KİTAPSIZLAR !!!
Cemil Meriç, "Argo Kanundan kaçanların dili" der..
Ve birkaç kez daha tekrarladım; Kitapsızlar… Kitapsızlar…
Tepkimin bir nedeni de Doç. Dr. Funda Başaran Özdemir'in , “İletişim ve Emperyalizm Türkiye’de Telekomünikasyonun Ekonomi – Politiği” kitabını okumuş olmam…
Kitap konusunda tek..
Zaman zaman da başvurduğum, bir kaynak eser…
Bu kitap suç delili ise benim kitaplığımda da binlerce suç delili var demek ki..
12 Eylül Sonrasında, yüzlerce kitabımı, dergimi, afişimi, suç unsuru bulurlar belki diye yakmış, kıyamadıklarımı da toprağa gömmüştüm.
Çoğunu bir daha temin edemedim…
Yeniden O günlere mi dönüyoruz?
“İletişim ve Emperyalizm Türkiye’de Telekomünikasyonun Ekonomi – Politiği” de, O Eylül günlerindeki gibi yaksam mı acaba?
Ama ben onların kafalarının nasıl çalıştığını bilemem ki..
"Stratejik Derinlik"e birşey demezler herhalde...
Ya Davutoğlu'nun kim olduğunu bilmeyen birisine denk gelirsem ne olacak? Kitabın ismine takılabilirler vallahi...
Atlas Dergisinin verdiği bir mini kitap var, "Gezi Rehberi" O'nu da kaldırayım en iyisi... Gezi mezi derken 3-4 gün karakolda kalmanın anlamı yok…
Gezi dedik de; çok sayıda kent kitabım var… Türkiye’nin 79 vilayetine gittim. Bunların çoğunda, o kentleri, kentin tarihini, coğrafyasını, sanatını anlatan, yüzlerce kent kitapları topladım. Onların hiçbirinde suç unsuru bulamazlar…
Açılım ortamında İsmail Beşikçi'nin kitaplarına ses çıkarmayacakları kesin...
Orman ve çevre konusunda da çok kitap aldım son yıllarda… Gezi- Çevrecilik ilişkisinden hareket edip suçlayıcı bir tavır almazlarsa o konuda da bir problem çıkmaz diye düşünüyorumş
Az çok okur-yazar birine rastlarsak, "Klasikler"e de bir şey olmaz...
Mesnevi, Yunus Divanı da kazasız belasız atlatabilir bir baskını... Aynı şekilde Halk Edebiyatının, Divan edebiyatının temel kitapları da kurtarır paçayı..
Ama Halk Edebiyatı Antolojisini karıştırıran meraklı bir memur, Dadaloğlu’nun "Hakkımızda devlet etmiş fermanı, ferman padişahın dağlar bizimdir." Mısraını görünce, “Padişah Efendimize hakaret eden bu kitap sende ne arar?, Dağa mı çıkacaksın, terörist misin?” Dese ne diyeceğim?
Veya Dertli'nin “Şeytan bunun neresinde” şiiri nedeniyle sorgulanırsam ne cevap vereceğim?
Mısralarını, memurlarını kendi mantığıyla yorumlarsa, hele hele bir Divan Edebiyatı Antolojisinde Sümbülzade Vehbi'nin o erotik rücuuna rastlarlarsa halim nice olur?
Yerli-yabancı klasikleri, dini eserleri, romanların ve şiir kitaplarının büyük bölümünü, çizgi romanları, başvuru kitaplarını –sözlük,ansiklopedi, antoloji, yıllık, albüm vb- bir şekilde kurtarırız.
Safahat ‘ta bile suç unsuru bulabilirler; “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem/ Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.” Gibi onlarca beyitte bazıları “halkı isyana sevkedici” anlamlar bulabilirler..
Ziya Paşa’nın Terkib-i Bent’indeki şu beyitleri gören bir “kitapta suç arama uzmanı”
“Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”
“Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât/ Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde”
“Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma / Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir”
Alimallah, TCK’nın bütün maddeleriyle ilişkilendirebilir sizi…
Herhalde Kuran'lara, Kuran meallerine, Tefsirlere bir şey demezler... Ama Yaşar Nuri'nin hazırladığı meali, her ihtimale karşılık kitaplığın göze çarpmayan bir bölümüne kaldırsam iyi olacak . Diğer dini kitaplarda da bir suç unsuru bulunmaz, diye düşünmek de doğru değil… İslam Tarihini anlatan kitaplarda, pek ala kendi kafasına uymadığı için suç unsuru bulacak, suç arama uzmanları çıkacaktır… Yaşar Nuri’nin, Eren Erdem’in, İhsan Eliaçık’ın kitapları ise her zaman riskli kitaplar kategorisinde…
Osmanlı alfabesiyle yazılmış kitaplar, Azerbeycan’dan, Türkmenistan’dan getirttiğim kitaplar da ayrı bir sorun… Çünkü bu kafa, tanımadığına, bilmediğine düşmandır. Bu kitapları okumaya çalışacak, anlamayacak ve sinirlenecektir muhtemelen…
Pazarlama konusunda da çok kitap var kitaplığımda… Pazarlama büyüklerimizin en sevdiği iştigal sahası olduğu için, o kitaplar açısından hiçbir problem yok..
