1. YAZARLAR

  2. Mehmet YILMAZ 16

  3. İz bırakanlar 5
Mehmet YILMAZ 16

Mehmet YILMAZ 16

Platform
Yazarın Tüm Yazıları >

İz bırakanlar 5

A+A-

Kim bilir kimlerin önüne isteyerek, bilerek ve ya bilmeden takoz koyduk, ya da takoz olduk!

 

Aylardan Ekim, günlerden salıydı. 6. sınıfta ders sonuna doğru işlediğimiz konuyla ilgili kısa notlar yazdırıyordum. Duvar dibinde arka sıralardan bir kız öğrenci, “Ali Kemal yazmıyor, araba resmi çiziyor öğretmenim.” dedi. Ali Kemal’e, “Yaz oğlum.” dedim. “Yazıyorum öğretmenim.” dedi.

 

İki üç dakika geçmişti ki, göz ucuyla o yöne baktığımda yazmadığını fark ettim. Oraya yöneldiğimde korkmuş olmalı ki, telaşla defterin sayfalarını çevirmeye başladı. Gözüme takılan ilk şey defter sayfalarında kargacık kurgacık çizgilerin dışında harfe benzeyen bir şeylerin olmadığıydı…

 

Şaşırmıştım. Bu çocuk 6. Sınıfa kadar nasıl gelmişti? Kaynaştırma öğrencisi miydi? Zihinsel engelli miydi? Zihnimde art arda deli sorular geçiyordu. Derken teneffüs zili çaldı…

 

Öğretmen odasına gitmedim. Teneffüste gözüm Ali Kemal’in üzerindeydi. Bahçede bir grup öğrenciyle futbol oynuyordu. Top sürüşü, çalım atışı ve arkadaşlarıyla uyumuna baktığımda şaşkınlığım daha da arttı. Hareketleri çok zekiceydi. Diğerlerinin çoğundan daha yetenekliydi. Sınıftaki öğrenci bu muydu?  Doğru dürüst yazı yazmayı bilmeyen öğrenci bu muydu?

 

İkinci dersteydik. Dersin sonuna doğru ödev sorularını defterlerine yazdırdım. Lakin aklım Ali Kemal’deydi.  Ona yapabileceği bir ödev vermeliydim. Başarının zevkini tatmalıydı…

 

“Ali Kemal buraya gel.” diyerek yanıma çağırdım. Vereceğim ödevi kimsenin duymasını istemiyordum. Niçin çağırdığımı o da bilmiyordu. Yanıma yaklaşırken gözlerindeki endişeyi görüyordum. Çekindiği belli oluyordu. Masanın önünde durdu. Yumuşak bir ses tonuyla biraz daha yaklaşmasını istedim. Yaklaştı. “Biraz daha, biraz daha.” dedikçe o da yavaş yavaş yaklaştı. Bana doğru eğildi. Hafif bir ses tonuyla, “Bir sonraki ders için sana özel bir ödev vereceğim.” dedim ve ekledim. “3 tane araba resmi çizerek bir dahaki derse getireceksin.”

 

Şaşırmıştı, kısa bir müddet öyle kaldı. Fen Bilgisi dersi ödevi araba resmi çizmekti. Şaşkınlığı geçince gözlerinin içi parlıyordu. “Sizin minibüsün de resmini çizeyim mi öğretmenim?” Evet, anlamında başımı salladım. Zil çaldı…

 

Günlerden Perşembeydi ve Ali Kemalin sınıfındaydık. Ödev kontrolü sırasında “Aferin!” sözcüğünü duyduğunda gözlerindeki ışığı görmeliydiniz. Belki de ilk defa bir öğretmenden aferin alıyordu…

 

Günün ders konusu hakkında merak uyandırmak için doğa olaylarıyla ilgili bir soru sordum. Onun dışında kimse parmak kaldırmadı. Öğrenciler arasında kısa gülüşmeleri ikaz ederek bitirdim. Sınıfta biri parmak kaldırdığında veya söz aldığında, o sözünü bitirinceye kadar sözünü kesmeden dinlemeyi kararlaştırmıştık…

 

Soruyu cevaplamaktan daha fazlasını anlatıyordu. Sınıfta çıt çıkmıyor herkes Ali Kemal’i dinliyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse ben de bu kadarını beklemiyordum. Şaşırmıştım. İki gün önce dersle ilgisi olmayan bu çocuk muydu? Bir derste ikinci kez “Aferin!” alıyordu.

 

“Bunları nereden öğrendin?” diye sorduğumda, “Ben televizyondaki belgeselleri kaçırmam öğretmenim.” dedi. Ben de, “Belgesel izlemeye devam et.” dedim.

 

Görünen o ki, Ali Kemal kabına sığmaya hareketli bir çocuktu. Tez canlı olduğu için frenlenmiş, okulun ilk günlerinde “Yaramaz!” damgasını yemiş. Bir köşeye itilip, “Bir şeye karışma, otur oturduğun yerde!” denerek adeta önüne takoz konmuş! Bırakın ilerlemesini kımıldamasına bile müsaade edilmemiş…

 

Şimdi Ali Kemal’in nerede ne ile meşgul olduğunu merak eder gibi olduğunuzu sanıyorum. Yıllar sonra, Ali Kemal’in Bursa’da çok saygın bir otomobil markasının yetkili servisinde çalıştığını öğrendim. Bu onunla ilgili aldığım en güzel haberdi…

 

Kim bilir hızını kesmek, ilerlemesini önlemek için kaç kişinin önüne takoz koyduk ya da takoz olduk? Hangi cevherlerin önüne takoz olduk? Hangi cevherlerin ortaya çıkmasını engelledik?...

 

Kaç kişinin önündeki, takozu kaldırmak için çaba harcadık? Hangi cevherlerin önündeki takozu kaldırıp, cevherlerin ortaya çıkmasını sağladık?...

 

Sahi, hangi ideallerin önüne takoz koyduk? Hangi idealleri yerle yeksan ettik ya da takoz olduk? Hangi ideallerin önündeki takozu kaldırmak için gayret ettik?...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.