Hem rampa, hem de viraj

Son gelişmeler siyasetin kendi bildiğini çalıp söylediğini gösterdi. Siyasetçi,  seçmenin istekleri doğrultusunda hareket etmesi gerekirken kendi bildiği yanlış/doğrular üzerinde kısır çözümler üretmekle meşgul. Seçim sonuçlarının net okunamadığı da bir gerçek. Seçmenin beklentileri ne, ortaya konan kayıkçı kavgası ne? Bireysel siyaset kitlesel siyasetin önüne geçtiği müddetçe Türkiye kısır döngüden kurtulamıyor.

Olaylar çok yeni, hafızamızı yoklayalım. Üç parti ne dedi? Yolsuzlukla, yasaklarla, yağmayla, insan haklarıyla, bozulan demokrasi kültürü, gelir dağılımı, iç huzurla, yoksulluk, işsizlik  ile ilgili düzenlemeleri yapacaklarını ilan etmediler mi? Muhalefetteki her üç partinin ortak paydası aynı idi. Peki ne oldu da ortak payda unutuldu? Kayıkçı kavgası başladı? Vatandaş ne istiyor, siyaset ne yapıyor?

Seçim öncesi muhalefet üç aşağı beş yukarı kırmızı çizgilerini ortaya koymuşken ve kırmızı çizgilerde birleşip ortak çözüm üretecekken birbirine dayatma yolunu seçerek çözümsüzlüğe yelken açıyor. Şu parti ile birlikte olmam diyerek çözümü yokuşa sürmenin adını siz koyun. Burada olmazsa olmazlar var, onun dışındakiler ötelenir ama olmazsa olmazlar pekala uygulamaya konulabilir. Yasaklar, yolsuzluklar, demokratik haklar, gelir dağılımı, işsizlik gibi konularda birleşileceği yerde siyasetin sergilediği manzara hiç te hoş değil. Halk kutupların birleştirilmesi ve çözüm üretmesi için oyları ile muhalefete destek verdi ama muhalefet farklı hesaplar içinde.

Koalisyon görüşmeleri başlayacak. Kinler, nefretler açıkça ifade olunmasa da gizliden gizliye beyinleri esir alacak. Aradan birileri sıyrılacak, puan toplayacak diğerleri ise nal toplamaya devam edecek. Başka bir konuda iki veya üç partili koalisyonun çıkması durumunda Çumhurbaşkanı çıkıp ben % 52 oy aldım, ben farklı bir başkanım?  diyerek partilerin programlarını uygulamalarına engel olacak. Önce gizli sonra açık kriz doğacak. Bundan kim fayda görecek? Herhalde seçmen değil.

Türkiye iç politikada ki karmaşıklıklar içinde dış politikada da tam anlamıyla karaya vurmuş durumda. Hiçbir ülke Türkiye’nin yanında değil. Uzaktan ne halleri varsa diye seyrediyorlar. Hem gülerek hem de merakla. Dış politikası iflas etmiş, demokrasisi fiili halden şekli hale getirilmiş, halkı bölünmüş, ötekileştirilmiş, çözüm süreci altında kandırılmış, yoksullaşmış. Buna karşılık belli bir zümre ise yasal olmayan yollardan devleti soyup soğana çevirmiş, dış borç dört misli artmış, üretim durmuş, enflasyon almış başını gitmiş ve bunun adı da Yeni Türkiye olmuş…..

Yolumuz uzun, virajlı ve çok dik…….