1. YAZARLAR

  2. Hülya SEZGİN

  3. Kırmızı karanfilin öyküsü
Hülya SEZGİN

Hülya SEZGİN

Ressam
Yazarın Tüm Yazıları >

Kırmızı karanfilin öyküsü

A+A-

Ona kısaca balıkçı  “Karanfilli Balıkçı” diyorlar... Başında hasır şapkası, şapkasının kenarında kırmızı karanfili ile kendine özgü biri... Adı Cem Liman. İzmir Mordoğan'da Liman ailesinin karanfillerle dolaşan erkekleri kimseyi şaşırtmıyor. Çünkü kırmızı karanfil, 130 yıl önce yaşanan bir aşk hikayesinin simgesi. Balıkçı denize, doğaya sevdalı. İşte o yüzden bir çeşit rehberlik ediyor deniz ve balık meraklılarına. Mordoğan'da yaşıyor. Benim de yazlığım orada. Mordoğan pırıl pırıl sıcacık denizi, nergis çiçeği, balığı, keçileri ile bozulmamış doğal bir güzellik... O yüzden ben de dahil Mordoğan'a her gelen son gelen olmak istiyor bu güzellik bozulmasın diye...

Cem Liman yalnız balıkçı değil aynı zamanda gazeteci, belgesel yapımcısı ve kalamar avcısı. “Yaptığım şey amatör olta balıkçılığı rehberliği,  amatör balıkçılara ilk balık avı eğitimi ve temel bilgiler vermek. Şöyle de diyebiliriz: sürdürülebilir olta balıkçılığı ile ilgileniyorum. Yani herkes balık tutsun, ama her tuttuğunu torbaya atmasın. Balıkların en az bir kere üremiş olanlarının tutulması gerektiğini, yasal avlanmayı tavsiye eden bir olta balıkçısı, televizyon programı yapımcısı,yerel muhabirim.” diyor.  

Yani çevreci, doğaya saygılı. Bu denizlerin ve balıkların tükenmemesi gerektiğinin, çocuklarımızdan ve torunlarımızdan emanet aldığımızın bilincinde...

Amatör olta balıkçılarını denize götürüyor.  Türkiye onu “Kalamar Avcısı” olarak tanıyor. Yaban tv. de “Cem kaptan'ın günlüğü” adı altında yayınlanan bir belgesel programı var. Google amcaya yazın “Kalamar Avcısı” diye... size aklınızdaki her soruyu cevaplasın onunla ilgili olarak...

Ve ben daha iyi tanıyabilmek amacı ile başlıyorum sorularıma:

HS-Çocukluktan mı, yoksa babadan mı geliyor balıkçılık merakınız. Veya belli bir yaştan sonramı başladı?

CL-Mordoğanlıyım ve çocukluğumun tüm yazları Mordoğan'da geçti. Babam öğretmen idi onun için Mordoğan dışında okudum. İlkokulu İzmir (Konak-Arapfırını) Ülkü İlkokulu'nda, Orta Okulu ve liseyi Karataş Lisesi'nde okudum.  Akdeniz Üniversitesi Antalya Meslek Yüksek okulu mezunuyum. Çocukluğumu düşündüğümde ilk aklıma gelenler altı-yedi yaşlarında bile olta ile kıyılarda hep balık avlayışım olur.

Benim için bir yaşam biçimi, denizsiz bir yaşam düşünemiyorum. Büyük oğlumun adı Denizhan. Yani Denizlerin han'ı. Her deniz günü ayrı bir heyecan duyarım. Sabahlar olmaz... Acaba balık olacak mı? Acaba misafirler balık tutacak mı? Dün ya da geçen hafta tuttuğum balıkları tutabilecek miyim? Denize açılırken “Sancağa mı, iskeyeye doğru mu... yoksa Uzunada tarafına mı gideyim?” Hepsi heyecan... Çünkü ben nereye gidersem misafirlerim de orada avlanacak, tutarlarsa memnun olacaklar...  

HS-Mordoğan balık zengini mi? Balık meraklılarına buraya gelmelerini tavsiye ediyor musunuz?

CL-Mordoğan elbette balık zengini. Neden mi? Uzunada Türkiye'nin dördüncü büyük adası ve avlanmaya kapalı yasak bir alan. Balık burada rahat rahat ürüyor ve kalabalıklaştıkça Mordoğan'a doğru geliyor.

1-Gökçeada (İmroz) Bulunduğu il : Çanakkale Kıyı Uzunluğu (km):92 Yüzölçümü (km²):279,2

2-Marmara Bulunduğu il :Balıkesir Kıyı Uzunluğu (km):72,5  Yüzölçümü (km²): 117,1

3-Bozcaada Bulunduğu il :Çanakkale Kıyı Uzunluğu (km):34,5  Yüzölçümü (km²): 36

4-Uzun ada Bulunduğu il :İzmir Kıyı Uzunluğu (km):31 Yüzölçümü (km²): 25,3

Bu sebeple Mordoğan'da 4 mevsim balık bitmez, tükenmez...

