Türk siyaseti “pusu” siyasetidir. Her haltı yer, hiçbir şey yapmamış gibi davranırsınız.

Millet ittifakından ayrıldığını ilan eden İYİ Parti hakkında CHP konvansiyonel ve sosyal medyası her haber bülteninde, her tartışma programında aynı cümleleri biraz değiştirerek kullanıyor; “İYİ Parti’de istifa depremi”, “İYİ Parti’de kriz” vs. vs… Niyetleri kendi içlerindeki nükleer çalkantıyı perdeleyip olası yerel seçim yenilgilerini Sayın Akşener ve İYİ Parti’ye ihale etmek.

Etkili olmuyor da değiller. İYİ Parti’den Şeyh Said’ciler, "ülke, şehir yararı" gerekçesiyle istifa edenler var. Kaçının ülke, kaçının "kişisel" çıkarlarını öncelediklerini bilmiyoruz. Zaman en iyi yargıçtır. Aynanın sırları dökülünce arkasındaki kara pislikler görünür.

CHP’nin başına bence İmamoğlu’nun kuklası olmaktan öte geçmeyecek Özgür Özel getirildi. İşte tüm tartışmanın kodlarını CHP kurultayından okumak doğrudur.

İmamoğlu seçimin ertesi günü bir video yayınladı ve “değişim” diyen ilk etkili figür oldu. Seçim yenilgiyse birlikte apar topar kurultaya gidildi.

CHP içinde etkin olan ve aktif siyaset yapan arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla Kılıçdaroğlu lider olduktan sonra partideki Sünni ve ulusalcı kanat yavaş yavaş zayıflatılmış, Alevi ve Kürtçü kanat güçlenmişti. Benim mezheplerle sorunum yoktur. Nüfus kağıdımda Sünni yazar. Ancak çoğu konuda kendimi Alevilere daha yakın hissederim. Ama  kurultayda ortaya çıktı ki CHP içinde uzun zamandır kaynayan bir kazan vardı ve çoğumuz gündem kalabalığı yüzünden farkında değildik. O kazan da iki kanatın arasındaki kavga nedeniyle kaynıyormuş.

Kılıçdaroğlu liderliğinde palazlanan Alevi ve Kürtçü kanat seçim yenilgisini Sayın Akşener’in masadan kalkmasına bağladı. Oysa Sayın Akşener aylar önce “kazanacak aday” vurgusu yapmış ve mesajını açıkça vermişti. O mesaj açıkça "KEMAL BEY ADAY OLURSA KAYBEDERİZ" mesajıydı. Tekrara düşmemek adına o süreci anlatmayacağım ama seçimi kaybettiren masadan kalkılması değildi. Seçim zaten “kazanacak aday belirlenmediğinde” kaybedilmişti. Gerçi kazanacak aday sandıklarımızın ne korkak olduklarını zaman içinde gördük.

İYİ Parti bu ülkenin köhnememiş, gelişmeye ve büyümeye en açık partisidir. Bu da her iki taraftan en çok darbe yiyen parti olmasının nedenidir. Yıllar önce dostlarımızla aramızda konuşurken AKP’nin süreç partisi olduğunu, gerçek rakibimizin CHP olduğunu ifade etmiştim. Zaman da haksız çıkarmadı. CHP de bizi öyle görüyordu. O nedenle geçmiş yerel seçim sürecinde desteğimize rağmen çırak çıkarılmıştık. O başarısız pazarlığı yapanlar da elbette siyasal bedeli ödemelidir. Her kimseler!

Bugünü tartışmak gerekiyor. Küçük hatırlatmalar yapmak gerekti. Bugün CHP içinde ciddi istifalar var. CHP medyası (Halk TV, Sözcü TV vs.) bunları söylemiyor, sus pus. Kılıçdaroğlu’nun "sırtımdan hançerlendim" cümlesine kastettiği İmamoğlu ve Özel’di. CHP içerisindeki Alevi ve Kürtçü kanat bunu anında satın aldı. Mevcut anketler AKP adayı belli olmadan bile İmamoğlu’nu altta gösteriyor.

Varsayalım İYİ Parti ittifaktan ayrılmadı. İttifak kararı stratejik, kurumsal bir karardır. Seçmen oy kabinine girdiğinde stratejik kurumsal kararı umursamaz. İYİ Parti seçmeninin önemli kısmı eğitimli ülkücülerden oluşuyor. Bu profil Ekrem’e mesafeli. Verdiği sözleri yerine getirmemesinden, çırak çıkmaktan, hapisteki HDP’lileri ziyaretten. Oysaki geçmiş yerel seçimlerin öncesinde İmamoğlu aile büyüklerinin ülkücü olduğunun altını çizmişti. Zarf ve mazruf sonrasında hiç uyuşmadı.

CHP’nin Kılıçdaroğlu taraftarları sosyal medya hesaplarında değil günler, haftalardır “Hançerci Ekrem” diye paylaşımlar yapıyorlar. İYİ Parti seçmenlerinin önemli kısmının alacağı tavrı, CHP içindeki anti Ekrem’cileri değerlendirince işin Ekrem için çok zor olduğunu söylemek gerekiyor. Geçmiş yerel seçimlerin ilk turu 13.000 oy farkla bitmişti.

Yerel seçimlerin günahı da sevabı da İmamoğlu’na aittir. İYİ Parti'nin kurumsal tavrıyla ilgisi yoktur.

Kurumsal kararın sonucu ve faturası vardır. İYİ Parti günlük, haftalık, yıllık bir parti değildir. Biz bu partiyi birkaç yıl için kurmadık. Yerel seçim kaybedilir, başka seçim kazanılır. Önemli olan çizgisini doğru ifade edip kendisini anlatmasıdır. Süreç doğru yürütülürse iktidara uzanan bir merdiven olacak.

İstifa edenlerin yolları açık olsun. Bir kısmının da cepleri... İnsan her bildiğini yazamıyor yazık ki. Siyaset tam da böyle bir şey...