Ya kitaplığımın geri kalanı...
Felsefe ve sosyoloji kitapları problemli… Bazıların isminden bile suç unsuru çıkarılabilir… Örneğin Erasmus’un “Deliliğe Methiye”yi, suç arama uzmanlarına nasıl izah edebilirim.. Keza Niecthze’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt”ünü… Düşünceyi suç gören kafa, felsefe kitaplarından birkaç cümle okursa hepsinde, çok suç unsuru bulabilir…
12 Eylül döneminde de sakladığım, hatta bazılarını yaktığım; Atsız'ın, Atilla İlhan'ın, K.Tahir'in, A.Türkeş’in, N.Sevinç’in, N.Hikmet’in, G.Erdem’in kitaplarını nereye saklasam... Bunları yine mi yakacağım?
12 Eylül’de yaktığım ve sonra yeniden aldığım; Marksist Klasikler (Kapital, Komünist Manifesto, Engels’in, Lenin’in eserleri) , Hitler’in Kavgam, Osman Turan’ın Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi tarihi, Mustafa Akdağ’ın Türk Halkının Dirlik Düzenlik Kavgası da hâlâ sakıncalı bulunabilir…
Hepsi için YASSAK denilebilir…
Bunların tamamında suç unsuru bulurlar isterlerse…
Nutuk’un beş farklı basımı var kitaplığımda… Onlarda da suç unsuru ararlar mı?
Diyarbakırlı Süleyman Nazif'in "Batarya İle Ateş" kitabının girişinde; "Irkına, vatanına, tarihine ihanet etmiş olan efrâd ve akvamın hiçbirini unutma Türk oğlu! Unutma ve affetme!" yazısını okurlarsa işim harap... Mutlaka Ceza Kanununun bir maddesiyle ilişkilendirirler...
Ya Başka Diyarbakırlı'nın, Ziya Gökalp’in; Kızıl Elma -Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak - Yeni Hayat- Altın Işık- Türk Töresi -Türkçülüğün Esasları- Türk Medeniyet Tarihi kitaplarını ne yapacağım?
Özel iştigal konularımdan birisi de Telekomunikasyon… O nedenle suç delili olarak alınan Doç. Dr. Funda Başaran Özdemir'in , “İletişim ve Emperyalizm Türkiye’de Telekomünikasyonun Ekonomi – Politiği” dahil, kitaplığımda çoğu iletişim/ haberleşme/ telekomünikasyon tarihine ait yüzün üzerine telekomünikasyonla ilişkili kitabım var… Eğer, Funda Başaran Özdemir'in kitabı suç delili ise, O kitapların hepsi de suç delilidir..
Arkadaşlarım, Dostlarım; Mustafa Aslan’ın, Fahri Atasoy’un, Bülent Atuk’un, Aydın Batu’nun, Abdullah Gündüz’ün, Alpaslan Güzeliş’in, Hikmet Kaya’nın, Prof.Dr. Cihat Özönder’in, Fahrettin Öztoprak’ın, Zahide Uçar’ın, Kudret Ulusoy’un, Bekir Tanrıöver’in, Ekrem Yüksek’in çoğu imzalı kitapları..
İsterlerse hepsinde suç unsuru bulabilirler…
Annem Leman Köksal’ın 86 yaşında iken yazdığı “Dağarcığımdan Dua Taneleri” isimli kitaba ne derler acaba?
4000'in üzerinde kitabım var... Bunlara kızımın odasındaki 500’ün üzerindeki kitabı ilave edin… Tüm bu kitapların hangisinde suç unsuru var nerden bileceğim...
Ne yapsam bu kitapları? Kayseri’ye mi göndersem? Yoksa yaksam mı?
Hayır kıyamam… Her kitabın ayrı bir hatırası var bende… O hatıralara ihanet edemem...
Kitap okunan bir evde doğup büyümüş, kitapla yaşamış, kitapla sevinmiş, çoğu zaman birikimlerini eşinden habersiz kitaba aktarmış, Ali Emiri Efendi'yi kendisine örnek almış kitap yakmayı insan yakmak kadar ağır bir suç olarak gören birisi; kitaplarını yakarak kitapsızları sevindiremez....
Kitapsızlar, sevinmeyin… Kitapsızlara inat, kitaplarımla yaşayacağım…
Kitap almaya ve okumaya devam edeceğim…
Çünkü okumak yaşamaktır…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.