sessiz kalması ve Ukrayna örnekleri Gürcü devleti ve halkında batıya güvenmeme konusunda da bir refleks geliştirdi.
İşte bu iki toplumsal duruş Gürcistan halkını zihinlerde ikiye ayırmış görünüyor. Bu ayırımın sokaklara ve iktidar paylaşımına yansıması üzerinden ABD ile Rusya arasında sahası Gürcistan olan yeni bir vekâlet savaşı için uygun ortam oluşturuyor ve oluşturuluyor.
Bahse konu iktidar paylaşımı şiddete vardığı anda iç savaş kaçınılmaz olacaktır. İç savaş başlarsa devlet otoritesinin en azından bazı bölgelerde etkisizleşmesi söz konusu olacaktır. Aynen Suriye’de olduğu gibi… Suriye’de otoritenin kaybolmasının Türkiye için bir terör devleti tehdidi oluşturduğunu herkes biliyor. Gerçekten devletinin ve milletinin bekasını düşünenler için Suriye’de ki gelişmeleri zamanında okumak çok elzemdi, ama ne yazık ki öyle olmadığı gibi tersine bir politika takip edildi.
Ders alındığını düşünürsek öncelikle Gürcistan’da yaşanabilecek gelişmelerin üzerine Suriye’de ki gibi benzinle gitmememiz gerekiyor.
Bunu anlamak için aşağıda hazırladığımız haritaya bakmamız yeterli olmalıdır.
Harita da görüldüğü üzere Gürcistan zaten etnik olarak parçalı yapıda bir devlettir. Sadece Gürcüler bile ana eksen Gürcülerin haricinde Svan, Megrelian, Guria, Kaheti, Hıristiyan ve Müslüman Acara olmak üzere belirli bölgelerde etnik temelli nüfus ağırlığına sahiptirler. Ayrıca Borçalı bölgesinde Azerbaycan Türkleri, Stalin’in Ahıska Türklerini sürgüne göndermesinden sonra Ahıska’nın güneyine yerleşen Emeniler yaşadıkları bölgelerde çoğunluk durumundadırlar.
Olası bir iç çatışma durumunda hangi bölgede hangi grupların otorite kuracağını kesin olarak tahmin edemeyiz. Ancak zaten topu topu üçbuçuk milyon nüfusu olan Gürcistan’ın iç savaş yaşaması durumunda hiçbir Gürcü tarafı bu gibi etnik ağırlıklı bölgelerde otoriteyi sağlayamayabilir. Böyle bir durumda doğuda Kahetiler, batıda Migrelan ve Gurialar, kuzeybatıda Svanlar, Güneydoğu yani Batum’un başkent olduğu özerk Acaristan bölgesinde Hıristiyan ve Müslüman Acaralar denetimi sağlayabilirler veya aralarında çatışmalar çıkabilir. Türkiye’nin Batum’a garantör olduğunu düşünürsek bölgede yaşanabilecek bir din çatışması bizi yoğun olarak ilgilendirecektir. Borçalı bölgesinde Azerbaycan Türkleri denetimi sağlayabilirken, Güney Ahıska bölgesinde Ermeniler denetimi sağlayabilirler.
Ermenistan’ın son yıllarda batıya yönelmesi ve kazanamayacağını bilindiği halde Azerbaycan’a karşı özellikle Fransa tarafından silahlandırılması pek mantıklı gelmeyebilir. Belki de Gürcistan’da iç savaşın başlaması durumunda işte o zaman Güney Ahıska’da yaşayan Ermeniler üzerinden Gürcistan iç savaşına batı yanlısı bir müdahale olabilir. Bölge çok dağlıktır ve Gürcü-Ermeni sınırı kontrolü zor bir sınırdır. Silahlar ve insanlar kolayca nakledilebilir.
O takdirde Türkiye ve Azerbaycan için hayati bir tehdit doğacaktır. Zira Ermeniler ilk iş olarak Karadeniz’e ulaşmak isteyecekler, Batum ve kuzeyi hedef olacaktır. Türkiye açısından ilk tehdit Ermenilerin Karadeniz’e ulaşmasıdır. Çünkü böyle bir durumda tarihi Türk yurdu Ahıska tamamen Ermeni işgaline girmiş olacak, Batum’da yaşayan Müslüman Acaralar Ermeni tehdidi ile karşılaşabileceklerdir. Öte yandan Ermenilerin Karadeniz’e ulaşmaları Ermenilerin Gürcüler ve Azerbaycan Türkleri ile Türkiye’nin arasına girmelerini sağlayacaktır. Başka bir önemli tehdit ise Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıdır. Böyle bir gelişme yaşanırsa Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı da Ermeni kontrolüne girmiş olacaktır.
Bu kadar riskli bir ortamda bizi yönetenler herhalde bu sefer ateşe benzin ile gitmezler diye umuyoruz.
Ancak Türkiye gerekli sağduyuyu gösterse bile Gürcistan’da yine de ateş çıkabilir. Böyle bir durumda ise yapılacak olan bellidir ve şimdiden hazırlıkları yapılmalıdır. Azerbaycan ve Türkiye Borçalı Azerbaycan Türklerini desteklemeli ve bu bölgenin Ermenilerin eline geçmesine engel olacak tedbirleri almalıdırlar. Batum’a olan garantörlüğümüzden doğan hakkımız kullanılarak işgal altına alınmalıdır. Ahıska bölgesinin kuzeyi ve boru hattı güzergâhı da kontrol altına alınmalıdır.
Ciddi devletler bu gibi gelişmelere karşı her türlü senaryoya önceden hazırlıklı olmaları gerektiğini bilirler. Ancak Suriye tecrübemiz bizi tedirgin ediyor. Suriye iç savaşı sırasında yöneticilerimizin hatalı ve öngörüsüz uygulamaları sonucunda hem dibimizde bir terör devletçiği doğdu, hem de ülkemiz sığınmacı ile doldu. Oysa biz bu köşede Suriye konusunda seneler önce gerekli uyarıları yapmıştık.
Şimdi de Gürcistan konusunda erken uyarımızı yapalım!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.