Kıç'da mühürle icazetli doğmak
Kimse kıçında mühürle icazetli doğmadı
Kimse kıçında mühürle, Allah'tan icazetli doğmadığına göre; ne alemi var Allah aşkına; birilerini ilahlaştırıp, kutsayarak sonra da azatlık kabul etmeyen, iflah olmaz kölesi olmaya.
...
Adama bakıyorsun hayatta yaşanması gereken asgari tecrübelerin zerresini bile yaşamamış. Bir ormanın göle bakan yamacındaki dağ evinin penceresinden, hizmetine amade edilmiş konforlu yaşam koşulları içinde, hep aynı manzaraya seyrederek, dünyayı da hep öyle sanıp, ahkam kesiyor.
...
Dağa tırmanma yok, çamura batmak yok, odun kesmek yok, donmuş dereden su taşımak yok. Bütün bunları yapan; kanından canından olan evlat, torun, ana, baba, gardaş gibi merak edip, bekleyecekleri kimseleri de yok ama oturan boğa ya; talimatları gırla, uşakları ise etrafında pervane. Bütün korkuları; otoritelerinde boşluk oluştuğunda her şeylerini kaybedebilecekleri endişesidir. İşin garibi bu muhterisler gün gelip oturan boğa'dan oturan iskelet haline gelebileceklerini de hiç düşünmezler.
...
Medeni alemde kula biat etmek acizliktir. Elbette insanların bilgi ve tecrübesi karşılıklı olarak faydaya dönüşmelidir. Hele ki artık modern çağımızda kadro hareketlerinde biat; belli bir şahısa değil, takım ruhunadır. Takımın bütünlüğü sağlandığı sürece ara ara kişilerin değişmesi, murad edilen sonucu pek değiştirmez. Onun içindir ki az gelişmiş ülkeleri takım ruhu değil, tek adam ve etrafındaki üç beş kişiden oluşan oligarşik yapılar yönetir.
...
Demem o ki; üç günlük dünyada reisimiz de, şahımız da, şıhımız da, başkanımız da kendimiz olalım. İnanın ki bu anlamda öne çıkan insanların hiç birimizden üstün tarafları yoktur. Hatta bir çoğu aciz, zavallılar. "Taş yerinde ağırdır" hükmünce elbette hak edenden de saygımızı esirgemeyeceğiz.
Türk milliyetçileri istemeseydi İYİ PARTİ kurulamazdı.
Türk milliyetçileri eğer istememiş olsaydılar İYİ PARTİ kurulamazdı. Hele ki devletin ve hükumetin, bütün imkanlarını kullanarak mani olmak istemesine rağmen; ama istemişler ve kurmuşlardır.
...
Lütfen biraz sorgulama yapalım, bu ne menem bir devlet ki; darda kalınca Türk milliyetçilerini hatırlıyor, ondan medet umuyor, uzattığı ipe sarılıyor, kedilerine yapılan en aşağılık hakaretleri unutmasını istiyor da; niçin iktidar olup da kendisini yönetmelerini çok tehlikeli ve riskli görüyor.
....
Tüm Türk milliyetçilerine seslenmek isterim ki; Yahu bu ülkenin gelmiş geçmiş en mıymıntı inisiyatifi olup, üzerine en iyi oturan elbiseyi dahi almayı beceremeyen ve uydurulmuş menkıbelerden ilham alarak yol kateden siyasal İslamcılar bile yıllarca bu ülkede iktidar olabiliyorken; Üniversitede doğmuş Kitabi bir hareket olan Türk milliyetçiliğine gönül vermiş bizlerin; siyasal İslamcıların her defasında kıçlarından kaldırıp, duvarı aşmalarını sağlamak hiç yakışıyor mu. Sizleri bilemem ama kendi adıma söyleyebilirim ki; ben bu utancı artık yaşamak istemiyorum.
....
Neymiş efendim; devletin bekasıymış. Esas beka devletin Türk milliyetçilerinin kadir kıymetini bilmemesi ve ona seksen senedir iktidar olmayı "Haram" kılmasıdır.
...
İşte bu kısır döngüden kurtulmak, zihnimize monta edilmiş olan "Devletin bekası" yalancı emziğini kaldırıp atarak, kendi bilinç ve inancımızla çıktığımız yolda İYİ PARTİ vasıtası ile itirazımızı dile getiriyoruz.
...
Dikkat ederseniz İYİ PARTİ'de de itirazlarımı dile getiriyorum, çünkü meşruiyetini oradan alıyor. Kimseyi ne ilahlaştıracağız ne de kutsayacağız.
MHP'den ihraç edilen Erhan Usta'nın peşine takılmak
Erhan Usta'nın peşine takılmak; İYİ Parti'nin kurulmasına meşruiyet kazandıran temel nedene ihanettir. Neden mi; Erhan Usta ne zaman "Tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesi için vermiş olduğu mücadeleden dolayı pişman olmuş ki; bu pişmanlığını telafi etmek adına vicdanının sesini dinleyerek İYİ Parti'ye gelmeye karar vermiş.
Bizler buna razı olacak olsaydık İYİ Parti niçin kuruldu ki; MHP de kalır eninde sonunda Balgat'ı MHP den tasfiye edene kadar mücadeleye devam ederdik. Biz MHP den sadece Devlet Bahçeli'yi genel başkanlıktan indiremedik diye değil, "Tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı sistemi"ne karşıtlığımızın mücadelesini kurumsal siyasi bir kimlik altında vermek; bu da yetmeyip tekrar" Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem"e dönüş mücadelesine devam etmek için ayrıldık. Sayın Erhan Usta böyle bir mücadelenin içinde olmaya karar vermiş mi. Verdiyse bir basın toplantısı ile açıklamasını yapar ancak ondan sonra İYİ Parti'ye gelebilir.
...
Şahsen İYİ Parti'de yer alış gayem; inanmışlık ve adanmışlık adına belirlenmiş İYİ PARTİ ilkelerini siyasette hakim kılmak olup; oligarşik bir yapının bir yerlere taşınması mücadelesini vermek hiç değildir.
...
İYİ Parti'nin fikri alt yapısının oluşması ve daha sonrasında ete kemiğe bürünmesinde emeği geçen birisi olarak düşüncem budur. Arz ederim efendim.
Liderlik sorununa ahlaki sorun da eklenince...
"Devletin bekası" için deyip, siyaset yapacaksın; yaşamış, görmüş bilge kişi pozunda gelene geçene elini öptürüp, sonra milletin yarısına "Palu ailesi" benzetmesi yapacaksın.
...
Şimdi bu "Palu ailesi" benzetmen hangi edep ve adaba sığdıracağız söyler misin. Siyaset bu ise alın başınıza çalın; pes doğrusu. Aklı başında, sorumlu ebeveynlerin özellikle iki isim var ki; lütfen bunlar konuşurlarken çocuklarını ekranlardan uzak tutsunlar.
...
Toplumun en az yarısını; tüm pisliklerin harmanlanmış olduğu "Palu ailesine" benzetmek ne demek. İnsan Allah'tan korkar be.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.