İYİ PARTİ, toplumsal ihtiyaçlar, siyasetin çıkmazın bir parçası haline gelmesi ve tabandan gelen beklentiler neticesinde ortaya çıkmıştır.  İYİ PARTİ’yi ortaya çıkaran gerekçeler onun felsefi alt yapısını da belirlemiştir. Vatanın bölünmez bütünlüğü tehlikeye girmiş, devletin çivisi çıkmış ve Türk milletinin egemenliği tartışılır hale gelmişse orada ideolojik yaklaşımlar, egolar ve çıkar gruplarının isteklerine yer olamaz. 

2019 Genel seçimi ve Partili Cumhurbaşkanlığı seçimini eğer iktidar kazanırsa Türkiye Ortadoğu ülkeleri gibi olacaktır. O zaman İYİ PARTİ hakkında ileri geri konuşanların zaten konuşma hakkı dahi olmayacaktır. Tek parti diktası kendisi gibi düşünmeyenlere nefes alma hakkını da tanımayacaktır.

Cumhuriyetin kurucu değerleri, kurucuları, demokrasi ve özgürlükler yerini tek kişi diktasına hızla götürmekte olan bir zihniyetle karşı karşıyayız. İYİ PARTİ bu şartlar altında siyaset sahnesine çıkarak üslubunu yaklaşımını ve dilini belirlemiştir.

Dolayısıyla İYİ PARTİ her türlü ideolojik bağnazlığın, cemaat, tarikat ve etnisite gibi küçük öbeklere ayrıştırıcı unsurlardan mümkün olduğu kadar uzak durarak ortak paydalarda insanlarımızı buluşturmayı ve bu cendereden ülkeyi çıkarmayı hedeflemiştir.

Bölücü ve ayrıştırıcı dili kullananlar haliyle ne bu durumu kavramakta ne de bu sevgi dilinin oluşturacağı iklimi tasavvur edebilmektedirler. İYİ PARTİ’nin kuruluşundan hemen sonra başlayan ve artarak devam eden eleştirilerin başında “efendim homojen bir parti değil, her kesimden insanlar var.” Yanıldıkları nokta bu işte! Vatan toprakları altımızda kaymakta, bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu coğrafya da egemenliğimiz tartışılmaktadır.  Peki, bugün değil ne zaman ortak paydalarda buluşacağız? Vatanımızı kaybettiğimizde ve egemenliğimizi yitirdiğimizde mi?

Bu vatan üzerinde yaşayan her bir ferdimizin içinde mutlaka vatan sevgisi vardır. Üzerindeki politize olmuş tabakayı çıkarırsanız içindeki cevherin ortak paydamız olduğunu göreceksiniz. İnsanlarımıza karşı hiçbir önyargı taşımadan ortak paydalarda buluşturarak demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü tesis ederek herkesin huzurlu ve mutlu olduğu bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.  

Bu bağlamda parti teşkilatlarımıza da söyleyeceklerimiz vardır;

Bu ideallerimizi öncelikle parti kuruluşlarımızda, teşkilatlanmalarımızda ve teşkilatlarımızın çalışmalarıyla aziz milletimize göstereceğiz. Burada teşkilatlarımızın il ve ilçe başkanlarına çok büyük görev düşmektedir. Her türlü egolarımızdan, çıkar beklentilerimizden azade bir şekilde nitelikli çalışkan ve toplumda karşılığı olan kişilerle çalışmak, teşkilatlarımıza topluma mal etmek en büyük hedefimiz olmalıdır. Ortak akıl, istişare ve parti içi demokrasiyi “ama” sız bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. Ortaya çıkan bu toplumsal hareketi hiç kimsenin şahsi egolarına bırakmayacağımızı herkes bilmelidir. Yapılacak yanlışlıklardan hemen dönülmeli yapıcı eleştiriler dikkate alınmalıdır. Geçmiş alışkanlıkların, huyların değişim ruhu ve onun vücut bulmuş İYİ PARTİ’de zemin bulamayacağını da herkesin iyi bilmesi gerekir.

Böylesi bir ruha sahip teşkilatlarımızla, vatanseverlik, ahlaki değerlerimiz, Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi ve Türk milletinin egemenliği ortak paydasında buluşan herkesle aynı kulvarlarda olacağız. Bu paydalar bizi iktidara taşımakla kalmayacak Türk milletini mutlu Türk devletini de güçlü kılacaktır.

.