Seçim atmosferine girdik.

Partiler, adaylar, taraftarlar sokaklarda iyilik, güzellik ve cömertlik sergiliyor.

Bazı dostlarımız haklı olarak; ’Canım hiç olmazsa seçim olana kadar vatandaş adam yerine konsun kötü mü?’ diyecekler.

Bu konularda biraz aynaya bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Şöyle ki: Demokrasiyi içselleştiren gelişmiş Batı ülkelerinde  insanlar, genel seçim zamanı geldiğinde düşünür. Yönetim bugüne kadar nasıl bir performans sergiledi. Hayat pahalılığı, insanca yaşama, adalet, müsavat, liyakat, sağlık, ekonomi... vs ne durumda?

İyiye mi gitmiş yoksa bozulmuş mu?

Durum dünden daha güzelse devam, değilse partiye pürtüye bakmadan alternatifi değerlendirir...

Görüyor musunuz bu gavurlarda ne lider ne parti kültü (kayıtsız şartsız düşünmeden destekleme) var. Bu nedenle iktidara gelen parti, lider başarılı olmak mecburiyetinde. ’Yatsam da beni seçerler.’ diyemez.

Gelelim şeklen demokrasi olan gelişmekte olan ülkelere. Buralarda durum bambaşkadır.

Benim liderim katiyen yanlış yapmaz, bazen bir söylediği bir söylediğini tutmuyormuş, varsın tutmasın, mutlak bir sebebi bir bildiği vardır!

Hayat pahalıymış, geçinemiyormuş, ekmeğe muhtaçmış, hatta sabahın köründe saatlerce iki lira ucuza ekmek almak için bekliyormuş olsun!

İdare edenlerin dolgun maaşları varmış, saraylarda, yalılarda, villalarda yaşıyorlarmış yaşasınlar!

Şükretmek gerek! Değil mi ki Cennetin baş köşesinde oturacak, sayısız Huriler, Nuriler'le fakirler yaşayacak, zenginler en son gelecek! Esas zenginlik, refah öbür tarafta, bunun şartı da fakirlik olduğuna göre bugünü boş ver!

Büyük büyük din alimleri böyle demiyor mu? Şükür... Şükür!

Nasıl size bu tespitler tanıdık geldi mi!

Sadece genel seçimlerde değil, mahalli idare seçimlerinde de bu gavurlar farklı.

Seçimlerde kişiye odaklanıyorlar.

İkinci grup yani parti ve lider taassubu var olan toplumlar bilinen yanlışları mahalli idare seçimlerinde de yapıyorlar.

Bizim partiden olsun da çamurdan olsun! Yahu arkadaş, dört beş yıl paçaları sıvayarak çamur içinde yüzmedin mi?

Elin illeri, ilçeleri seni fersah fersah geçmiş, seninki ise şaşkın ördek misali geri geri gidiyor, caddeler boş, dükkanlar sinek avlıyor... Rahatsız değil misin?

Hala yandaşı candaşı ile devlet imkanlarını har vurup harman savuranların peşine takıl. Bilesin ki tuz yalamaya gidiyorum diye sevinen koyunlar mezbahaya koşarak gider.

Sevgi Dostlar!

Hiç olmazsa bire bir, bizi ilgilendiren mahalli idare seçimlerinde aklımızı, idrakımızı kullanalım.

Yaşadığın mekanda her daim iyi günde kötü günde senin yanında olacakları...

Adam gibi adam dediklerimizi, en güzel hizmeti yapacağına inandıklarımızı, cevval, dinamik, her kesimle iletişim kurabilen, yöreye sevdalı, ayırım yapmaksızın güneş gibi eşit doğabilen, garip gurabanın fakir fukaranın hamisi, haksızın, hukuksuzun karşısında olacakları değerlendirelim.

Unutmayalım ki; İnek dağda ölse bile zarar kapıya gelir!