HS-Sizi tanıdığım günden beri hep şapkanızın kenarına taktığınız bu kırmızı karanfil dikkatimi çekiyor. Nedir bu Allah aşkına? Bir anlamı var mı, yoksa “Bu da benim imajım” mı diyorsunuz?

CL-Size karanfilin öyküsünü anlatayım... Mordoğan'da bizim Liman ailesinin karanfillerle dolaşan erkekleri kimseyi şaşırtmaz. Çünkü yakamızdaki bu karanfil 130 yıl önce yaşanan bir aşk hikayesinin simgesidir.

"Ege'de yelken açan Türk denizciliğinin mimarı Emir Çaka Bey, 1090 yılında Sakız Adası'na bayrak dikmişti. Liman ailesinin ataları da Emir Çaka bey gibi Oğuzların Çavuldur boyundan gelen Aydınoğulları'ndan,  1500'lü yıllarda Çaka Bey'in izinden giderek Sakız Adası'nda yaşam sürmeye başladı. Aradan geçen 300 yılın ardından 1877'de sülale, memleketleri İzmir'in kıyı kenti Çeşmeye oradan da Mordoğan'a geri döndü. Ancak bir kişi gelmek istemedi. Henüz 12 yaşında olan Ali Çavuş... Çünkü gönlünü Rum kızı Elena'ya kaptırmıştı...  

17'sine giren Ali Çavuş, evlenmek için Elana'nın ailesinin kapısını çaldığında “Hayır” yanıtıyla karşılaştı. Bir gündoğumunda iki aşık, Mordoğan'a kaçmak için sahilde buluştu. Ailesine karşı çıkmak istemeyen Elena, ayrılık vakti geldiğinde Ali Çavuş'a bir kırmızı karanfil uzatarak, "Bu çiçeği soldurma, aşkımız bu karanfilde yaşasın" diyerek uğurladı... Ali Çavuş gönlünü orada bırakıp geldi Mordoğan'a...

Cumhuriyet'in kuruluşuna tanıklık eden Ali Çavuş, İkinci Dünya Savaşı'nın patlak verdiği yıl rahatsızlandı. O güne kadar bazen şapkasında bazen yakasında kırmızı bir karanfil, bulamadığı zaman kırmızı bir çiçek taşıyan Ali Çavuş, çocuklarına ve torunlarına anlattı çiçeğin hikayesini. O tarihte 16 yaşında olan büyük torun Halil Liman, yaşananlardan çok etkilenerek vasiyeti devraldı. 4 yıl sonra dedesini kaybetmesinin ardından bir ilkbahar günü karanfili yakasına taktı ve kahveye indi. Alaya alınmasına karşın Halil Liman, inatla çiçeğini çıkarmadı. Askerden geldiğinde ise karanfili yakası yerine şapkasında taşımaya başladı. Adı Karanfilli Halil'e çıktı.  

Kardeşi (babam) İsmet Liman ise 1960 yılında öğretmen olup köyüne geldiğinde ağabeyinden dedesinin vasiyetini dinledi. Mordoğanlı bir kıza aşık olan ve kendini benzer bir aşk hikayesinin içinde bulan İsmet Liman da her gün göğsünde bir kırmızı karanfil ile dolaşmaya başladı. Bir yanda öğretmenlik diğer yandan Kemeraltı'nda balıkçılık yapan İsmet Liman, "Karanfilli hoca" diye anılıyordu artık.

Mordoğan ile özdeşleşen iki isimden Karanfilli Halil, 1996 yılında hayata veda edince Karanfilli Hoca vasiyeti devam ettirmeyi sürdürdü. 2002'de İsmet Liman da son yolculuğuna her biri yakalarına karanfil takan sevenleriyle uğurlandığında Mordoğan için karanfil artık aşkın sembolü olmuştu...  

Vasiyeti babam İsmet Liman'dan ben devir aldım. Hep kırmızı karanfilimle dolaştım..  "Umutsuz bir aşk hikayesinden doğan bu karanfil bizim aile mirasımız. Bize aşkın önemini anlatıyor. Öyle yakanıza bir çiçek takıp çarşıda dolaşmak kolay değil. Sağlam bir yüreğiniz yoksa bunu takamaz, dolaşamazsınız. Bu çiçek bize güç veriyor. Nesilden nesile de aktarılacak.

Karanfili gelecekte taşıyacak isim de  şimdiden belli gibi. Oğlum Yusufhan hikayeyi benden dinlediği gün karanfili yakasına taktı. Kırmızı karanfilimiz hiç bir zaman solmayacak...

Hülya Sezgin/[email protected]

www.yabantv.com/program/59-cem-kaptanin-gunlugu

www.cemkaptaningunlugu.com

http://www.youtube.com/watch?v=9tGtbY-hHoUn   


karaburunpanel-275-001.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum