İYİ Parti seçim bildirgesi için yüksek teknoloji eşliğinde sanayileşme
Sevgili Aydınlanmacı arkadaşlarım;
Aşağıdaki önermeleri, 24 Haziran seçimlerinden çok önce, 24 Nisan’da Sevgili Başkanımız Halil Konuşkan bey ve Aysel Aydın hanım efendiye, değerlendirmeleri için göndermiştim. Şimdi arşivimi tararken rastladım, tekrar okudum. Ve Türkiye'mizin tam da para suikastlarına maruz kaldığı bu hazin günlerde, bir üretim çığlığı olarak, bir kıymeti harbiyesi var geldi bana sanki. Ve, heeeey, biz İYİ Partililerin ağıtları yok sadece, bizim ümitli türkülerimiz de var diye seslenmek istedim cümle aleme. Ve bu düşüncemle gazetemiz Ortakses’te yayınlanması isteğimle, Halil Başkanımıza başvurdum.
İyi okumalar. Sevgilerimle. (not: arkası gelecek, ama yarın değil, bir hafta sonra
İYİ PARTİ SEÇİM BİLDİRGESİ İÇİN YÜKSEK TEKNOLOJİ EŞLİĞİNDE SANAYİLEŞME ÖNERİLERİ PAKETİM
01.00. SANAYİLEŞME İÇİN, EĞİTİM GÜCÜNÜN ve BİLİMSEL GÜCÜN TESİSİ
01.Tübitak'ımızın, Üniversitelerimizin, en bilimsel liyakatlı kadrolarla donatılması ve buraların, dünya insanlığının bilim üretimine uluslararası ölçekte katkılar yapabilmesi sağlanmalıdır.
02.Yine ilköğretim okulları ve liselerimizde, çocuklarımızın ve gençlerimizin, en öncelikli olarak, çağın bilim ve tekniğinin standartlarında donanmaları ve yarınlarda uluslararası camianın güçlü ve büyük Türkiye’sini omuzlayıp inşa etmeleri sağlanmalıdır.
03. Çocuklarımız daha ilkokul seviyesinde iken Satranç ile tanışmaları, öğrenmeleri, sevmeleri ve devam etmeleri sağlanmalı, köyler ve ilçeler bazında Satranç kulüpleri kurulması ve yarışmaları teşvik edilmelidir..
04. Merhum Cumhurbaşkanımız Sn. Demirel’in M.E.B yayınları Devlet Kitapları, Türk Mitolojisi 1971* eserine Başbakan olarak yazdığı önsözün bir yerinde, büyük bir entellektüel öngörüyle :"İnsanın tabiat karşısındaki gücünün temelini teşkil eden ilim ve teknoloji gibi, insanın kendi kendini tanıması ve geliştirmesi bakımından büyük bir kaynak olan Felsefe,, edebiyat ve sanat eğitimi de bir seçkinler zümresinin imtiyazı olmaktan çıkmıştır.” demiştir. (* Bu kitaptan Musa Uçan bey sayesinde haberdar olmuş ve kendisinden elde etmiştim. Burada kendisine teşekkürlerimi sunuyorum)
Ben de felsefe hakkında, mutlaka bir yerlerden esinlenmiş olduğum,ama yine de şimdilik benim olduğunu düşündüğüm söylemlerimle, şöyle devam etmek isterim: Bilimsel Felsefe, bilimin öncüsüdür. Bilimsel Felsefe, gerek evren ve doğa biliminde gerekse sosyal bilimlerde, deneyle desteklenen ve kurama varan bilimsel buluşun, SAF AKILLA, varsayımsal , sezgisel, düşsel olarak, önceden habercisidir.Bir nevi evrenin, doğanın, sosyal yaşamın, ortaya çıkan yeni verileriyle hemen başka verilere ulaşabilmek (ulaşılacak yeni veri: ŞAH oluyor) yolunda bu verilerle oynanan zihinsel bir satranç olabilir. Felsefecilerin çok büyük çoğunluğunun aynı zamanda matematikçi, ek olarak fizikçi olmaları rastlantı değildir. Fransa’da liseler düzeyinde Felsefe yarışmaları yapıldığını biliyorum. Sonuç olarak. Çocuklarımızın daha orta okul seviyesinde iken Felsefe ile tanışmaları öğrenmeleri, sevmeleri ve devam etmeleri sağlanmalı, iller ve ilçeler bazında Felsefe kulüpleri kurulması ve yarışmaları teşvik edilmelidir.
