Hukuk yoksa, sen de yoksun...
Mesleki taassup sanılmasın, ayının kırk tane türküsü varmış kırkı da ahlat(armut) üstüne gibi de olmasın ama gerçek şu ki hukuk yoksa sen de olamazsın.
Sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğün andan itibaren hukukun sujesisin. Hakkını, menfaatini, kimliğini, kişiliğini, özgürlüğünü malını, mülkünü hukuka borçlusun. Adın, sanın, cebindeki kimliğin hukuk sayesinde anlamlıdır. Düşünsene kimlik no'n olmadan sadece dağ başında yalnız başına yaşayabilirsin. Şehre inemez, okula, askere, hastaneye gidemez, evlenemez, mal mülk sahibi olamazsın.
Devlet de tıpkı kişiler gibidir, kamu hukukunda ''şahs-ı manevi'' denilir. Hukuku yoksa eğer varlığından söz edilemez. Adı sanı, bayrağı, Başkenti,sistemi, kurumları ancak hukukla var olur. Öyle ki; devletten hukuku çıkardığında geriye haydut kalır sözü bu yüzden söylenmiştir.
Esasen; Devlet= Vatan+millet+hukuktur (denklem özgündür bana aittir). Devleti ete kemiğe büründüren hukuktur. Hukuku olmadığından vatan arazi parçası, millet de ahaliden ibaret kalır. Kültürümüzde ''töre konuşunca Han susar'' deyimi de buna işaret eder. Töre hukuktur ve Han'ın üzerindedir. Çünkü devleti kuran ve yaşatan Han değil, töre yani hukuktur.
Hukukun hırpalandığı, adaletin savsaklandığı dönemlerde devlet önce güçsüzleşir, devamında da yıkılır. Evrensel ilkeler üzerine oturmuş bir hukuk düzeni, birey, toplum ve devlet için hem elzem hem de teminattır. Aksi hallerde bir kişinin ya da grubun arzu ve emelleri hukukun yerini alır. İşte bu toplum ve devlet için en kötü hâldir. Uzatmaya gerek yok, son beş yılda ülkemizin yaşadıkları bunun en açık ispatıdır. Şimdilerde revize vs denilerek iflas etmişliği zımnen kabullenilen C.Başkanlığı hükumet sistemi hukuku olmayan bir ucubedir. Kamu hukuku kabul ve kavramlarına ters, ne idüğü belirsiz bu sistemin revizyonu imkansız ve dahi gereksizdir.
Kanuni Esasi'den beri câri ilke hakimiyet tecezzi (bölünme- ortaklık) kabul etmez, egemenlik milletindir. Millet bunu seçtikleri eliyle organlar marifetiyle kullanır. Erkler arası ayrılık asıldır, yasa koyan tatbik edemez, uygulayan da denetleyemez. Yani TBMM yasa yapacak, Hükumet uygulayacak yargı da denetleyecektir. Sistemin düzgün işlemesinin şartı ve sigortası da yargının bağımsızlığıdır. Bunun teminatı ise yargıç güvencesi ve doğal yargıç ilkesidir. Bunları yaptığımız da sistem tıkır tıkır ve adil biçimde işler.
Ham hamasete dayalı işin esasından bîhaber, yarım yamalak bilgilerle sistem tartışmaları işe yaramaz. Çok açık ve net biçimde ifade edelim ki tartışmalarla vakit öldürmek yerine derhal parlamenter demokrasiye dönmek gerekli ve yeterlidir. Onu da güçlendirilmiş vs denilerek sulandırmanın alemi yoktur.
Mevcut anayasamızın Mayıs-2007'de yürürlükteki hali bugünkünden kat be kat iyi ve demokratik işleyişe yeterlidir. Sadece gensorunun varlığı bile raydan çıkmış çıkacak yürütmeyi hizaya getirebilir. Ayrıca millet adına denetim için de Sayıştay'ı Mayıs 2007 deki işlevine getirmek yeter. Bunun dışındaki arz izah ve tartışmalar ya konunun anlaşılmaması ya da top çevirme kabilinden hareketlerdir.
Dikkat edilecek husus; sistemi yeniden inşaya soyunanların bozanlardan olmamasıdır.
Son söz; Demokratik hukuk devleti herkes için sığınılacak en salim limandır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.