Kimse bizi istemiyor!
Şu geldiğimiz duruma bir bakar mısınız? Sayın Cumhurbaşkanının izlediği ideolojik siyasal İslam politikası Türkiye’i batıdan, çağdaş ülkelerden kopardığı gibi, Müslüman devletlerden de kopardı. Neredeyiz, nereye gidiyoruz? Sn. Cumhurbaşkanı'nın yarattığı İslamfobi her geçen gün artıyor. Nedeni ise İslami ideolojiye dayanan saldırgan, kavgacı bir tutum izlemesinde yatıyor. Bu bağlamda komşularımızda dahil olmak üzere Türkiye’ye soğuk bakıyor ve sırtlarını dönmüş durumda. Bu duruma tepki olarak da Sayın Erdoğan her geçen gün daha da hırçınlaşıyor, kavgacı bir yol izliyor.
ABD, AB, Rusya, Çin, Ortadoğu ülkeleri ve komşularımız kesin tavır almış durumda. Diğer taraftan adını verdiğim tüm ülkeler ise Türkiye’i, Türk halkını yanında görmek istiyor Sayın Cumhurbaşkanı’nı istemiyor. Durumu ise diğer ülkeler bizi kıskandığı için istemiyor, ambargo uyguluyor vs. vs gibi nedenler ileri sürülerek kamuoyu farklı yönlere yönlendirilerek iç politikadaki sıkıntılar, çıkmazlar bastırılmaya, kamufle edilmeye çalışılıyor. Bunu dünya biliyor ama yandaş kamuoyu ise zafer olarak algılıyor ve lanse ediyor.
"Nasıl olur da bu yargıya vardınız?" diyebilirsiniz. Türkiye’in talebi ve arzusu olan AB ve ŞİO'ya katılma isteği niçin bekletiliyor? Türkiyeyi bünyelerine almıyor? Açık ve net verilen mesaj şu: Rusya ve Çin Türkiyeyi istiyor, ABD müttefikliğinin devamını arzu ediyor, buna rağmen Sayın Cumhurbaşkanı faktörü bütün iyi niyetli düşünceleri negatife çeviriyor. Dünya ülkeleri Türkiye ile işbirliğine hazır. Önlerine radikal İslam çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nı radikal İslamcı ve radikal İslam örgütlerinin destekçisi olarak görüyorlar. Çin ve Rusya Siyasi İslamın acılarını çekmiş ülkeler. İslamafobi oluşuyor ve gittikçe de büyüyor, taraftar buluyor. Tabi ki bunun müsebbibi Türk halkı değil, olamaz da. Müslüman Arap ülkeleri de aynı şekilde. İslami terör yaratılarak bölgelerinde kargaşa çıkacağı ve hepsinin de tahtlarından olacağı endişesi içinde yaşıyorlar, batıyla birlik olarak Türkiye’ye karşı siyasi, ekonomik yaptırımlara, tavırlara giriyorlar. Türkiye’i kendileri için tehdit olarak görüyorlar. İsrail’den nefret ederlerken şimdi İsrail ile dost olmak için yarışıyorlar. Batı ülkelerine tam destek veriyorlar. Arap ülkelerinin Türkiyeyi istememelerinin başında Erdoğan'ın sürekli Osmanlı hayalini kurması geliyor. Her ne kadar Osmanlı onlara yaşam hakkı tanımışsa da geçen süreçte Osmanlı’dan tam anlamıyla nefret ettiler ve bu nefreti bugünün ilişkilerine yansımış durumda. Sonuçta hiçbir Müslüman ülke Türkiye'nin Müslümanlar'ın lideri olmasını istemiyorlar. Ama Erdoğan 2023 için farklı bir rejim düşünüyor. Bunu da açık ve net kendisi söylüyor.
Türk toplumu ise kabaca Erdoğancılar ve anti-Erdoğancılar olarak ikiye bölünmüş durumda. Ayrıca son kamuoyu yoklamalarında AKP’nin oyları düşme trendine girmiş ve tek başına iktidar olma şansını kaybetmiş gözükmektedir.
Özetleyecek olursak: Sayın Erdoğan’ı Almanya ve Avrupa da istemiyor. Rusya ve Çin, Türkiye’yi istiyor ama Erdoğan’ı istemiyor. Çünkü her ikisi de Siyasal İslam’ın ne anlama geldiğini ve kendileri için nasıl tehdit olduğunu biliyor! Özellikle Rusya, Türkiye’nin Batı’dan ve NATO’dan uzaklaşarak kendisine yaklaşmasını ve ŞİÖ’ye girmesini istiyor ama Erdoğan’a güvenmiyor. Türkiye’de ise toplum kabak gibi ortadan ikiye ayrılmış vaziyette! İç ve dış barışımız, tarihimizde hiç olmadığı kadar tehdit altında.
Sayın Cumhurbaşkanı durumu görüyor ve her gün muhalifleri susturma yönünde hukuki, siyasi, idari, ekonomik baskılar uygulayarak iktidarını devam ettirmek için var gücüyle çalışıyor. Görünen o ki gelecek günlerde daha da sertleşeceği izlenimi veriyor.
Sayın Cumhurbaşkanı halkına ve dünyaya dostluk, barış ve hoşgörü elini uzatır mı? Neden olmasın?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.