05. Ülkemizde geçmiş yıllarda var olan çıraklık okulları projesi faydalı sürecini tamamlamıştır. Çıraklık okulları, zorunlu ilk öğretim sonrası, artık endüstriyel hayatta karşılığı olmayan, çıraklık diploması vermekte, resmi lise diploması vermemektedir. Bu durum ülkemizin resmi eğitim düzeyine rakamsal olarak katkı vermediği gibi, lise mezunu olmayan genç bir teknik eleman, orta boy ve büyük işletmelerde iş bulamamaktadır. Özellikle CNC makinalar, endüstri meslek lisesi, hatta meslek yüksek okulu elemanlara teslim edilmek istenmektedir. Çıraklık okulları yerine çözüm, paket olarak aşağıda sunulmuştur. Burada, işverene yükümlülükler ve ayrıcalıklar olarak Çıraklık okulları ile bir fark yoktur.
*İlk öğretimini tamamlamış bir çok çocuğumuz, ekonomik yoksunluk ve bir an önce hayata atılıp ekmek parası kazanma zorunluluğu ile çırak-genç işçi olarak, iş hayatına atılmaktadır.
* İşveren girişimciler, bu durumdaki genç işçileri kendi arzularını da alarak, hemen en yakın Açık öğretim Endüstri meslek liselerine” başvurarak kayıt yaptıracaklardır. Ancak bu durumdaki bir genç işçi, işverenin arzusu hilafına kendileri de kayıt yaptırma hakkına sahip olacaklardır.
* Bu genç işçilerin, açık öğrenim süresince sağlık sigortaları Devlet tarafından karşılanacaktır.
* Bu genç işçilerin, açık öğrenim süresince öğrenim araç ve gereçleri Devlet tarafından karşılanacaktır.
* Bu genç işçilerin sigorta başlangıç tarihleri, açık öğrenime başlangıç tarihleri olacak ancak yaşlılık sigorta primi ödemeyecekler ve bu süreyi borçlanmış sayılacaklardır. Emekli olmaya yakın tarihlerde süre olarak ihtiyaçları varsa bu borcu ödeyerek emekli olabileceklerdir.
* İşveren açık öğrenim süresince bu genç işçilerin ücretinin asgari ücret tutarı kadarından kurumlar vergisi ödemeyecektir.
* İşveren bütün bu güzellikler karşısında velisi olduğu genç işçinin öğrenimi ile yakından ilgilenecek ve destek olacaktır.
Sonuç olarak: * Bu genç işçilerimiz evlerine ekmek parası götürebildikleri gibi, ekonomik yoksunluklarına karşın öğrenim imkanı bulma şansı bulacaklar ve aynı zamanda çalışma hayatı içinde edindikleri deneyimlerini, öğrenimleri ile bütünleştirerek ülkemizin donanımlı teknisyenler kadrosuna katılacaklar ve onlar da büyük ve güçlü TÜRKİYE’ mizin inşası için ter akıtacaklardır.
* Bununla birlikte, bu teşvikle, çocuklarımızın sanayi genç işçileri olmaya özendirilmeleri ile hem, özellikle imalat sanayinde var olan teknik eleman yoksunluğuna çözüm getirilmiş olacak hem de ülkemizin Teknik eğitimde, nicel standartları yükselmiş olacaktır.
06. Kendi meslek dallarında Aydınlanma birikimimizin oluşmasına çok emek vermiş ve bunu dokümante etmiş olan meslek odalarıyla sanayimizin şahlandırılmasında işbirliği yapılmalıdır. Son dönem iktidarların sürekli itip kaktığı, yok saydığı, meslek odaları, sadece bu işbirliği niyetini duysalar, o kadar memnun olurlar ki sonsuz destek verirler.
02.00. SANAYİLEŞME İÇİN, SANAYİCİ GÜCÜNÜN TESİSİ
* Türkiye'de makina imalatı konusunda inanılmaz bir gelişme vardır.
* Makina imalatı, hem ithal ikamesi ile hem de ihracatı ile doğrudan döviz tasarrufu sağlamaktadır..
* Ayrıca büyük bir istihdam sağlamakta ve büyük bir katma değer yaratılmaktadır.
* Ortalama ham malzeme kg fiyatı makine olarak 6-10-15 katına çıkmaktadır.
* Bunlardan dolayı her ülkede olduğu gibi ülkemizde de ekonomik büyümemizin motoru olmaya adaydır.
Bakınız. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran ne diyor.
https://www.dunya.com/sektorler/dalgakiran-20-yillik-bir-stratejiye-ihtiyacimiz-var-haberi-380189
Kendisiyle görüşülmelidir. Sonuç olarak, Milli sanayi kalkınmamız ve sanayi üretimimiz şahlandırılmalıdır.
