Günümüzde siyasi partilerin başarılı olması için;

- Onların anayasası olarak kabul edilen tüzüklerinin basit, adil, anlaşılabilir ve uygulanabilir olması,

- Siyasi partinin güçlü bir şekilde örgütlenerek hem yurttaşlara çağdaş bir hizmet sunabilecek, hem de devleti yönetebilecek kabiliyette olduğunu seçmenlere göstermesi,

- Partililere, kendi partilerini daha fazla sahiplenebilmelerini sağlamak için (yöneticiler ve üyelerin) parti çalışmalarına nasıl katkı verebilecekleri konusunda aydınlatılması ve onlara fikir beyan etme fırsatı verilmesi,

gerekmektedir.

Parti teşkilatlarındaki iletişim şeklini ve rahatsızlıkları bilen ve siyasi çalışmalarım öncesinde yıllarca yöneticilik yapmış deneyimli bir kişi olarak; İYİ Parti’nin günümüzün klasik yönetim anlayışından uzaklaşarak, kamuoyu ile etkin ve verimli bir şekilde iletişim kurabilmek için projeler geliştirebilmesi ve modernize edilmesinin, üzerinde durulması gereken önemli konular olduğunu düşünmekteyim.

İYİ Parti'nin günün modern yönetim anlayışına uygun olacak şekilde modernize edilmesi çalışmalarına paralel olarak, partinin amaçlarına ulaşılması için kullanılmakta olan yöntemler, temel ilke ve stratejiler önemli değişikliklere uğramalı ve ortak akılla belirlenen yeni bir yönetim anlayışı çerçevesinde gelişmelidir.

Aynı şekilde, İYİ Parti'de “ülke gündemine hakimiyet ve seçmenler nezdinde etkinlik” kavramı ön plana çıkmalı ve bu anlayışı hakim kılabilmek için klasik ekipçi yaklaşımdan uzaklaşılıp, üye ve seçmen memnuniyeti ile performans ölçümünü esas alan performans yönetimi anlayışına geçilmelidir.

Bu çerçevede tüzükte belirlenmiş olan misyon, vizyon ve stratejik öncelikler ile bu önceliklere parti yöneticisi ve üyelerinin nasıl katkı verebilecekleri somut olarak belirlenmeli, bunları gerçekleştirmek için parti teşkilatları için performans ölçüm kriterleri tespit edilmeli ve hesap verme sorumluluğu esas alınarak dönemsel raporlarla sonuçlar en azından üyelerin bilgisine sunulmalıdır.

İYİ Parti'nin modernizasyonu ile ilgili bu çalışmalarda, ileri teknolojilerden ve elektronik bilgi iletişim sistemlerinden yoğun bir şekilde yararlanılmalıdır.

Yönetimlerin modernizasyonu ile ilgili sürekli bir süreç haline gelen bu çağdaş eğilimler çerçevesinde, İYİ Parti teşkilatları içerisindeki iletişim ağı (yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya) gözden geçirilmeli ve modernizasyonuna yönelik çalışmalara bir an önce başlanmalıdır.

Bilindiği gibi; bilinen klasik yönetim (kamu, özel sektör ve her yerde) anlayışında hiyerarşi vardır ve teşkilat içi iletişim;

Yukarıdan aşağıya; “bu işler bundan sonra böyle yapılacaktır”

Aşağıdan yukarıya ise; “emrettiğiniz gibi yapılmıştır efendim” şeklindedir.

Oysa modern yönetim anlayışı, bu iletişim şeklini farklılaştırmakta ve ortak akılla yönetim gerçekleştirebilmek için yukarıdan aşağıya; “bu işleri daha iyi nasıl yapabiliriz” şekline,

Aşağıdan yukarıya ise; “Uygulanmakta olan yöntem şöyle olursa daha iyi sonuç alabiliriz efendim” şekline dönüştürmektedir. Bu durum paydaşların tamamının kuruluşu sahiplenmesi sonucunu doğurmakta ve alınan kararlara iştirak eden, fikri sorulan herkes kuruluşun başarısı için daha çok çaba sarf etmektedir.

Bu çerçevede, İYİ Parti’deki durum değerlendirilmeli ve klasik yönetim anlayışına son verilerek, daha verimli sonuçlar alınabilmesi için günümüzde uygulanmakta olan modern yönetim anlayışının hakim olacağı şekilde bir yönetim tarzı 'ortak akılla yönetim' tüm süreçleri ile tanımlanarak uygulamaya konulmalıdır.

Önerdiğimiz modern yönetim anlayışında yönetimlere düşen görev; kararların ortak akılla alınmasını ve ortak akılla alınan kararların uygulanmasını taviz vermeden sağlamaya çalışmaktır.

Ortak akılla yönetmek için öncelikli olarak yapılması gerekenler:

- Fikir üretmek ve bu fikirleri parti içerisinde yapılan toplantılarda açıklamak doğal kabul edilmelidir.

- Toplam Kalite Yönetimi (TKY) eğitimleri bu işin ilacıdır.

- “Takım çalışması” ve “Beyin fırtınası”nın nasıl yapıldığı tüm parti teşkilatlarına öğretilmelidir.

- Karşılaşılan her sorunun çözüm yolunu bilen birilerinin var olduğu kabul edilmeli ve her düşünenin düşündüğünü ifade edebilmesi için katkı verenler tarafından sunulan önerilerin, belirlenmiş kriterlere göre süzgeçten geçirdikten sonra üst yönetime ulaştıracak bir “bireysel öneri sistemi” kurulmalıdır.