1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Kur'an'ın harekelenmesi ve noktalanması
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Kur'an'ın harekelenmesi ve noktalanması

A+A-

Hz. Muhammed kendisine indirilen ayetleri önce ezberler, sonra tebliğ ederdi. "Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun." (Maide/67) Tebliğ edilen ayetleri yazma bilenler yazarak, bilmeyenler ezberleyerek hıfz ediyorlardı.

Kur’an’ın bir adının "El- Kitap" (yazılı metin) olması onun yazıldığını göstermektedir. Elçi Muhammed, gelen vahiylerin yazılmasında o kadar titiz davranıyordu ki yazıldıktan sonra vahiy katiplerine yüksek sesle okutturup, yanlış yazım varsa anında düzelttiriyordu. Çok sayıda yazılan Kur’an metinleri gerekli tashihlerden sonra, bir nüshası da Hz. Muhammed’in evinde saklanıyordu.

Denilir ki Kur’an hem ezberlenerek hem de yazılarak muhafaza altına alınırdı. (Sadr ve satır)

Kur’an’ın tamamı peygamberimiz ölmeden önce yazılmasına rağmen, resmi olarak cilt haline getirilmemiştir. Çünkü Peygamber ölünceye kadar vahiy gelmeye devam etmiştir. Ölümünden dokuz gün önceye kadar ayet geldiği rivayet edilmektedir. Bu süre Kur’an’ın tamamının bir araya getirip ciltlenmesi için yeterli de değildi. Bazı ayetlerin nesh edilme durumları da olmaktaydı. Ayet ve sureler iniş sırasına göre düzenlenmiyordu. Bazen daha önce inen bir sureye; daha sonra inen bir ayet ekleniyordu.

Kur’an’ın ciltlenmesine sebep olan esas olay, Yemâme savaşında çok sayıda hafızın (Kur’an ezberleyenler) şehit edilmesidir.

Hz. Peygamber'in ölümünden yaklaşık altı ay sonra Hz. Ebubekir’in halifeliği döneminde, elinde yazılı Kur’an metinleri olanlardan bu metinler istenerek, Kur’an toplama işi yapılmıştır. Toplanan bu ilk nüsha Kur’an’a "Mushaf" adı verilmiştir.

Hz. Osman bu Mushaf’ı esas alarak Kur’an’ı çoğaltmıştır. İlk anda sekiz adet çoğaltılmıştır. Kıraat (okuma) farklılıkları da ortadan kaldırılarak, Küreyiş lehçesiyle okuma esas alınmıştır.

Hz. Osman döneminde çoğaltılan bu Mushaflar noktasız ve harekesiz olarak yazılmıştı. Zamanla Arap olmayanların İslam’a girmeleri ve bunların Arapçayı iyi bilmemeleri sebebiyle yanlış okumalar baş gösterdi.

Çeşitli kaynaklarda geçen rivayete göre, Basra valisi Ziyât bin Sümeyye, Ebû’l-Esved ed Dü’eli’ye müracaat ederek ondan Kur’an’ı yanlış okumalara engel olunması için bazı işaretler koymasını istedi. Ebû’l-Esved ed Dü’li ilk anda bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine Ziyât bir adamına, Ebû’l Esved’in geçtiği yol üzerinde bir ayeti yanlış okumasını tembihledi. Bu adam Ebû’l Esved geçerken, "Allah ve Resûlü, müşriklerden uzaktır." anlamına gelen (Tevbe/9) ayetindeki Resûluh kelimesindeki lâm harfini esre ile okudu. Dolayısıyla mana da "Allah, Resul’ünden ve müşriklerden uzaktır" şeklinde bozuldu. Bunu duyan Ebû’i-Esved ed Dü’eli, ‘’İnsanların durumunun böyle olduğunu bilmiyordum’’ diyerek adama müdahale etti ve sözlerine devamla, "Allah, Resûlünden uzak olmaktan beridir" dedi. Sonrada Ziyât’ın teklifini kabul ederek ondan kâtip istedi. Ziyât ona 30 kadar kâtip gönderdi.