Bu cümleden olarak:
01. İmalatçı KOBİ'ler mevcut duruma göre çok daha fazla teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Bu yolda, Tübitak destekleri daha da yaygınlaştırılmalı ve sürdürülmelidir. TÜBİTAK’ın mevcut destek bürokrasisinde var olan yoğunluk ve karmaşa, daha işin başında, bir çok aracı kurumun, bu bürokrasinin şifrelerinin çözümü için, süreçte yer almasına neden olmakta ve bu arada girişimcinin, proje önerisini en yalın anlatabilmesi ve TÜBİTAK tarafından da en anlaşılabilir olması açısından işin özü, en son plana düşmektedir. Bu kesinlikle bürokratik olarak iyileştirilmesi gereken ve iyileşmesi mümkün olan bir durumdur. Bu olduğunda işin özü ve inovasyon derecesi yüksek, katma değer ve yabancı para tasarrufu sağlayacak güçlü projeler, daha çok ve daha hızlı ortaya çıkabilecek ve hızla desteklenecektir. Ege Bölgesi Sanayi Odası 2005-2009 seçilmiş yönetiminde, 36. Özel Makina Grubu, Meslek Komitesi Üyesi olarak çalışıyor iken, Oda'ya bu konuda yazılı önerilerde bulunduğumu ve Odaya gelen bir Tübitak heyetiyle yapılan toplantıda, kendilerine bu konuda bir sunum yapmış olduğumu hatırlıyorum.
02. TÜSİAD'ımızla, MÜSİAD’ımız ve diğer sanayi örgütleri, iller ve bölgelerdeki tüm örgütleriyle kucaklanarak, onların hizmetinde olunmalıdır. Özellikle Anadolu Kobilerimizle, Makina İmalatçısı ve İhracatçısı Birliklerimizle işbirliği içinde,merkezi bürokrasinin uzaklığı içinde değil, adeta omuz omuza, yakın ilişki ve işbirliği içinde olunmalıdır. Bunun için, İl Sanayi Müdürlüklerimiz, Türkiye’mizde mevcut olduğunu bildiğimiz ancak bir şekilde hizmet içinde olamayan, yeterli sayıda uzman kadroyla donatılmalıdır. Anadolu KOBİ'lerimizle, bu uzman kadroların hizmetiyle, DİKKAT sektör bazında değil, DİKKAT firma bazında yakın ilişki içinde olunmalıdır. Tıkandıkları yerde, çağırdıklarında, uzmanlarımız hemen yanlarına gitmeli ve birlikte çözüm aramalıdırlar. Çözüm bulunmalı ve her türlü desteğimizle sorun hemen aşılarak KOBİ'miz yoluna devam etmelidir. Sonuçta başta belirttiğimiz gibi Üretim Ekonomimiz ŞAHLANDIRILMALIDIR.
03.00. SANAYİLEŞME İÇİN, İŞÇİNİN MORAL GÜCÜNÜN TESİSİ
Aşağıdakileri, sol tandanslı değil, kollektif milli üretim ruhuna yararlı olacak olan, modern önermeler olduğunu düşünerek önermekteyim.
01. İYİ Partimizde, İşçi hakları, İşçi sağlığı ve iş güvenliği konularında çalışacak bir birim bulunmalıdır.
02. Modern Türkiye’mize yaraşır bir şekilde, sigortasız ve fazla mesaisiz tek bir çalışan kalmaması için uğraşlar verilmelidir..
03. Günümüzde küçük imalatçı firmalar, çalıştırdıkları vasıflı işçilere tatmin edici yüksek ücretler verseler bile, vergi yükü, sigorta primi yükü, rekabet ortamı vb vb nedeniyle işçilerinin sigorta primlerini asgari ücret üzerinden ödemektedirler. Bu durumda işçiler en düşük düzeyde emekli maaşı ile kalan ömürlerini sıkıntı içinde geçirmektedirler. Bu benim 45 yıldır, çok yakinen bildiğim bir gerçektir.
Çözüm önerim: İşçi ücretlerinin asgari ücret tutarı gelir vergisinden muaf tutulmalıdır. Bu güzelliğe karşın çok sıkı denetim, sorgulama ve ağır yaptırımlar ile işverenlerin yukarıda değindiğim tutumları engellenmeli ve işçilerimiz de emekliliğinde hak ettikleri huzur ve refaha kavuşturulmalıdır.
04. Henüz aydınlanmamış sermayenin elinde olan ve modern yönetimlerin oluşamadığı özel sektöre ait tersanelerde ve özellikle maden ocaklarında, aşırı şekilde görülen iş kazaları ve can kayıplarına karşı, Gemi Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, İşçi örgütleri ve İşverenlerle bir araya gelinerek bu kanayan yaraya en kısa zamanda bir çözüm bulmak için azami gayret gösterilmelidir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.