Hafıza-i beşer nisyanla malüldür...
Arapça, Farsça sözcüklerin eğemen olduğu günümüzde bu sözcükte nereden çıktı diyeceksiniz? İnsan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır, unutkanlık insan halidir. Günümüzde yaşananları değerlendirebilmemiz için geçmişte neler olmuş diye baktığımızda olayların tekerrür ettiğini görüyoruz. Demek ki geçmişten ders almamışız...
Bu dönem sağ-sol kavgası ideolojik savaşa dönüşmüştü. Sol ve milliyetçi görüşlü gençler hazan yaprağı gibi kurşunlarla yere seriliyordu. Memleket iç savaş ortamına girmişti. Semtler siyasi görüş gruplarına göre bölünmüş, sınırlar konmuştu. Acımasız ölüm kalım savaşı vardı. Gençler okullarını tamamlayamamış, sakat kalmış ve bir nesil yok olmaya doğru gidiyordu. İşe bu ortamda ordu çatışmaları sonlandırmak için yönetime el koydu. Halk büyük bir sevinçle ordunun yanında yer aldı.
12 Eylül müdahalesi çok sayıda insanın hayatını değiştirmişti. Suçlu, suçsuz çok kişi hapishanelerde işkenceler gördü ve ömrünü hapis hayatı ile geçirdi. Okuyan yazan insanlar bir bir tutuklanıyor, işkencelere tabi tutuluyordu, halk elindeki siyasi özellikteki kitapları yakıyordu. Çünkü kitap suçtu. Kimisi yurt dışına kaçmış, kimisi politik hayattan çekilmiştir.Hapishanelerde ömürlerini tamamlamışlardır.Çok insanda faili meçhul cinayetlere kurban gitmişti.
İhtilali gerçekleştirenler "soldan kaç kişiyi mağdur ettiysek o kadar da sağdan insanı mağdur ettik" diye nutuklar atıyordu. Güya eşitlikçi ve erdemli insanlardı? Yurt içinde barışı sağladık diyerek, hep aynı kırık plağı çalmışlar ve halkı küstürmüşlerdir. Bir Kenan Evren vardı ki deme gitsin. Anadolu'da ayak basmadığı toprak, gitmediği yer kalmadığı gibi söylemek isteyip de söylemediği sözü de kalmamıştır. Her gittiği yerde uzun uzun nutuklar çeker her cümlesinde; "heşehrilerim, örümcek kafalılar, netekim" ve başka sözcükleri insan kafasına kazımıştır. Her gün TV ekranlarında boy göstermekten hiç yorulmaz, çekinmezdi. Halk ise kendisinden nefret ederdi.
Bu kısa hikayemiz günümüz siyaset ve ortamı ile benzerlikler gösteriyor mu? Bilmem ama gerçek olan şudur. Hala geçmişten ders almamış, yanlış üzerine yanlış yapmaya devam etmekteyiz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.