Hukuki açıdan Türkiye'de ki Suriyeliler
Ülkemizde fiilen kayıtlı-kayıtsız 5,3 milyon Suriyelinin yaşadığı tahmin edilmektedir. Suriyelilerin Türk nüfusuna oranı ise ülke genelinde %6,5 oranında.
Prof. Dr. Ümit Özdağ’a göre, “Türkiye’de yaşayan Suriyeli ‘sığınmacıların’ sayısı 2040 yılında 10 milyona yükselecek, "Türkiye’nin birçok kenti Türk kimliğini kaybedecek ve Arap kentleri olacak."
Halen Kilis’te nüfusun yüzde 81,4’ü, Hatay’da yüzde 27,3’ü, Gaziantep’te yüzde 22,2’si, Şanlıurfa’da yüzde 21’i Suriyeli. İstanbul’da yaşayan Suriyeli sayısı da 1 milyona ulaştı.
Bu yüzden hukuki açıdan Türkiye’deki Suriyelilerin statüsünün doğru olarak ifade edilmesi önemlidir. Çünkü her bir statünün devletimize yükleyeceği yükümlülükler farklıdır.
Türkiye’de bulunan Suriyeliler (Cumhurbaşkanı dahil) devletimizi yönetenler veya halkımız tarafından mülteci, sığınmacı, göçmen ya da misafir olarak tanımlansa da bu tanımlar iltica hukukuna göre doğru değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan Suriyeliler “mülteci, sığınmacı veya göçmen” değildir. Bu kişiler, “geçici koruma altında olan yabancılardır.”
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) ile bu Kanunu dayanak alarak çıkarılan Geçici Koruma Yönetmeliğine tabidirler.
Geçici koruma uluslararası koruma anlamına gelmez. Suriyeliler uluslararası hukuka tâbi tutulmadığından, Türkiye’nin Suriyeliler konusunda uluslararası hukuktan kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Türkiye’de devletin Suriyelilere tanıdığı haklar uluslararası hukuktan kaynaklanan bir yükümlülüğün sonucu değildir. Tamamen devletimizi yönetenlerin siyasi tercihidir.
******************************
SURİYELİLERE TÜRK VATANDAŞLARINA SAĞLANAN HAK VE İMKÂNLARDAN FAZLASI VERİLEMEZ
Türkiye’de geçici koruma altında olan Suriyeliler mülteci olmadıkları için uluslararası hukukun koruması altında değildir. Ancak bir an için bunların mülteci olduğunu düşünsek bile Türkiye’nin “Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme” (1951 Cenevre Sözleşmesi)ne taraf olurken koyduğu çekince sebebiyle Suriyelilere Türk vatandaşlarına sağlanan hak ve imkânlardan fazlası verilemez.
İç hukukumuzda da 2014 yılında düzenlenen Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda da “Başvuru sahibine, başvurusu reddedilen veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişilere sağlanan hak ve imkânlar, Türk vatandaşlarına sağlanan hak ve imkânlardan fazla olacak şekilde yorumlanamaz” hükmü getirilmiştir.
Bu sebeple ülkemizde Suriyelilere hastanelerde, eğitim kurumlarında, sosyal ve ekonomik yardımlarda Türk vatandaşlarına sağlanan hak ve imkânlardan fazlasını veren uygulamalar, “hukuk devleti” ve “kanunla bağlılık” ilkelerine zarar veren siyasi tercihlerdir.
******************************
SURİYE’YE GİDİP DÖNEN SURİYELİLER
Geçici koruma statüsü, Suriyelilere Türkiye’de koruma sağlarken, şartlar düzeldiğinde vatanlarına dönmelerini zorunlu kılan bir statüdür.
Dolayısıyla, yılın belli dönemlerinde Suriye’deki akrabalarını ziyaret edip, Türkiye’ye dönüp hayatını burada idame ettirmek, statünün anlamı ile bağdaşmaz. Bu durum, mülteci statüsü ya da uluslararası koruma statüsü ile de bağdaşmaz.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 19 Eylül 2019 tarihinde yaptığı açıklamada ülkesine dönen Suriyeli sayısının 354 bin olduğunu söyledi. Yani isteyen Suriyeli vatanına kalıcı olarak dönme imkânına da sahiptir.
“Kaçtığı ülkeye kendi rızasıyla dönen ve sonra sığındığı ülkeye geri gelen kişi uluslararası hukuk anlamında mülteci de değildir, uluslararası koruma kapsamında da değildir. Suriyeliler için geçici koruma statüsü de anlamını yitirmiştir.”
******************************
SURİYELİLERİN T.C. VATANDAŞLIĞINA ALINMASI
İçişleri Bakanlığı tarafından, Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısı (1 Ağustos 2019 tarihi itibarıyla) 92 bin 280 kişi olarak açıklandı.
Bu durum hukuki değil, tümüyle siyasi bir karardır. Geçici koruma statüsünden yabancılar için öngörülen diğer statülere geçiş söz konusu değildir. Diğer yandan bu statünün T.C. vatandaşlığına alınma yoluyla sonlandırılması da ulusal ve uluslararası hukuka aykırıdır.
Vatandaşların devlet ile olan hukuki bağını “devletine sadık olma borcu” ve “kurallara uyma borcu” ifade eder. “Yabancının” ülkemize “sadakat borcu” yoktur, yalnızca bulunduğu ülkenin kurallarına uyma borcu söz konusudur.
Ülkemizde bulunan Suriyelilerin kendilerini Türk Milletine ve vatanına ait hissetmedikleri açıktır. Zaten böyle bir beklenti içinde olmamız onlara da haksızlıktır. Yapılan araştırmalara göre “Türkiye’deki Suriyelilerin bize entegre olmaya niyetleri yoktur. Hatta Türk vatandaşları da Suriyelilerin entegre olmasını istememektedir.”
Diğer yandan Türkçe konuşup yazamayan, Türk tarih ve kültürünü bilmeyen ve özümsemeyen Suriyelilerin kitlesel olarak vatandaşlığa alınmaları hukuka aykırı olduğu gibi, kamu düzenini bozan ciddi sosyolojik ve siyasal sorunların doğumuna yol açacaktır.
***************************
HAKLAR DEĞİL HİZMETLER
Geçici koruma bakımından hangi hakların tanınması gerektiği hususunda en yol gösterici metin AB Geçici Koruma Yönergesi’dir. Bu Yönerge'de belirtilen temel haklar ışığında, Türkiye’de bulunan Suriyeli geçici korunanlara ilişkin haklar ise “Geçici Koruma Yönetmeliği”nde şu şekilde ifade edilmektedir:
“Bu yönetmelik kapsamındaki yabancılara; sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim, sosyal yardım ve hizmetler ile tercümanlık ve benzeri hizmetler sağlanabilir” ifadeleri göze çarpmaktadır. Madde metninde sayılan bu hizmetlerin zorunlu olarak düzenlenmediği, devlete takdir hakkı tanındığı görülmektedir.
Dikkat edilirse madde metninde “haklar” yerine sunulacak “hizmetler”den bahsedilmektedir. Bu ifade hem yönerge ile uyumlu hem de maksada da uygun olmuştur.
Uluslararası koruma statüsünün dışında olan ve geçici koruma altına alınanlar yani Suriyeliler de Türkiye’nin uluslararası hukuk açısından bir yükümlülüğü olmamasına rağmen sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim, sosyal yardım ve hizmetler, tercümanlık hizmetlerinden yararlanmaktadır.
Geçici koruma altına alınan Suriyelilere de bu hizmetleri ve fazlasını veren Türkiye zengin ülkelerin yapmadığı fedakârlığı yapmaktadır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.