İsrail'e dört dörtlük hizmet
Bölgemizde yaşanan gelişmeler, özellikle Mısır’da ki vahşet hepimizi üzüyor.
Bazı vatandaşlarımız bu üzüntülerini içselleştirerek dört parmak ile yapılan bir işareti sahipleniyor ve bunun üzerinden bir mesaj verme gayreti içine giriyorlar. Samimi bir iç yanması ve üzüntü sonucu bu gibi bir tepki veren vatandaşlarımız ve dindaşlarımızın yürek yangınlarını anlıyor ve onların samimi duygularını paylaşıyoruz.
Ortadoğu’yu Müslüman mahallesi olarak görebiliriz. Bu Müslüman mahallesinde niye salyangoz satılabildiğini düşünürsek acılarımızın kaynağını ve sebebini de anlamış oluruz.
Kendimizi İsrail’in yerine koyalım ve bir an olsun onun yerine düşünelim. Dünyanın her yerinden İslam aleminin ortasına yani Müslüman mahallesine hem de Müslümanlarında kutsal topraklarına gelip oturacaksınız, orada bir devlet kuracaksınız ve sizi orada yaşatacaklar. Eğer projenizi çizer adımlarınızı hesaplı atar ve ne yaptığınızı bilirseniz hem bu bölgeye gelir yerleşir hem de postanızı atarsınız. Yani Müslüman mahallesinde salyangoz satarsınız.
Kurmaylığın en önemli ilkelerinden biri cepheyi daraltmak, bir diğeri ise düşmanı bölmektir. Düşmanı böldüğünüzde hem size karşı olanların gücü azalacak hem de birbirlerine düştüklerinden dolayı size yönelmesi gereken enerjilerini birbirlerine karşı kullanacaklardır. Siz de aralarında iri kıyım olarak kalacak ve bir de elinizdeki Müslümanlara zulüm yapabilecek imkanı da sağlamış olacaksınız.
Ama yetmez! Bir de daha iri olmanız gerekmektedir. Çünkü ne kadar iri ve büyük olursanız düşmanlarınıza karşı o kadar emniyette olursunuz.
İsrail Yahudi nüfusuna paralel olarak büyüyebilir. Zaten 6.000.000 nüfusu oldu. Ellerine geçirdikleri topraklarda etnik ayrımcılık yaparak kendilerine yer açtılar. Bir Yahudi vatanı oluşturdular. Dünya’da Yahudi nüfusu az, hepsi bölgeye gelse Yahudi diasporasının gücü kaybedilir. İsrail ise esas gücünü oradan alıyor. Daha büyük olmak için başka yol bulmaları lazım.
O zaman sen büyüyemiyorsan senin işine yarayacak oluşumları büyütürsün. Senin kadar iri senden daha iri sana karşı esas tehlike olanı böler, senin kadar iri olmayan ve yaşaması için senin varlığına ihtiyaç duyan yeni devletler oluşturursun.
İsrail bölgeye getirildiğinde bu oyunu kuranlar tarafından gereği düşünülmüş ve Ortadoğu’da sınırları cetvel ile çizilen 22 tane Arap ülkesi oluşturulmuştu. Bu ülkeler bir merkez halinde olmadıkları için İsrail ile yaptıkları savaşlarda yenilgi üstüne yenilgi yaşamışlar ve İsrail’in kuruluş zeminini meşrulaştırmışlardır. Çünkü yabancı bir coğrafyaya yerleşecek bir devlet ancak zafer ile kurulur. İsrail gücü ve kuvveti bölünen Araplara karşı bu zaferleri defalarca kazanmıştır.
Heyhat! 1973 yılında ki son Arap İsrail savaşında Mısır ordusu Suveyş kanalını geri almış ve karşı çıkarma yaparak Sina yarımadasının batı ucunu İsrail’den kurtarmıştır. Yine İsrail adına düşünelim. İsrail’in kurulmasına sebep olanlar bazı konularda hata yapmışlar Mısır’ı biraz irice bırakmışlardır. Hemen Mısır’ın da bölünmesi için çalışmalara başlanmalıdır.
