Haller mercek altına alınmalıdır...
Yaş sebze, meyve üreticisi çiftçilerimizin durumu içler acısı. Kaderleri bir avuç kabzımalın eline bırakılmış durumda. Kabzımallar çiftçiyle kedinin fareyle oyun oynadığı gibi oynayabiliyorlar. Bir gün aynı bahçeden üretilmiş ürüne on lira, ertesi gün aynı ürüne bir lira yazabiliyorlar. Neden böyle oldu diye soran yok! Çiftçi kaderine razı olmak zorunda...
Bir çiftçimiz İstanbul Bayrampaşa halindeki bir kabzımalın kesmiş olduğu faturaları gösteriyor. Faturalar iddialarımızı doğrular nitelikte... En düşük kilogram fiyatı bir lira, en yüksek kilogram fiyatı on iki lira... Makas çok açık. Aynı bahçenin ürünü nasıl hem bir liraya hem de on iki lira olabiliyor? Çiftçimiz "Ben on iki liraya da, bir liraya da razı değilim. Makul bir fiyat olması gerekli. Ürünüm ilk sabah satılırsa değerini buluyor, ikinci, üçüncü güne kalırsa bozuluyor" diye şikayet ediyor.
Çiftçimiz haklı. Maliyetleri karşılayacak ve kendisi de ekmek yiyebilecek bir fiyat politikasına, soğuk zincirin oluşturulmasına, ürünlerin bozulmaması için soğuk depolamaya hallerde ihtiyaç var. Yetkilileri göreve davet ediyorum..
Erik için üretimden, hal'e kadar maliyet fiyatı, kilogram başına iki buçuk lira civarında.
İşçilik hariç. Onu da dahil edersek üç buçuk lira. Neler maliyeti bu kadar yükseltiyor? Çapalama, gübreleme, budama, ilaçlama, ambalaj, nakliye, vergiler ve işçilik. Söz gelimi; ürünlerin hal'e gönderildiği kutuların fiyatı beş lira, üzerine konulan ambalaj kağıdının tanesi elli kuruş. Üstelik çiftçilerimiz bütün bu masrafları önceden cebinden ödemiş oluyor. Yani ürünü pazarlamadan epeyce bir para harcıyor. Bir kısım çiftçimiz de bunlar için kredi çekmek zorunda kalıyor. Bu durumda bir de faiz maliyete ekleniyor. Maliyet daha da artıyor.
Bu duruma göre ele aldığımız ürün en az beş liraya satılmalı ki, çiftçi kardeşimiz evine ekmek götürebilsin. Altı, yedi liraya satılırsa yeni yatırımlar yapabilsin. Ürün için; bir lira, iki lira, üç lira gibi fiyatlar çiftçiyi zarar ettirir.
Yazımın başında ifade etmiştim; çiftçimizin gösterdiği faturalara göre bu yıl erikleri bir lira ile on iki lira arasında satılmış. Maliyet hesaplarına göre; bir lira çok düşük. On iki lira çok yüksek bir fiyat. Birinci durumda üreticiye, ikinci durumda tüketiciye yazık oluyor. Biraz denge, biraz adalet, hem çiftçiye, hem de tüketiciye iyi gelecek...
Bunu sağlamak için; Hal Kanunu gözden geçirilmeli ve haller belediyelerce çok sıkı denetim altına alınmalıdır. Tarım bakanlığınca da gerekli denetimler yapılmalıdır. Bu yolla hem çiftçiler, hem tüketiciler koruma altına alınmalıdır..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.