YSK doğru olanı yaptı, Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını verdi.

Türk siyasi tarihine geçecek 16 günlük bir kriz yaşandı. Seçimlerde iktidar ve medya gücünü sonuna kadar kullanan Cumhur İttifakı’na karşı kısıtlı bütçe ve medya imkânlarıyla mücadele veren Millet ittifakı, halkın teveccühünü kazanarak tüm olumsuz şartlara rağmen Ankara’nın ardından İstanbul’u da kazanmayı başardı. Bu bir dönüşümün başlangıcıdır. Bu dönüşümün arkasında ciddi bir emek yatıyor. Başta İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu olmak üzere her iki partinin ilçe teşkilatları önemli emek verdiler. Her iki partinin genel başkanları zaten baştan beri gereken desteği fazlasıyla verdiler.

Ekrem İmamoğlu farklı bir portre çizdi. Halkı kucaklayan, insanlara dokunan, sempatik ve yapıcı “güvercin” karakteri en büyük artısıydı. “Şahin” karakterini seçim günü defalarca televizyonlara çıkıp açıklamalar yapmasında, parti teşkilatlarını ve seçmenleri diri tutup mobilize etmesinde gördük. Başarılı bir yöneticinin hem sevecen hem de hakkını koruyan tavrını kendisinde gördük. Kendisine yapılan saldırılara ustalıkla cevap verdi.

Sosyolojik anlamda baktığımızda perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Başkanlık sistemi referandumunda gerek Ankara gerekse İstanbul’dan “Hayır” oyu gelmişti. Ekonomik şartlar, kutuplaştırıcı dil, seçmenleri “terörist” olmakla itham etmek AKP tabanından çok İYİ Parti ve CHP tabanını konsolide etti.  

Hatalar sadece propaganda süreciyle sınırlı kalmadı. Seçim sonrası kullanılan dil, zamanında “benim halkım en doğrusunu bilir, benim halkım ferasetlidir, demokrasi +1’dir” diyenlerin “13.000 kişiyle seçim mi kazanılır?” a evrilmesi bir samimiyet sorunu olduğunu da ortaya koydu. YSK üzerinde kurulan baskılar Millet İttifakının dik duruşuyla etkisiz hale getirildi.

AKP’den alınan belediyelerde, yeni belediye başkanlarının ifadelerine göre binlerce bankamatik memuru ve nereye ödendiği belli olmayan paralar ortaya çıktı. Halka harcanması gereken paraların şatafatlı makam odalarına harcandığının videoları var.

Eskiden devleti yönetenler için öğüt niteliği taşıyan siyasetnameler ve nasihatnameler yazılırdı. Kutadgu Bilig bunların en bilinenidir. Ben de naçizane beklentilerimi paylaşmak isterim.

Sayın İmamoğlu;

- Lütfen hizmette adaletli olun. Adaletin olmadığı yerde kaos doğar.

- Lütfen işleri ehillerine verin. Önceki yönetim gibi kadroları işi bilmeyen eş-dostla doldurmayın.

- Lütfen alacağınız kararları tek başınıza değil, istişare ederek, uzmanlarına danışarak alın.

- Lütfen hizmeti öncelikle size en az oy veren ilçelere yoğunlaştırın. Her ilçeye, herkese hizmet edin ama bu konuda pozitif ayrımcılık yaparak önceliği en az oy aldığınız ilçelere yoğunlaştırın.

- Toplumun en çok eleştirdiği belediyecilik anlayışı, tarikatlara ve yandaş derneklere aktarılan kaynaklardı. Bu kaynaklar halkın cebinden çıkan paralardı. Lütfen herhangi bir sivil toplum örgütüne hakkı olmayan astronomik paralar aktarmayın.

- Lütfen işe gelmeyip “bankamatik memuru” olarak tabir edilen herkesi işten atın, onlara ödenen paraları yasal faiziyle tahsil etmek için gerekli yasal yollara başvurun.

- Lütfen seçim programınızda ifade ettiğiniz her hizmeti yerine getirin.

- Lütfen belediye imkânlarını partinizin mitingleri için kullanmayın. Belediyenin ulaşım hizmetlerini ücretsiz kullandırmayın.

- Lütfen önceki yönetim gibi kendi zenginlerinizi yaratmaya çalışmayın. İhaleler sadece hak edenlere verilsin. Yandaşlara değil.

- Lütfen performansınızı her yıl üzerine koyarak arttırın. Bu konuda Yılmaz Büyükerşen ile mutlaka fikir alışverişi yapın.

Bu başarı dönüşümün ilk adımı olabilir. Süreç doğru yönetilirse gelecek başkanlık seçimlerinde durum çok farklı olur. Dolayısıyla İmamoğlu üzerindeki yük ağır olacak.

İstanbul yarın yeni bir güne uyanacak.

Martın sonu bahar oldu!