İYİ Parti'nin basınla sınavı (Yeni Çağ gazetesi ve sosyal medya)
Basın - yayın modern ülkelerde dördüncü güç olarak kabul edilir. Ülkede olup bitenler, toplumsal gruplara ait fikirlerin, açıklamaların, projelerin ya da duruşların halk nezdinde kabul görmesi ve kanaatte dönüşmesi kitle iletişim araçlarıyla ancak gerçekleşebilmektedir.
Ülkemizde AKP iktidarıyla birlikte iktidar yanlısı olmayan basın-yayın kuruluşları ekonomik olarak çökertildi ve yandaş kuruluşlara devletin kredisiyle el değiştirmeleri sağlandı. Kartelleşen medya karşısında az sayıda basın-yayın organı iktidarın baskısına ve ekonomik ambargosuna karşı var oluş mücadelesini vererek ayakta kalabildi.
Ülkede doğru haber alma imkanı dahi kalmamışken az sayıda gazete bu ilkeler doğrultusunda hükumetin bütün baskılarına rağmen doğru haberleri vermeye ve muhalefetin sesi olmaya, ekonomik darboğaz ve tehditler, şantajlara boyun eğmeden zor şartlar altında mensuplarının hapse atılması yaftalamasına rağmen mücadelesinden pes etmeden bugünlere gelebildi.
İktidarın şu ana kadar sansür uygulamakta ve baskı kurmakta etkili olamadığı internet medyacılığı kalmıştır. Bu alanla ilgili yeni düzenlemeler ile baskı altına alınacağı iktidar sözcülerinin açıklamaları ile anlaşılmaktadır.
İYİ Parti kurulduğu günden itibaren her türlü iftira, saldırı, bilgi çarpıtma ve dahası devletin bütün gücünü kullanan ceberut iktidarın baskıların karşın hedefinin çok altında kalsa bile yüzde10'luk bir oy ve 43 vekil ile geleceğin iktidarı olma umudunu milletimize verdi. Ancak İYİ Parti’nin en zayıf olduğu ve kendisini topluma anlatamadığı alan kitle iletişim alanıydı. İktidar yok hükmünde sayıyor, yandaş medya kara propaganda ile adeta linç ediyordu. Vatandaş ise sadece yandaş medyanın bilgilerini duyabiliyor, okuyabiliyor ve ona göre kanaat oluşturuyordu.
Hepimiz bir gazetemiz, televizyonumuz olsaydı bu durumları yaşamazdık şikayetlerini en üst perdeden dilendirdik.
Oysa bütün kıt imkanlarına ve zarar etmesine rağmen Ahmet Çelik Bey’in Yeni çağ gazetesi İYİ Parti’nin o zor şartlarda ses bayrağı oldu, imkanlarını seferber etti ve halka gücü oranında partimizin tanıtımını yaptı. 5 milyon oy alan partimiz bu gazeteye bile ne yazık ki sahip çıkmamaktadır. Her bir parti binası 3 gazete alsa ortalama 30 bin tiraj artar. Üyelerimizin desteği ile bir ay içinde 100 binleri geçen güçlü bir gazeteye sahip olmamız içten bile değil. Türkiye’yi yönetme iddiasında bulunan partimiz sadece bu gazeteyi 100 binlere çıkarmakla kalmamalı, kuracağı ya da kurulacak tv ile basın-yayında sesini vatandaşa duyuracak araçlara sahip olmalı ya da desteklemelidir.
Diğer yandan sosyal medyada yazan yazarlarımızı teşkilatlarımıza tanıtarak yazılarını takip etmelerini sağlamalı, parti içinde oluşturulacak dil, üslup ve aidiyet gibi konularda bu iletişim araçlarını kullanabilmelidir.
Son olarak iktidara alternatif bir parti iddiasındaysak önceliğimiz bu kitle iletişim araçlarına ya sahip olmalıyız ya da sahiplenerek güçlenmelerini sağlamalıyız. Bize sahip çıkanları kaderleri ile baş başa bırakırsak büyük hedeflerimizi de kendi elimizle yok etmiş oluruz. Kimsesizlerin kimsesi, garip gurabanın sesi, Türk milletinin milli refleksi olan bu gazete ve yazarlarımıza sahip çıkarak Türk’ün gür sesi yapabilirsek kızılelma ülküsüne de yaklaşabiliriz. Yoksa konuşmalarımız geyik muhabbetinden öteye geçemez vesselam.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.