İşte Türkiye'nin utanç tablosu!
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre ise cinsel suç mağduru olan çocukların yüzdesi 2014'ten 2016'ya yüzde 33 arttı.
TÜİK verilerine göre 2014 yılında 74 bin 64 olan çocuk mağdur sayısı 2016’yılında 83 bin 552’ye yükseldi. Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre ise 2006 yılında yüzde 42,5 olan çocuk cinsel istismar hükümlülerinin oranı 2016’da yüzde 58,8’e çıkarak ciddi bir artış gösterdi. Cinsel suç mağduru olan çocukların yüzdesi de 2014'ten 2016'ya yüzde 33 arttı.
Ayrıca Türkiye’de 27 ilde bulunan 30 Çocuk İzlem Merkezi’ne Ocak 2011 – Mayıs 2016 tarihleri arasında 21 bin 68 başvuru olduğu, vakaların yüzde 85’inin kız, yüzde 15’inin erkek çocuklardan oluştuğu saptanmış durumda.
Rakamlar çocuk istismarının her geçen yıl daha da yukarı çıktığını gösterirken, İstanbul Aydın Üniversitesi bu konuda farkındalık oluşturacak bir çalıştay düzenlendi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (İAÜ TARMER) tarafından düzenlenen “Çocuk İstismarı ve Toplumsal Farkındalık” başlıklı çalıştayda, çocuk istismarlarının önlenmesi adına gerekli olan bireysel, kurumsal ve toplumsal yükümlülükler güncel bir bakış açısıyla değerlendirildi.
ÇOCUK İSTİSMARININ ÖNLENMESİNDE KATEDİLEN MESAFE KONUŞULDU
Çalıştay hakkında bilgilendirmede bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Başdanışmanı ve İAÜ TARMER Daimi Danışma Kurulu Üyesi Dr. Necdet Subaşı, “Hepimiz bu konudaki tanıklıklarımızı dile getiriyoruz. Çocuk istismarı konusunda farklı duyumlar var. Bunları kayda almak, bu kayıt üzerinden ilerleyerek, sorunun nasıl tanımlanacağını ve bu tanımlanmış sorunla nasıl baş edeceğimizi konuşmamız gerekiyor. Bu bir duyarlılık ve farkındalık çalıştayı. Sorunların bütünlüklü olarak çözülmesi söz konusu olamaz. Tam tersine sorunu anlamak, kavramak ve şimdiye kadar ortaya koyduğumuz yöntemlerle nasıl yol aldık, bundan sonra neler yapılabilir gibi sahayı analiz etme çalıştayı düzenledik” dedi.
ÜÇ AŞAMALI ÖNLEME PROGRAMI
Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahar Gökler de çocuk istismarını önlemek için üç aşamalı bir program olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Birincil önleme ‘daha istismar olgusu ortaya çıkmadan önce çocukları korumak adına neler yapılabilir’ bunu içeriyor. İkincil önleme ise risk altındaki gruplara ulaşabilmek. Üçüncül yaklaşımda eğer fiziksel ya da cinsel istismar ortaya çıkmışsa bu çocukların uygun şekilde sağaltımlarını, izlemlerini, psiko-sosyal rehabilitasyonlarını sağlamak, adli ya da sağlık tedbiri uygulanmış olan çocuklarda tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığını denetlemek yani çocuğu bütüncül bir yaklaşımla ele almak gerekli.”
ÜNİVERSİTELERDEKİ MERKEZ SAYISI SADECE 12
İstismar olgusu ortaya çıktığında devletin Sağlık Bakanlığı’na bağlı Çocuk İzlem Merkezleri olduğunu ve bunların sayılarının artması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Bahar Gökler, “İşte bu nedenle üniversitelerde çocuk koruma merkezleri var. Bunlar, istismara uğramış çocukları araştıran, koruyan, izlemlerini sağlayan merkezler. Şu an Türkiye’de sayıları 12, ama giderek bunların üniversitelerde yaygınlaştırılmasını sağlamak ve devletin bu merkezleri desteklemesini sağlamak üçüncül koruma açısından çok önemli” şeklinde açıklamada bulundu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.