Hırsızlık yapanın elinin kesilmesi
Maide suresi 38. Ayet: Hırsızlık yapan erkek ve kadının işledikleri suça karşılık, Allah’tan caydırıcı bir ceza olmak üzere ellerini kesin! Allah güçlüdür, her şeyi yerli yerince yapar.
Maide suresi 39.ayet: Kim yaptığı haksızlıktan sonra tövbe eder ve ıslah olursa, Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
İnsanın, ayeti okuyunca ürkmemesi mümkün değil. Caydırıcı olarak ellerin kesilmesi, korkunç bir ceza. Emreden Allah, ‘’Her şeyi yerli yerince yapar’’ diyorsa yapacak başka bir şey yoktur.
Toplumun büyük çoğunluğunun rahat ve huzuru için suça-ceza ilkesi, her toplumda, her dinde töre veya kanun olarak vardır. Olmalıdır da…
Ayetler anayasa maddeleri gibidirler. Uygulama şekli, Peygamberden başlayarak bu konularda kafa yoran ulemalar, fıkıhçılar tarafından yapılan düzenlemelerle belirlenmiştir.
İslam’ın genel prensibinde, ceza verilmeden önce suç sebeplerinin ortadan kaldırılması vardır. Sebepler ortada iken, kişi mecbur olduğu için işlenen suça ceza verilmez. Sebepler ortadan kalkmış, kişi suç işlemeye devam etmişse; başka sebeplerde dikkate alınarak ceza tespiti yapılır.
İhtiyaç ve zaruret dolayısıyla işlenmiş suç, tam ceza gerektirmez. İhtiyaç ve zaruretin şiddetine göre, ceza hafifler.
İhtiyaçtan değil de ahlaksızlık ve alışkanlıktan suç işlenmişse, ceza üst sınırdan uygulanır.
Hiçbir şekilde şüpheli durumlarda ceza verilmez.
El kesme cezasının verilebilmesi için, hırsızlık olayında hiçbir şüphenin kalmaması ve bütün şartların hazır olması gerekir.
Bu konuda fıkıhçıların öne sürdüğü şartlar şunlardır.
- Hırsızın her şeyden önce aklının yerinde ve reşit olması gerekir.
- Başkası tarafından zorlanmamış kendi iradesiyle suçu işlemesi gerekir.
- Çalınan mal önemli bir değer ifade etmeli. (En az bir altın lira değerinde olmalı)
- Muhafazalı bir yerden, gizlice ve sahibinden çalınmalı.
- Çalınan mala çalanın ortak olmaması lazımdır.
- Bazı fıkıhçılar 5. Maddeye izafeten, kamuya ait malların çalınmasında el kesme cezası uygulanmaz demişleridir. Kamu malında çalanın da hakkı vardır düşüncesiyle.
- En az iki güvenilir kişinin şahitlik etmesi istenir.
- Kamuya ait av hayvanı, kuş, ot, odun gibi malların çalınmasında el kesilmez.
- Çabuk bozulan yiyeceklerden (et, süt ürünleri, meyve sebze gibi) dolayı el kesilmez.
- Haram olan içki ve oyun aletlerinin çalınmasıyla el kesilmez.
- Aile içi çalmalar dolayısıyla el kesilmez.
- Mahkemeye düşmeden çalıntı geri verilirse yine kesim olmaz.
- Açlık, mesken gibi ihtiyaçtan dolayı hırsızlık yapılmışsa eli kesilmez.
Görüldüğü gibi elin kesilmesi için şartlar çok ağır. İslam’ın ilk yüzyılında yukarıda belirtilen şartlar tam uygulandığı için, eli kesilen insan sayısı onu (10) geçmemiştir. Hatta bazılarımız bu şartlarda eli kesilen olmaz diye de düşünmektedir.
İslam’da toplum menfaatleri ve huzuru, kişilerin menfaatlerinden önce gelir. Huzurun korunması için suçlara kısas getirilmiştir. Bakara suresi 177. Ayette: ‘’Kısasta hayat vardır’’ denmektedir. Şartlar tam oluştuğunda öldüren öldürülür, hırsızın da eli kesilir.
Zamanımızda hırsızlık çok değişik boyutlarda yapılmaktadır. Ferdi hırsızlık yerini zincirleme hırsızlıklara bırakmıştır. Bilhassa kamu malını çalma şekilleri kanunlara ve yetkilere sığınılarak yapılmaktadır ki yukarıda anlatılanlarla hiç bağdaşır tarafı yoktur. Bu tür hırsızlıklara el kesme cezası yetmez. Artık bizim ceza hukukumuz bile bu konularda yeterli değildir. Yeniden gözden geçirilmelidir.
Toplum bu konuda duyarlılığını bile kaybetmiştir. Çalanları ayıplama yerine, iş bilme olarak nitelendirilmektedir. Hatta aynı hırsızlıkları yapma yerine girmek için yarış vardır.
Seçimle gelen güç yargının önüne geçmiş, suç işlemesi serbest, ceza alması yasaklanmış bir durum arz etmektedir.
Kanun yapıcılarda konuşma dokunulmazlığı, her sahada dokunulmazlık getirmiştir. Herkesin bildiği kamu mallarını çalmalar için özel kanunlar çıkarılmakta, hayır kurumlarından, çalışmadan çeşitli yönetim kurullarından; birkaç ballı maaş alanları gördükçe, eli kesilecek hırsızların çok masum olduğunu görmekteyim.
Şimdi soruyorum! Basına yayıldığı kadarıyla bürokratik ve siyasi güç kullanılarak yapılan hırsızlıkların, gerçek mahkemelerde kesinleşmesi durumunda sizce el kesme cezası yeter mi? Yetmez! Dediğinizi duyar gibiyim.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.