İstenmeden Allah'a atılan iftiralar ve duada emir kipi
Hepimiz Allah’a dua niyaz eder, O’ndan yardım bekleriz. Günlük yaşantımızda kendimiz ve çevremizdekiler iyi niyetle öyle isteklerde bulunur ki; bu isteklere dikkatli baktığımızda, Allah’tan beklenti yerine; Allah’a iftira atıldığını görürüz.
Allah’tan istediklerimiz, Allah’ın sıfatları ve Allah’ın istedikleri içinde yoksa iftira, bühtan yalan olur. "İnançlı birinin bunları yapması mümkün müdür?" sorusuna olumlu cevap vermek de mümkün değildir. Öyle ise bu olumsuz istekler iyi niyetle yapılan isteklerdir. Dikkatli bakmadığımızda yanlışlığı görmemiz de olası değildir.
En çok kullanılan örneklerle konuya açıklık getirmeye çalışalım.
Birbirimize yaptığımız iyi dileklerden biri: "Allah hastalık vermesin"dir. İlk bakışta bir art niyet bir kötü niyet, bir iftira söz konusu değildir. Olaya tersinden baktığımızda da hastalığı verenin Allah olduğu, O vermezse bizlerin hasta olmayacağı akla gelmez mi? Halbuki: Allah insan ve toplumun sağlığını, düzenini istemekte zararlılardan korunmak için tavsiyelerde bulunmakta; bu anlamda yasaklar getirmektedir. Hastalık amillerini Allah yaratmıştır. Şartları uygun hale getirenler bu amilleri alır ve hasta olur. Yoksa Allah hastalık vermez. Bu konuda Müslümanların isteği, ‘Allah hastalık vermesin’ yerine; "Allah hastalıklardan korusun" şeklinde olmalıdır.
Birimiz bir yere atandığında veya bir iş yeri açtığımızda hayırlı olsun-a gelirler. Gelenlerin geldiğinde veya ayrılırken yaptıkları kısa dua veya Allah’tan iyi niyet temennileri: "Allah utandırmasın" şeklinde olur. Yine bir art niyet yoktur. Kişi işinde başarılı olamadığında, utandıran Allah mıdır? Temenniye göre Allah olur. Yani, Allah yürü kulum dememiştir; kul da yürüyememiştir gibi bir düşünce akla gelir. Allah’ın kulları için böyle bir isteği olmaz. O, herkesin bildirdiği şartlarda hep iyi ve başarılı olmasını ister. Doğrusu: "Allah yardımcın olsun" temennisidir.
Bir başka iyi niyet isteği de ‘’Allah kaza- bela vermesin’ ’dir. Genelde yolculuğa çıkanlar için Allah’a yapılan bir dilektir. Yukarıda belirttiğim gibi bu istekten kaza veya belayı verenin Allah olduğu anlamı çıkar. Halbuki Allah kaza ve bela vermez. Kaza bela her zaman vardır. Doğrusu: Allah kaza ve belalardan korusun’’ şeklinde olmalıdır.
"Allah hayırlısını versin" isteği de beni düşündürür. Çünkü: Allah, hep hayırlısını verir. Şer veya şerlisini vermez. Sünnet ehli imamlarının söylediği şerrin de Allah’tan geldiği inancı, yanlıştır. Allah şerri yaratmıştır. Ama kendisi vermez. İsteyen kulları cüzi iradesini, aklını, vicdanını kullanarak şerri de şerlisini de alır. Eğer Allah şerri veriyorsa, insanlar suçlu olmaz. Ceza da görmezler. Onun için "Allah hayırlısını versin" yerine, "Allah hayırlısını verir" demek doğrusudur.
Yine hiçbir ön yorum yapmadan "Allah yazmışsa ne yapalım?" deriz. Burada olumsuz fiili işleyen veya işlenmesini isteyen Allah’mış gibi bir algı vardır. Bu boyun eğiş, kişileri suçlu olmaktan, fiilin faili olmaktan kurtarır. Yanlış bir söylem ve yakıştırmadır. Allah, Şura suresi 30. Ayette: "Başınıza ne musibet geliyorsa, kendi ellerinizin yaptıklarındandır. Ki birçoğunu Allah affeder" derken, "Allah yazmışsa ne yapalım" demek; teslimiyetle söylenmiş yanlış bir yaklaşımdır. Allah’a iftiradır.
Bir başka yanlış yaklaşımda, "Allah kimseyi ……… durumda bırakmasın"dır. Boş bırakılan yere çok fazla olumsuz kelime veya cümleyi koyabilirsiniz. (Acınacak, gülünç, ağlanacak, utanacak, yanılgı içinde idraksiz, ahlaksız) gibi. Bu durumların hiçbirinde Allah’ın dahli yoktur, olmaz da. Toplumun değer yargılarına ters bir durum içine kişi girmişse, Allah istediği için değil; kendi iradesini aklını iyi kullanamadığındandır. Doğrusu: "Allah zor ve yanlışta olanlara yardım etsin" şeklinde olmalıdır.
Olabilecek olumsuz bir durum fiil için insanlar, "Allah göstermesin" derler. Bu da yanlış bir dileme veya istektir. Olumsuz fiillerin yaratıcısı Allah olmaz. Allah, olumlu iyi fiillerin yaratıcısıdır.
Duaların emir kipinde söylenmesi:
Kur’an’daki dua örneklerine baktığımızda hepsinde emir kipi veya bilgi içeriği olduğunu görürüz. Allah ile yarattıkları arasında bir kıyaslama yapılamaz olmasına rağmen, İnsanlar arasındaki isteklerde de küçükler büyüklerden emir kipi ile isterken; büyükler rica ederler. İşte insanlarda yaratıcıları olan Allah’tan, emir kipi ile isteklerde bulunurlar. Rica edemezler.
Haşr Suresi 10. ayet: Onlardan sonra gelenler: Rabb’imiz! Bizi ve bizden önce iman ile göç etmiş kardeşlerimizi bağışla.
Ali İmran suresi 193. ayet: ……. Rabb’imiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi sil ve bize iyilerin ölümünü nasip et.
Araf suresi 55. ayet: Rabb’inize gönülden ve gizlice yalvarın…….
Furkan suresi 77. ayet: De ki: Kulluğunuz ve dualarınız olmasa, Allah size ne diye değer versin!..........
Nisa suresi 16. Ayet: ……. Şüphesiz Allah, tövbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.
İbrahim suresi 41. Ayet: Rabb’imiz! Hesabın görüleceği gün beni, annemi, babamı ve mü’minleri affet.
Bakara 201. Ayet: Kimileri de: Rabb’imiz, bize dünyada da iyilik, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru derler.
Yukarıda Kur’an’dan verilen örnek dua ayetlerinde görüldüğü gibi, dualar rica değil emir kipindedir. Biz de Allah’a dua ederken aynı yolu kullanırız.
Özetle:
- Nasip et veya eyle.
- Kusurlarımı ört ve af eyle.
- Sana sığınırım.
- Sağlık ver. Hastalıklardan koru.
- Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım.
- Beni bağışla
- Dünya ve ahirette iyilik ver.
- Kötülüklerden koru.
- Şeytanın şaşırtmasından sana sığınırım.
- Bana doğru yolu göster.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.