Sayın Başkan’ın söylemlerine alıştık. Etki etmiyor. Gelelim koltuk değneğine. Susmasını bir becerebilse büyük ortağına daha çok faydası olur. Hangi yönden derseniz? Seçmen karşısında alacakları / alamayacakları destek için. Son zamanlarda klasik, heyecan vermeyen konuşmalar yapıyor. "Askıda ekmek" teklifini ortaya attı. Askıda ekmek yeni bir buluş ve uygulama değil. Uzun süredir uygulanan bir yöntem. Söyledi de yenilik mi getirdi, halkın ekonomisine artı değer mi kattı?  Diyelim ki "evet". Halka ücretsiz ekmek zor durumda, ekonomik güçlük içinde olduğu zamanlar yapılır. Bu söylemi ile halkın fakirliğini, işsizliğini, çaresizliğini de resmileştirmiş oldu! Kabul etti.

Şimdi soralım büyük ortak "İslamcı partiyim", küçük ortak "milliyetçi partiyim" diyerek İslamcı ve milliyetçilerden oy devşiriyor. Dinimizde halkı aç ve sefilliğe mahkum etmek diye bir hüküm yok. Ya milliyetçilikte Türk vatandaşı aç bırakıp, Türk olmayanları doyurmak gibi ve bütün ihtiyaçlarını karşılamak  söz konusu bile değil.

Halimiz bu. Ne olacak? Büyük ortak  seçmenini sosyal yardımlarla destekliyor, galiba MHP’de bu çarkın içine girdi ki iktidarın küçük ortağı da geçmişte söylediklerinin tam tersini söylemektedir. Özetle anketlerde ilan ettikleri sonuçlar devletten karşılıksız yardım alanların oylarına dayanıyor. Vatandaş da ne yapsın iş yok, güç yok, ekonomi rezalet kerhen destekliyor. Bir de korkutuluyor. "Bak biz sana karşılıksız yardım ediyoruz. İktidarı kaybederseniz hangi parti gelirse gelsin bu yardımları kesecek ve aç kalacaksınız" tehdidinde bulunuyor. Bu durumda seçimden doğal olarak kaçmak zorundalar, ekonomi, asayiş, iç barış, dış ilişkiler, vatandaşa verilmesi zorunlu hizmetler dip yapmış durumda. Bir ileri iki geri derken uçuruma gidiliyor. Seçmenin menfaat sağlayanların dışında kalanları durumu görüyor. Kadınlar cinayete, çocuklar istismara kurban ediliyor. Devlet parselleniyor, parsellendikçe de ok hedeften çıkıyor.  O nedenle hedef 2023!

Devlet yapısı bozuldu, ekonomi bozuldu, iç ve dış barış bozuldu… Bozulmayan ne kaldı?

İngiltere’de halk tarafından hiç sevilmeyen bir politikacı, sevilmediği hiç umurunda bile değilmiş. Bu konuda bir fıkra anlatılır. Denizde yüzmekte olan bir adam yakınında boğulmak üzere bir ihtiyar görür. İhtiyar adam yüzüstü suda sürüklenmektedir. Hemen adamı sırtüstü çevirir. Adamın yüzüne dikkatlice bakar ve sonra onu boğulmaktan kurtarır ve sahile ulaştırır.

Sahile geldiğinde sorarlar: "Adamı kurtarmadan önce sırt üstü çevirip yüzüne neye baktın?" diye. Adamın yanıtı: "Kurtarmadan önce onun hiç sevmediğimiz politikacının  olup olmadığını öğrenmek için" der.