Ebu’l-Esved ed Dü’eli gelen katiplerden birine Mushaf ve mürekkep renginden farklı bir boya almasını istedi. Bir harfi fetha okuduğumda üzerine bir nokta (/ üstün A, E) kesre okuduğumda altına bir nokta, (/ esre I, İ) ötre okuduğumda üstüne ve ortasına bir nokta, (U, Ü) tenvinli okuduğumda ise iki nokta koy der. (Üsteki iki nokta, iki üstün (AN, EN) alttaki iki nokta, iki esre (IN, İN))

Talimatı alan kâtip, Ebu’l Esved’in yavaş yavaş okuduğu Kur’an’a belirtilen şekilde işaretleri koymaya başlar. Her sayfa okunması tamamlanınca gerekli kontrol yapılarak diğer sayfaya geçilir. Bu iş, Kur’an’ın tamamı okununcaya kadar devam eder ve noktalama biter.

Bu noktalar, ilk defa Ebu’l-Esved ed Dü’eli tarafından icat edilerek konmuştur. Daha sonra birbirine benzeyen harflerle ilgili noktalamalar yapılmıştır. Son olarak miladi 267 yılında Halil b. Ahmet bu günkü harekeleri koymuştur.

Başlangıçta bugün tanıdığımız harekeler yerine sadece nokta koyulmaktaydı. Harekeler ile benzer harfleri ayırmak için, noktalara farklı renkte mürekkep kullanılmıştır.

Bu yazıyı yazmamın sebebi, bir arkadaşımın Kur’an’ın ilk haline göre değiştiğini, bugün okunan Kur’an’ın Peygamber dönemindeki Kur’an olmadığını söylemesi üzerinedir.

Bugün okuduğumuz elimizdeki Kur’an, kelimelerdeki harflerin dizilişiyle Peygamberimiz dönemindeki Kur’an’dır. O dönem Arap halkı kendi dilinde inen Kur’an’ı fıtri dil öğrenme yeteneğinden dolayı hareke ve noktalama kullanmadan okuyabiliyorlardı. Günümüzde çarşıda pazarda gördüğümüz tabelalarda bile harekeler bulunmaz. Bizler okuyamazsak bile; Araplar hareke varmış gibi okur.

Harekeler ve noktalamalar, Arap olmayan İslam dünyası yanlış okumasın diye konulmuştur. Bu konuda başka dillerin anlaması için mecburiyet vardır. Kelimelerin anlamını bilsek, belki az bir yanlışla okuyabiliriz ama, önemli olan yanlışsız okumadır. Yukarıda verdiğimiz örnekte olduğu gibi, Rasuluhu yerine Rasuluhi okununca anlamın ne kadar değiştiğini görüyoruz. Harekesiz sadece Rasuluh olan orijinal kelime, cümlenin gelişine göre Arap olan biri Rasuluhu diye okur. Ama başka dile mensup biri farklı bir harekeleme yapınca anlamda değişecektir.

Türkçede farklı anlama gelen sesteş kelimeleri Türkçeye hâkim olmayan biriside yanlış anlamlandırır. Türkçeyi bilen biri cümlenin yapısından tam anlamı verir. "Yardan uçtum" diyen birinin, uçurumdan mı sevgiliden mi olduğunu Türkçesi iyi olmayan biri bilemez.

Harekeleme ve noktalama Kur’an’ın orijinalini değiştirmemiştir. Değişti diyen, hareke ve noktalamaları kaldırarak okusun. Hiç mahsuru yok. Tabii yanlışsız okuyabilirse.

Hicr suresi 9. ayet: Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı şüphesiz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz. Ayet gayet açık. Allah’a inanıyorsak Kur’an koruma altındadır.

Selam ve dua ile

 

                Nurettin Bölük 01.01.2024

                 

               

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum