Kurultayı bırak lidere bak
Kuruluşundan beri içerisinde olduğumuz İYİ Parti, Türkiye siyasetinde hissedilir düzeyde etkili olmuş ve ülkenin kötü gidişinden kurtulabileceğimiz yönünde umudumuzun yeşermesini sağlamıştır.
Bu haliyle İYİ Parti, ülkesi için yararlı faaliyetler icra eden bir siyasi parti olmuş, ülkeyi uçuruma iten uluslararası projelere hizmet eden iktidar sahiplerini ve onların o koltuklarda oturmasını sağlamak görevini üstlenenlerin ipliğini pazara çıkarmak konusunda çok başarılı işler yapmıştır.
Ancak, bu faaliyetler icra edilirken yapılan “Mersin faciası” gibi bir kısım kast yada hatalar da dikkatli gözlerden kaçmamıştır. Büyük şehirlerden başlamak üzere parti içerisindeki bazı yöneticilerin genel kabul görmeyen yada eksiklik görülen davranışları da partililer tarafından doğal olarak eleştirilmeye başlanmıştır.
Buna birkaç örnek verecek olursak;
Milletvekili genel seçimlerinde adayların belirlenme yöntemi çok tartışmalara sebep oldu. Özellikle seçildikten kısa bir süre sonra partiden istifa eden, başka parti liderlerinin elini öpen, abuk sabuk açıklamalar yapan milletvekillerinin seçildikleri sıralara nasıl konuldukları sorgulanır hale geldi.
Ayrıca, mahalli seçimlerde ittifak görüşmelerini yapanlar ile İYİ Parti İl yöneticileri ve belediye başkanı adaylarını belirleyenlerin tercihleri, bu hatalı süreçleri yönetenlerin davranışları ve ilişkileri mercek altına alınmaya başlandı.
Özellikle Mersin faciasında, il başkanının görevden alınması ile yetinilmesini partililer yeterli bulmadı. Kasıtlı olduğu düşünülen o davranışı gerçekleştiren il başkanını bu göreve atayan sürecin tümüyle sorgulanması beklenmektedir.
Yaptığımız araştırmalar sonucunda, konunun bizzat Genel Başkan Meral Akşener tarafından sorgulanıyor olduğu bilgisini edinmemizin yüreğimize su serptiğini de belirtmek isterim!
Bu eleştirilerin, İYİ Parti’nin irade sahibi yöneticileri açısından partinin lehine dönüştürülmesi, ortak aklı tercih eden bir yönetim anlayışıyla mümkün görünmektedir.
Çünkü konjonktür, İYİ Parti'nin iktidar olmasına müsait gözükmektedir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş ayarlarına döndürülmesi idealiyle yola çıkanlara katılacak insan sayısı, bugün için inanılmayacak düzeyde çoğalmıştır. Devletimizin kurucusuna hakaret etme cesareti veren ucube uygulamalar insanlarımızı çileden çıkartmakta ve çare arar duruma getirmektedir. Bu çarenin İYİ Parti’de olduğunun, parti teşkilatı tarafından geniş kitlelere duyurulması, liyakat sahibi kişilerin bu görevlere getirilmesiyle mümkündür.
Bilinmesi gereken şudur; Ülkemiz milli bir anlayışla yönetilmeye muhtaçtır ve Türk milleti bu konuya açtır!
GÖREVLENDİRMELERDE LİYAKAT ŞARTTIR
Görevi parti faaliyetleri hakkında teşkilatı ve vatandaşları bilgilendirmek olanların, "basın bize yer vermiyor" gibi gerekçeler ileri sürmesi mazeret bildirmekten öteye geçmez. 'Ben bu işi beceremiyorum' demeleri daha doğrudur.
Siyasi parti teşkilatında görev alanların, atandığı görev yerinin gereğini yerine getirebilecek yeteneğe haiz olabilmeleri çok önemlidir. Aksi durumda, belirlenmiş hedeflere ulaşmak neredeyse tesadüflere kalmış olacaktır.
Şöyle ki; Partinin iletişimden sorumlu yöneticisinin görev tanımı içerisinde, düzenlenen etkinlikleri duyurmak varsa ve bu konuda görevlendirilen kişi duyurulması gerekenlerin tamamına (parti yöneticisi, üye, seçmen, vatandaş, vb) bu duyuruları iletme kapasitesine sahip değilse, liyakat sahibi değil demektir ve bu göreve atanmış olması büyük bir hatadır. Her görevin, görev tanımını yerine getirebilecek yeteneğe sahip kişilere tevdi edilmesi en doğru yöntemdir.
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL GEREKLİ Mİ?
Genel Merkez tarafından Yargıtay’a yazılan bir yazı ile olağanüstü genel kurullarda seçilen üst kurul delegelerinin yetkilerinin sınırları sorulmuş ve cevap beklenmektedir.
İYİ Parti’nin olağan genel kurul yapması için kalan sürenin, bu tarihten itibaren 7 ay olduğu düşünüldüğünde, zaten yapılacak olması dikkate alınarak şu anda olağanüstü genel kurul istemenin dayanağının zayıf olduğu görülmektedir.
Bu nedenle; olağanüstü genel kurul istemekten ziyade, genel kurul istenmesine gerekçe gösterilen yönetici davranışlarının ve hukuki hazırlıkların (tüzük tadilatı vs), sistem değişikliği (yönetişim, ortak akıl oluşturma, aşağıdan yukarıya yapılanma, vb.) tartışmalarının yapılarak parti içi platformlarda istişare edilmesi daha doğru olacaktır.
Saygılarımla...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.