İYİ Parti, geçtiğimiz günlerde ikinci yaşını kutladı. Ben de, İYİ Parti'nin ikinci yaşını kutlayarak yazıma başlamak istiyorum. Kutlu olsun...

Öncelikle, İYİ Parti'nin ülkenin siyasetine yeni bir fırsat olarak ortaya çıktığını ve bizlere yeniden bir soluk alma imkanı sağladığını kabul etmek zorundayız.

İYİ Parti, tıkanmış ve adeta AKP'ye esir olmuş siyasi arenada, esaret zincirinin kırılmasına imkan sağladı.İktidar; İYİ Parti ve CHP'nin gündeme getirdiği birçok yeniliği, gerçekleştirmek zorunda kaldı. Bayram parası ve asgari ücret artışları vb. muhalefetin isteği doğrultusunda şekillendi. Ardından, CHP ile yapılan Millet ittifakı, milletin desteğini aldı ve yerel seçimlerde iki partinin oyunun çok üzerinde bir halk desteğiyle. kurulduğu yıldan bu yana ilk defa, AKP ağır bir seçim yenilgisi aldı.

Kabul etmek zorundayız ki; İYİ Parti kurulmamış olsaydı, Millet İttifakı olarak kazanılmış, birçok Büyükşehir belediyesi şu anda AKP'nin elinde olmaya devam edecekti.

*

Gelelim İYİ Parti'nin kuruluş yıllarına bir bakış atmaya; İYİ Parti merkez partisi olma hedefiyle kuruldu. Milletin çeşitli kesimlerinde büyük bir heyecan yarattı. MHP'den çeşitli nedenlerle ayrılmış olanlar, AKP'yi kabullenemeyen eski DYP'liler, ANAP'lılar ile CHP'den memnun olmayan insanlar akın akın İYİ Partiye katıldılar. Böylece ilk kurucu yönetimler de bu iklimde oluştu.

Eğer, kurucu il ve ilçe yönetimlerine bakarsanız; bu kendiliğinden ortaya çıkan koalisyonu görebilirsiniz.

*

Peki günümüzde bu koalisyon devam ediyor mu? Cevabım maalesef olumsuz. Birçok il ve ilçede kurucuların büyük kısmı ya bir kenara çekildi, ya da istifa ederek partiden ayrıldı. Merkez Partisi olma iddiasıyla kurulan partimiz, ilgililerin hataları ile giderek merkezden uzaklaştı. Adeta MHP'nin devamı durumuna geldi. Bunu il ilçe yönetimlerine bakarsak, rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kongrede gizlenmiş blok listeyle yapılan yanlışta kan kaybını hızlandırdı. İstifalar yoluyla kan kaybı halen devam ediyor maalesef.

*

İYİ Parti'de meyve veren insanların partiden uzaklaşmaya başlaması sürecine de geriye dönüp bir bakacak olursak; Yusuf Halaçoğlu'nun partiden ayrılması, Ali Türkşen'in ayrılış süreci, Ümit Özdağ'ın etkisinin azaltılması, son olarak İsmail Koncuk'un GİK'ten istifası vb. Başka önemli ve değerli insanların da daha önce zehir zemberek açıklamalar yaparak istifaları olmuştu. Bunlardan ARGE başkanı Fikret Artan beyi örnek verebiliriz. Fikret beyin ve diğer bazı değerli insanların istifaları birer alarmdı ancak gören ve duyan olmadı.

*

Sayın Genel Başkanım; il ve ilçe teşkilatlarının birçoğu çalışmıyor.

Lütfen partideki ahbap çavuş ilişkilerini görün.

Lütfen tedbir alın.

Gemi batmadan önce elinizi taşın altına koyun.

Partinin merkez partisi olmasının önündeki engelleri kaldırın.

İşe de en yakınlarınızdan başlayın.

İş İşten geçmeden...

Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun...