İyi ve yeni bir ekonomik strateji lazım
Yeni strateji üretilmedi

Türkiye üretim faktörlerinin ucuzluğu, dünya ekonomisinin son derece destekleyici yönde olması, siyasi istikrar ve Kemal Derviş’in IMF-AB etkisinde yaptığı reformlar sayesinde 2002-2007 arasında başarılı bir dönem geçirdi. Ama Türkiye’yi yeni hamlelere, uzun vadeli hedeflere odaklayacak iktisadi, siyasi ve içtimai adımlar atılmadı, stratejiler üretilmedi.

Katma değerli yarış

Geldiğimiz aşamada Türkiye artık ‘yeterince’ ucuz olmadığından Çin-Hindistan-Vietnam-Endonezya gibi 'aşağıdaki ucuzcu ve düşük kaliteye oynayan' ülkelerle fiyat rekabetinde yarışamazken, yenilikçi-inovatif olmadığı için de G. Kore, Almanya, Japonya, ABD gibi 'yukarıdaki' ülkelerle yüksek katma değerli ürünler kategorisinde bir yarışa giremiyor. Hem bu fakir hem sözü edilen bu zengin ülkelerin hepsine karşı büyük ticari açıklar veriyor.
Yenilikçi inovatif katma değeri yüksek ileri teknoloji yatırımı üretimi için eğitim hukuk ifade özgürlüğü ve açık şeffaf yönetim anlayışı temelli kaideli devlet yönetimine geçmelidir. Cari açık yüksek döviz açığı ve tasarruf açığı olan kamu özel sermaye hane halkı borçlu olduğu bu kırılgan yapı krize adaydır.

Kısa vadede doğru politika izlememiz, kaynaklarımızı verimli kullanmamız ve ileriye yönelik güzel planlama yapmamız elzem gözüküyor. Sağlık sistemimizi güçlendirmemiz, desteklememiz ve geliştirmemiz gerekiyor. Şu dönemde şirketlerin batışını önlemek, insanların işsiz kalmasını önlememiz, fakirliği önlememiz gerekiyor. KOBİ desteği, esnaf ve sanatkârlın vergi borcunun silinmesi, şirketlere can suyu denilen kredi verilmesi gerekiyor. Bilime ve teknolojiye yatırım yapmamız ve sorunlarımızı bilim kılavuzluğunda çözmeyi kaide olarak yerleştirmeliyiz. Uzmanlaşmayı profesyonelliği cazip hale getirmeli, uzmanlığa değer vermemiz gerekiyor. Bürokraside de işin ehlini seçerek kaliteli bürokrasi teknokrasi oluşturmamız gerekiyor. Var olan kurumları korumak güçlendirmek ve profesyonel yönetimle kurumsallaşmayı teşvik etmemiz gerekiyor. Bilimin değerinin artması için üniversitelerin bağımsız özgür ve özerk olması, bilim standarttınızın yükseltilmesi sesinin daha fazla duyulur hale gelmesi gerekiyor. Demokrasi ve sivil toplumun daha fazla güçlendirilmesi gerekiyor. Ülkemiz ucuz iş gücü olması esasına dayalı emek yoğun üretim modelinden teknoloji yoğun üretim modeline geçmesi gerekiyor. Sanayi teknolojiye dayalı gelişmesi, üretkenliğinin ve verimliliğinin artırılması gerektiği önerilmektedir. Yüksek teknoloji üreten sektörlere yatırım desteği gerekiyor.

Toplumsal kalkınmanın bir değişim süreci olduğunu düşünürsek; insanların toplumsal kalkınmayı gerçekleştirmesini insanlara kalkınmayı sağlayacak beceriler kazandırarak sağlayan da eğitimdir. Dünyayı tarım toplumundan sanayi toplumuna, sanayi toplumundan bilgi toplumuna eviren de yine eğitim olmuştur.

Güçlü bir Türkiye’nin dünyadaki yerini alabilmesi için hızla eğitimin dünyadaki zamanın ruhuna uygun yapısını yakalaması gerekmektedir. Dünyadaki eğitimin de bilimsel eğitimdir.