İşte ahiret yurdu. Onu yeryüzünde haksız üstünlük kurmak ve bozgunculuk çıkarmak istemeyenler için hazırlamış bulunuyoruz. İyi son, (akıbet) Allah’a karşı gelmekten sakınanların olacaktır. (Kasas/83)

Ahiret yurdundan kast edilen cennettir. Cehennem, ahirette ceza çekilecek yer olduğundan; ahiret için yurt tabiri içinde yer almaz. Yurt, yaşanan yer anlamındadır. Cehennem ise yaşanacak uygun bir yer değildir.

Ayet çok basit ve net bir anlatımla ahiret yurdunu kazanmak istiyorsanız, dünyada yaşadığımız sürece alçak gönüllü, tevazuu içinde olmamız, bozgunculuk çıkarmaktan kaçınmamızın yanında, Allah’a karşı gelmekten sakınmamız istenmektedir.

İnsanlar yaratılış itibariyle (fıtrat) arzu ve hevesleri yüksek olan bir varlıktır. Allah, insanların yaşaması, neslini devam ettirmesi, dünya ve ahiretini göz ardı etmemesi için bir dürtü olarak nefsi yaratmıştır. Yaratılan nefisin sonsuz arzu ve isteklerine gem vurması için de aklı yaratılmıştır.

Eğer akıl nefsin yüksek isteklerini önlemede çaresiz kalır ve insan diğer insanlara güç kullanarak üstünlük kurmaya çalışırsa; hak, adalet, eşitlik gibi toplumu şekillendiren kavramlar zaafa uğrar, kargaşa çıkar, yeryüzü yaşanacak durumdan çıkar. Gücü eline alan, kibir ve gurur sarmalı içine girer. Eşit şartlarda huzur içinde yaşaması gereken toplumlar, haksız yere zorla eline geçirdiği güçle, kibir ve gururuna yenik düşen idareciler yüzünden; toplumlarda bozulma ve bozgunculuk başlar ve güven ortamı biter. İnsanlar sürekli tedirgin yaşar. Her gün başıma hangi belâ gelecek endişesi içinde, geleceğinden emin değildir.

Allah, bu durumda olanların ahiret yurdunun iyi olmayacağını bildirmektedir. İnsanın insana üstünlük taslamasını, neticede bozgunculuğa varacak durumları hazırlayanların sonunun ahiret yurdu olmadığını çok sade bir dille anlatmıştır.

Aslında cennet denilen ahiret yurdunda yaşamanın çok kolay olduğunu bu ayet bize göstermektedir. Ahiret yurdunda (cennet) yaşamak için lazım olanlar çok da karmaşık değildir. Gücü elinde bulunduranlardan başkalarına üstünlük taslamamaları, güç kullanarak, adaletten ayrılarak, ben istediğimi istediğim şekilde yaparım gururu, kibir içinde olmamaları. İnsanca, Allah’ın emir ve yasaklarını gözeterek yaşamamız istenmektedir.

Nisa suresi 58.ayette bildirdiği gibi "İşi ehline vermemiz" emredilmektedir. Bugün huzursuz toplumların çektikleri, bu ayete uyulmamasındandır. Allah’ın kabul etmediği azgınlık ve bozgunculuk bu ayete uyulmaması sebebiyledir. Ehil olan hakkını alamadığında, kin ve nefret tohumları yeşermek için uygun ortam hazırlanmış ve bozgunculuk hortlamış olur. Üstünlük taslayıp bozgunculuğu hazırlayanların ahiret yurdunda yerinin olamayacağı ayette çok net bir şekilde ifade edilmiştir.

Neml suresi 89. Ve 90 ayetlerde bu konuda net ikazlar yapmaktadır.

Neml /89.ayet: Kim bir iyilikle gelirse, ona ondan daha iyisi verilir; üstelik onlar o günün dehşetinden güven içerisindedirler. 90.ayet: Kötülükle gelenlerse, yüz üstü ateşe sürüklenirler. Onlara, "Siz yaptıklarınızın karşılığından başkasını mı görecektiniz" denilir.

Ahiret yurdunda (cennet) bütün nimetler fazlasıyla vardır. Orda yok, yoktur. Bu nimetler, yeryüzünde böbürlenmeyen, fesat çıkarıp bozgunculuk yapmayanlara verilecektir.

Ayrıca İslami ölçütlere uygun yaşayan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Ahiret Yurdunu hak edeceklerdir.

Sad suresi 28 ayet: İman edip iyi iş işleyenleri yeryüzünde fesat çıkaranlar gibi mi sayacağız? Yoksa günahtan sakınanları günahkârlar gibi mi tutacağız. Yoksa Biz; inanıp iyi ve faydalı işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutarız. Bu ayet, tefsirini yapmaya çalıştığımız Kasas suresi 83.ayeti açıklamakta ve pekiştirmektedir.

Kur’an’da geçen Firavun ve Karun üstünlük taslayanlara açık örneklerdir. Yine Emevî halifeleri Muaviye ve Yezid’in zalimlikleri, İsrail’de Yahudi idarecilerin Gazze’de yaşamaya çalışan Müslümanları çocuk-yaşlı demeden top yekûn öldürmeleri; ayette geçenleri anlatması bakımından önemlidir.

Bu örnekler zamanımız Türkiye’sinde de yaşanmaktadır. Esas üzücü tarafı da bu örneklere konu olanların, kendilerine Kur’an’ı referans göstererek böbürlenmeleri, bozguncu ve nifak çıkarıcı söylem ve uygulama içinde olmalarıdır. Bu konuda Müslümanların uyanık olmaları gerekmektedir...

Selam ve dua ile...