İşte o andan itibaren İsrail Mısır’ı 4’e bölecek çalışmaları başlatır. Sessiz ve derinden gidilecektir. Mısır nasıl 4’e bölünür? Mısır’da Müslüman Arap çoğunluğun yanında Hıristiyan Kıpti ve bir Zenci ırkı olan Nübye’ler yaşar. Yani doğal yollardan 3’e bölmek için gerekli ve işlenecek zemin vardır. Kalan 4. unsuru da düşünce, inanç, hayat tarzı gibi unsurları öne çıkarak sağlayabilirsiniz. Arapları da şeriatçı ve laik diye bölerek 4. unsuru da elde etmiş olursunuz.
İsrail’e 1973 savaşından sonra ilk yenilgiyi 2006 yılında Lübnan Hizbullah’ı tattırmıştır. Örgüt Güney Lübnan’da üslenmekte şii ahaliden destek almakta ve Lübnan başta olmak üzere İslam dünyasında da sempati uyandırmaktadır. Hizbullah Suriye ve İran tarafından yoğun olarak desteklenmekte arkasında Suriye yönetimi durduğu için alt edilmesi zor bir örgüt durumunda varlığını güçlenerek sürdürmektedir.
Bu sebeple artık Suriye’yi de 4’e bölmek elzemdir. Suriye’de Müslüman Arap çoğunluğun yanında Kürtler ve Türkmenler yaşamaktadır. Ayrıca Nuseyri Araplar Ensariye bölgesi denilen Lazkiye ve civarında suni kesim ile ayrışmış olarak yaşamaktadırlar. Onları da ayrı tutuğunuz da yine dörde bölmüş olursunuz. Bu unsurlar içerisinde Türkmenler bir bölgede değil ülkeye yayılmış durumdadırlar. Zaten Türklere su dahi vermemek gereklidir. Çünkü asıl bela orada saklıdır. Ancak Türkiye bölündükten sonra onlara da bir yurt ayarlanabilir. Zira küçük olanın düşmana zararı olmaz faydası olur.
Irak’ta iri kıyım bir ülke haline gelmiş ve dünyanın dördüncü ordusunu kurmuştu. Onun işini de Büyük birader kendisi bitirdi. Önce savaşlara sokup iyice yordu, sonra vurucu darbe ile işgal etti. Kuzeyinde Kürt yönetimi oluşturmakla kalmayıp suni ve Şiilerin kutsal mabedlerine bombalı saldırılar düzenleyerek araya kan soktu. Bu Ortadoğu ülkelerinde kan döküldüğü zaman kan davası başlar. Şiiler güney de suniler de orta da yoğunlaştıkları için ülkeleri zaten hazırdır. Irak 3’e bölündü ama 4. unsura şu an yer yok. Çünkü 4. unsur Türkmenlerdir. Türkmenler hem de petrolün üzerinde oturmaktadırlar. Merak buyurmayın Irak’ın da 4’e bölünmesine ancak Türkiye bölündükten sonra izin verilir. Zira o zaman emperyalistlere mahküm küçük bir devlet olarak kalacaklardır.
Türkiye en önemlisidir. Onun için sessiz ve derinden gidilmesi gerekir. Türkiye’de emperyalistler ve siyonistler tarafından ayrımın kaşınacağı gayrimüslim bir kitle yoktur. Türkiye’de öne çıkan Kürt ve alevi unsurları bulunur. Otel yakarak, köy basarak suni ve alevilerin aralarına kan sokulmaya çalışılmış, Kürtler içinde kanlı bir örgüt kurulup 40.000 kişinin ölümüne sebep olunmuştur. Bu örgüt kadın çoluk-çocuk, mühendis, öğretmen, memur demeden öldürmüş, Tuzak kura kura Türk askerlerini şehit etmiştir. Türkiye’nin her yanına dağılan diğer Kürtlerin gafil olanlarının da katkısıyla olaylar çıkartılıp Türk unsurunun nefreti kazandırılmaya çalışılmıştır. Türkleri 3’ böldükten başka şeriatçı ve laik diye de ötekileştirdiler mi 4’e bölünmüş oluruz.
Şimdi taşlar yerine oturmaktadır. Sözde baharların aslında sonbahar olduğu kışın yakın olduğu ortadadır.
Taksim olayları sırasında ve akabinde toplumun bir kısmını ötekileştiren kim ise bilin ki o İsrail’e hizmet etmektedir.
Kim ki, bölen ve ayrıştıran dili kullanıyorsa işte o İsrail’e hizmet etmektedir.
Kim ki, bölen değil aksine birleştiren dili kullanıyorsa işte o dilin yüreği gerçekten Müslüman ve Türk için çarpan yürektir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.