Hırsıza beylerin de borcu var!
İki-üç gündür bizim evin yan çatısından tıkırtılar geliyordu. Kedi köpek, tıkırtı yapıyor sanıyordum. 4 Ocak cumartesi, saat 14:00 civarı, 10 yaşlarında bir çocuk, bir çuval kömürü kucaklamış olarak kapının önünden geçti. Çocuk arabasına koydu. Çıktım sordum: "Çocuğum, o kömürü nereden aldın sen?"
- Umut abi verdi.
- Umut abin kim?
- Iraklı abi.
Bizim yan komşunun evinde göçmen bir kiracı var. Her ihtimale karşı gidip ona sordum; gerçekten oradan aldıysa; bir haksızlık olmasın diye düşündüm.
"Benim adım Muaz. Umut değil. Bende komur yok; doğalgaz var" dedi.c(Onun kendi ifadesidir.)
Dahası ondan kömür alsaydı, onun kapısından geçmesi gerekirdi. Benim kapıdan geçmesi için benim yan çatıdan çalması gerekiyor. Çatının kapısı açıktı. Kömür alırken çuvalları saymadığım için daha önceden kaç tane çalındı onu belirleyemedim.
Eve girdim. Üstümü giyindim. Gideyim sağlamından bir kilit alayım diye yola çıktım. Köşeye vardığımda iki sokak aşağıda gördüm onu. Bu kez başka bir ters yönden çocuk arabası ile geliyordu yine. Vardım yanına. Bir çuval da başka yerden çalmış; çünkü bu kez başka bir marka çuval vardı arabada. Bizim evden çıktığında elinde bulunan çuvalın markasını okumuştum; Bizim kullandığımız marka idi.
“Şimdi polis çağırıp seni ona vereyim mi?” dedim.
"Abimi çağıracağım" dedi. "Çağır" dedim.
Bir şişe çıkardı. Parfüm gibi sıkmaya başladı. "Lanet olsun" dedim. Sonra gittim kilit aldım. Geldim, polisi ve muhtarı aradım. “Hiç muhatap olmadan 155’i arasaydınız keşke” dediler. “Ben iyice emin olmak istedim” dedim.
Daha ilginci, 10 yaşlarında bir çocuğun, güpegündüz, evde insanlar varken iki pencere ve bir kapının önünden geçerek o kömüre ulaşması. Onu kucaklayıp 10 metre götürüp çocuk arabasına yüklemesi... “Iraklı Umut Abi verdi” demesi... Acaba evi, ne zamandan beri gözetliyorlar? Onlara bu aklı kim verdi? Başkasının kömürünü veren Umut Abi kimdi? Geçen yıl sobamı çaldılar idi. Bu yıl da kömürümü!
Anam diyor ki: "Dün, akşam kara kara gölgeler geçtiydi camın önünden. Cinler, şeytanlar bastı herhalde diye çok korktum." 90 Yaşında kadın. İki kalçadan ameliyat olmuş. İnsan görünümlü yaratık sandığı gölgeler, meğer hırsızın gölgesi imiş. Yazık değil mi bu durumdaki insanlara?
Bu gelenler, burada her suçu işliyor. En masumu 5 yılda üç beş tane doğuruyor.
Birileri de çıkıyor; "Bunlardan önce kendi vatandaşını düşün" diyene 'kafatasçı' diyor. Kendi kardeşi ile babasının mirasını bölüşmek istemeyenler, bunlara 'kardeş' diyor. "Kardeşim, babamın malını benden fazla yedi" diyerek beddua edenler, bunlara 'kardeş' diyor. "Kardeşim bana 500 liralık zarar verdiydi. Çocuğunda hastalık çıktı" diye sevinenler, bunlara 'kardeş' diyor.
Kendi bacısı yıllar önce boşanmış. Bir gün hatırını sormuyor. "Erkeğine sahip çıksaydı" diyor. Öz kardeşine hak vermiyor; ancak bunlara hak veriyor.
Erkek kardeşi boşanmış "kardeşim suçlu; karısının nazını çekmeliydi" diyor. “Suriyeliler, Esat’ın, sözüne uysaydı” demiyor. Diğer kardeşinin yuvası yıkılmış. "Babamın parasını en çok o yiyor" diyor. Diğer yanda "Benim babam dahil hepsi şerefsiz. Suriyeli'den kirayı az alması gerekirdi" diyor.
"Yahu bu Suriyeliler de kendi devlet başkanına ayaklandı. Bunların da suçu var. Esat ile arasını bulalım" demiyor. Hatta bize kızıyor: "Suriyeli için bizim cebimizden para çıkmıyor. Katar veriyor parayı. O da çocuk sayısına göre" diyor.
Peki Katar, Türkiye'deki Suriyeli nüfusu arttırmak için neden para veriyor?
Bir başkası da, “Onlar ile bizim aramızda kıyaslanamaz bir yaşam kalitesi farkı var” diyor. Bizde de, onlardan daha aşağı kalitede yaşayanlar yok mu? Dahası insanlar, çalmadan geçinemezler mi?
"Bizim insanımız iş bulamadığı, çocuğuna süt alamadığı, pantolon alamadığı vs. için intihar ederken başkalarını da getirmeyin" demek, “kendini ve insanlığını bilmemek” oluyor. "Başka ülkeleri karıştıranlara alet olmayın da onların sonuçlarına katlanmak durumunda kalmayalım" demek, kendini ve insanlığını bilmemek oluyor. “Biraz da bu ülkenin evladını düşünmek gerek” diyen, “insanlıktan uzak, kafatasçı” diye eleştiriliyor. Yardımlaşma kültürünü yitirdik ise suiistimal edenler yüzündendir. Yardım edenlerden çalanlar, insanların içindeki yardım ve iyilik etme duygusunu da çalmıştır.
Ben, ülkedeki çifte standart ve ikiyüzlülük gösteren insanlara tepkiliyim. Yoksa muhtaçlara yardım için yol paramı verip 3-4 saat yol yürüdüğüm günler olmuştur.
Daha önce bir ameliyat geçirdim. Evimi temizletmeye kadın bulamamıştım; ancak evime girip hırsızlık yapanlar olmuştu. Asıl konu da bu olsa gerek. İnsanlar, başkasının sırtından geçinmeyi, açıkgözlük, uyanıklık sanıyor. Sırtından geçindiğine de enayi diyor.
Bunları düşündükten sonra, gittim en sağlamından bir kilit aldım; kapıyı sıkıca kilitledim. Geldim anama:
- Vallahi bu kez çok sağlam kilitledim. Artık açamazlar dedim!
Ne yanıt verse beğenirsiniz;
- Anahtar kilit, doğruya! Eğri adam, kiliti de söker! Hırsıza beylerin de borcu var!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.