Kara bahtım kem talihim…
Kimi gazeteciler var, bir sorunu dile getirdiklerinden kısa zaman sonra “Ben yazdım, hemen düzelttiler” diye yazar böbürlenirler. Allahın bildiğini kuldan saklamak doğru değil, ben elli altmış yıllık yaşam sürecinde böyle bir mutluluk yaşamadım.
Ben yazınca ya asla üstüne gidilmiyor, ya “Niye sen bu işe karıştın efendi, az kaldı tezgâhımızı bozacaktın” diyorlar. Hatırlarsınız, eski Çankırı Valisi bal konusunda Çankırılıları karalayıcı bir laf etmişti. Ben Vali beyi ayıplayan üç yazı yazdım.
Vay sen misin devletin valisine dil uzatan… Benim necip milletim o valiyi Atatürk’ün partisinden Milletvekili seçip Atatürk’ün meclisine yolladı. Benim saygı değer Çankırılı bal üreticilerim “Sana neydi laan?” dediler.
Bana süt dökmüş kedi gibi kenara çekilip derdime yanmak düştü.
Ben rahat dursam ya… Duramıyorum. Ege bölgesinde deve güreşleri pek yaygın. Antalya’dan Çanakkale’ye kadar hemen pek çok yerleşim biriminde, festivaller, şenlikler deve güreşi olmadan yapılamıyor. Pek çok iş adamı fabrikalarının yanı sıra güreşçi deve de yetiştiriyorlar. Ve onlar için para harcıyorlar. Bir çeşit sektör bu iş.
Ancak yurt içinde, yurt dışında Türkiye’nin görüntüsünü zedeleyen bir olay bu. Düşünsenize iki deve göğüs göğüse kapışmışlar. Şeref tribününde koca koca adamlar, sağda solda pek çok insan develerle dalgalanıyor, develerle yatıp kalkıyorlar. Heyecanları dorukta… Alkışlar, bağırış çağırışlar da cabası…
Ben yurdunu seven zavallı, bu gidişi eleştirecek oldum. Deve yurt dışında Ortadoğu’nun simgesi olarak görülüyor. Avrupalılar bizi de deveci meveci gözüyle görüyorlar. Bu gerçeği gün yüzüne çıkarmak istedim. Açıkçası deve güreşlerinin yasaklanmasını bekledim. Bekledim, bekledim…
Ve ağzımın payını aldım.
Deve güreşçileri Antalya’dan Çanakkale’ye kadar örgütlenmişler. Tam yirmi yedi ayrı yerleşim biriminde “Deve Güreşçileri Derneği” adı altında bir araya gelmişler. Bir de güzeller güzeli Aydın ilimizde “Deve Güreşçileri Federasyonu” kurmuşlar.
“Aman be…” dedim. “Bu da bana Allahın bir cezası…” diye düşündüm.
Kulağıma çalınıyor. Horoz dövüştürenler var. Köpek dövüştürenler var. Doğu’da bir yerlerde boğa güreştirenler var. Bütün Türkiye’ye sesleniyorum… Sevgili yurttaşlarım, neyi istiyorsanız onu güreştirin. Bu konularda da yazı yazıp böyle etkinliklerden zevk alanları sapıklıkla suçlayacaktım. Vaz geçtim. İsterseniz kara sinekleri de güreştirip “Karınca Güreşçileri Federasyonu” bile kurabilirsiniz.
Benim halimi soracak olursanız ben kendimi kahrımdan şarkı söylemeye verdim. Şimdilerde dilimden düşürmediğim şarkının sözleri şöyle:
“Bırak böyle kalalım bir dargın bir barışık
Nasıl olsa dünyada bütün işler karışık…”
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.