İsrâ ve Miraç
İsrâ: Kelime olarak karşılığı gece yürüyüşü demektir.
Kur’an’da geçen şekliyle İsrâ, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, bir gece Allah tarafından Mekke’deki Mescid-i Haram’dan alınarak Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya götürülüp getirilme olayıdır. Bu olay Kur’an’da İsrâ suresi/ 1. ayetinde açık açık belirtilmiştir. İnananlar için hadisenin oluşumunda hiçbir kuşku ve tereddüt yoktur.
İsrâ suresi 1. Ayet: Bir gece kulu (Muhammed’i), ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye Mescid-i Haram’dan (alıp) çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i aksa’ya yürüten Allah’ın şanı ne yücedir. Şüphesiz O her şeyi işitir, her şeyi görür.
Ayet’te olayın, gerçekliliği kesin olarak ifade edilmiş olup manada da şüphe yoktur. Olayın olmadığını inkâr etmek açık ayete karşı gelmek olacağından dinden çıkarır.
Miraç ise, bir şekilde göğe yükselme demektir. İsrâ’nın vuku olduğu gece veya öncesi veya sonrası herhangi bir zamanda Hz. Muhammed’in göğe yükselme ve Allah ile buluşması mucizesine Miraç denir.
Miraç’ın oluşumu ile ilgili Kur’an’da kesin bir ayet yoktur. Bu sebeple Miraç olayına inanmamak kişiyi dinden çıkarmaz. Oldu ise ve Müslüman inanmamışsa ancak günahkâr olur. Çünkü miraç hadisesinin olduğu ile ilgili Necm suresinin 12-18 ayetleri delil olarak gösterilir ki ayetler, Allah ile görüştüğünü net olarak belirtmemektedir.
Necm suresi 12. Ayet: Yoksa siz, gördükleri hakkında kuşku duyup Peygamber’le tartışıyor musunuz?
13. Ayet: Andolsun ki o, Cibril’i başka bir defa inişte,
14. Ayet: Sidre-i Münteha’nın yanında gördü.
15. Ayet: Ki onun yanında ‘’Cennetü’l Me’va’’ vardır.
16. Ayet: O zaman bürüyordu Sidre’yi bürüyenler.
17. Ayet: Gözü ne kaydı ne de haddi aştı.
18. Ayet: Kuşkusuz o, Rabbi’nin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
Necm suresi 1-11. Ayetler Cebrail tarafından Peygamberimize vahiylerin getirilişleriyle ilgilidir. Hal böyle olunca devamındaki (12-18). Ayetlerdeki ifadeleri, Vahiy getiren Cebrail’in görüntüsü olarak yorumlayanlar çoğunlukta. 13. Ayette, ‘’Andolsun ki o Cibril’i başka bir defa inişte’’ meali de önceki görülenin de Cebrail olduğu anlamını kuvvetlendirmektedir.
Yalnız 14. Ayette geçen ‘’Sidre-i Münteha’’ (Son sınır, yaratılmışların sona erdiği nokta.) 15.ayetteki, ‘’Cennetü’l Meva’’ (Nebilerin, şehitlerin, Sıddıkların, Salihlerin kaldığı cennet.) 16. Ayette geçen ‘’Sidre’yi kaplayanlar’ın, (melekler, Rabb’ın nuru veya tasviri imkansız güzelliklerin) olduğu tefsirleri yapıldığında ve bu isimlerin hiç birinin yeryüzünde geçen yerler olmadığı düşüncesinde olanların, İsrâ gecesi olmasa da başka bir zaman adı geçen bu yerlere, mekanlara Peygamberin gittiği veya gösterildiği kabulü içinde olanlar vardır.
Ağırlıklı görüş, Peygamberin gördüğü kimsenin Allah değil, Cibril olduğu şeklindedir. Ve iki defa gerçekleşmiştir. Birincisinde görmek istediğinde ufku tamamen kaplamış olarak, ikincisinde de kendisiyle birlikte göğe yükselirken olmuştur.
Miraca çıktığı görüşü kabul olsa da Peygamberin doğrudan Allah’la görüştüğü düşüncesi şu iki ayete göre mümkün değildir. Enam suresi 103. Ayet: ‘’Gözler O’nu göremez, O gözleri görür; O latiftir, her şeyden haberdardır.’’ Yine Şura 51 ayet: Allah bir insanla ancak ya vahiy ile ya perde gerisinden kelam ile ya da elçi gönderip izni ile dilediklerini ona vahyetmesiyle konuşur. O yücedir, Hakim’dir.’’
Allah, zaman ve mekândan münezzeh, her yerde olduğuna göre, uzak mekanlarda aranması da ayrıca düşünmeye değer.
İsrâ olayı ayetle gayet açık belirtilmiştir. Ve hiç kimse tarafından itiraz edilmemiştir. Gidişle ilgili yapılan rivayetlere itirazlar vardır. Ayet, ‘’Gece yürüyüşünün’’ – gidip gelmenin- şekli ile ilgili hiçbir bilgi vermezken, Burak adında bir atla, Cebrail’in kanatlarına tutunarak, iri bir kuşun götürdüğü gibi rivayetler inandırıcılıklardan ve gerçeklerden uzaktır, yakıştırmadır. Ne ile gittiği önemli değil, önemli olan gidip gelmesidir.
Başka bir yanlış rivayette, Mekkî sure olan İsrâ suresi hicretten bir sene önce 621 yılında indirildiği halde, Hicretten 5 yıl sonra evlendiği Hz. Ayşe’nin İsrâ olayında yatağının gidip gelme süresinde sıcak kaldığını söylemesidir. Yani olay, Hz. Ayşe ile evliliğinden 5-6 sene önce olmuştur.
Miraç’ta Peygamberimize Allah tarafından verilen hediyeler, Namaz vakitleri ile ilgili yolda Hz. Musa ile ilgili yazılan çizilenler tamamen uydurma ve İsrailiyet görüşleridir. Allah, kulunun gücünün neye yetip yetmeyeceğini en iyi bilendir. Bu uydurma rivayet, Hz. Muhammed’i Hz. Musa karşısında küçük düşürme amaçlı söylenen uydurmalardır. Aklını kullanan her Müslümanın bu yanlış rivayetleri anında görmesi gerekir.
Doğrusunu Allah bilir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.