Hiçbir devlet güvenliğini kendi sınırları içinden koruyamaz. Devletler etraflarında güvenlik çemberi oluşturmak zorundadır.

Anadolu coğrafyasında kurduğumuz bütün devletler etraflarında güvenlik çemberi oluşturma politikası takip etti.

Büyük Selçuklular'da Alp Arslan Romen Diyojen ile anlaşmasında “Selçuklular ile Bizans arasındaki sınır öteden beri Müslümanlar'la Bizans arasındaki sınırdır” demişti.

Türkiye Selçukluları'ndan Kılıç Arslan İstanbul’u almak için Peçenekler ve Çaka Bey ile ittifak yaptı. Haçlı seferleri sırasında İstanbul Türkler'in elinde olsaydı Haçlılar Anadolu üzerinden Kudüs planları yapabilir miydi?

Haçlılar'a karşı Bizans'la başlayan ittifak Osmanlı Beyliği ile devam etti.

Osmanlı beyliğini diğer beyliklere karşı üstün kılan Bizans aleyhine genişleme imkanına sahip olmasıydı. Çimpe kalesi verildikten sonra Avrupa’da ilerleyen Osmanlı'nın yaptığı savaşların tamamı bir Haçlı savaşı niteliğindeydi ve hepsi Balkanlar'da yapıldı. Anadolu’nun korunması mücadelesi Balkanlar'da verildi. İstanbul’un fethi başlı başına Anadolu’da kurulan Türk devletini korumaya yöneliktir.

Yavuz’un Şah İsmail ile mücadelesinin temelinde Anadolu’ya İran coğrafyasından gelen tehdidi ortadan kaldırma düşüncesi yatmaktadır.

Osmanlı’nın Yemen mücadelesinin arkasında kutsal toprakları Hint Okyanusu'ndan gelecek tehlikeye karşı koruma fikri vardır. Ümit Burnu yolu ile Güney Afrika’yı dolaşan Portekizliler'in hedefinde Mekke-Medine vardı.

Birinci Dünya Savaşı’nın başında Enver Paşa’nın Sarıkamış Çevirme Harekatı’ndaki amacı Anadolu’nun güvenliği için Ruslar'ı Kafkaslar'ın arkasına atmaktı. Bunun 3 Kasım'da Çanakkale hezimeti ile de ilgisi vardır. İtilaf devletlerini Boğazlar'da durduramayacağını hisseden Enver Paşa hiç değilse Doğudan Ruslar'ı durdurma stratejisi takip etmiştir.

Kanal harekatları Suriye ve Filistin’in, daha beride Anadolu’nun güvenliği için yapılmıştır.

Kudüs’ün düşmesinden sonra ilerleyen düşmana Halep’in kuzeyinde set oluşturulmuştur.

İşte Misak-ı Milli ile belirlenen bu hat Anadolu coğrafyasını koruyabilecek coğrafi bir çizgidir.

Bu çizginin Suriye kısmı Fransızlar ile belirlenmiştir.

Irak sınırı ise tamamen coğrafya parçalanarak oluşturulmuştur. Güneydoğu Toroslar'ın kuzeyi Türkler'de kalırken güney yamaçları İngiliz himayesindeki Irak’a bırakılmıştır. Ve en problemli sınırımız da burası olmuştur.

Bugün Güneydoğu meselemizin temelinde bu sınır olayı vardır. Musul ve Kerkük bizim için Anadolu’yu koruyacak bir kalkan durumundaydı.

Gelelim güneye ve batıya.

Güney’de Kıbrıs Anadolu için tek ve en önemli güvenlik kalkanıdır.

Batıda adalar, Batı Trakya güvenlik çemberimizi oluşturan noktalardır.

Bugün Suriye’de verilen mücadeleyi Suriye toprağını koruma olarak düşünmemeliyiz. Suriye’deki Türk devletinin mücadelesi Kuzey Irak’tan Doğu Akdeniz’e Siyon-Kürd devleti kurdurmama mücadelesidir.