Mevzuu o değil de (Safiye'me karyola dar gelir)
Mevcut iktidarın yaptığı en iyi şey yol yapmak değil, bunu anladım.
Gündem değiştirmek.
Maşallah üstlerine yok.
Ne hikmetse bir yolunu buluyor hararetle tartıştığımız konuları gündemin dışına itmeyi.
Emekli maaşları...
E.Y T...
K.H.K...
İşçi maaşları...
Asgari ücret...
Ekonomi...
Dış siyaset...
Süveyş Kanalı, ayy özür dilerim! Katar kanalı...
Yok o da değil! Gördünüz mü yeni gündem gelince üstüne, nasıl da unuttum.
Hatırladım neyse ki.
İstanbul Kanalı!
İşte bazen kanallar böyle karışıyor, kafalar gibi!
Emekli bir Radyo sanatçısı olarak, frekansı caar cuuur araya araya zor şeyediyorum, buluyorum.
Haah netleşti şimdi, orada kalsın.
Tam köşe yazımı yazayım artık, tembellik etmeyim diyorum, hooop bir bakıyorum, gündemin içine başka bir gündem sokmuşlar.
Eee doğal olarak hangisini önce yazayım, bilemiyorum.
Şimdi İstanbul kanalı var ya bu İstanbul kanalı?
İstanbullu'nun konusu olmaktan çıktı, tam bir vatan sorunu haline geldi.
Neyse ki bu konuda bir avuç yandaş olmayan görsel medya, sosyal medya ve gazeteler halkı bilinçlendirince, konunun yeni bir televizyon kanalı olmadığı, zeytinyağı gibi su yüzüne çıktı.
Leğen soksalar çıkarmaya çalışsalar millet görmesin diye, neyse ki zeytinyağı bereket üstte de halk görüyor kime bu yağı yağdanlıkları parselliyorlar.
Kimlere yarayacak?
Kimler rant elde edecek?
Kimler burada yaşayacak?
Daha proje aşamasında satılmış kupon araziler, arsalar.
Eee fabrikalar da satıldı.
Daha bizim olan ne kaldı ülkemizde?
Sanırım bir tek donumuz.
O da bankalara ipotekli (ALLAH muhafaza)
Şimdi olay anlaşılınca n'olcak? Gündem değişecek. Diyanet de bu yeni gündeme bir fetva ile katıldı, durur mu?
Sorun ne?
Eee tabii en büyük sorun, Suriyeliler'i görünce evlenmeme, çiftleşememe sorunu!
Çiftleşmek derken yanlış anlamayın 'çift olmak' demek istiyorum.
Evlenmek mevzubahsi, sanırım şimdi daha net anlaşıldı.
Yani ülkenin sorunu kimsenin evlenmek istememesi.
Nikâh yerine birlikte yaşamak istemesi ve ahlâken ülkenin çökme noktasına gelmesi.
Sayın Cumhurbaşkanı bunu dile getirince tabii Diyanet taak fetvayı dayadı.
"Efendim bir iki, bunu geçtik, yook hayır, o da yetmez 3-4 tane çocuk sahibi olun" demez mi? Der.
Bunun için evlenmek lâzım tabii.
Onu da der fetva kısa olmaz.
İmam nikahı olsa çocuklar ortada kalacak soyad falan.
Halbuki ülkede örnekleri de çoğaldı bu aralar.
Doğurmazlarsa sorun olmuyor.
Neden sorun teşkil ediyor biliyor musunuz?
Tüm televizyon kanallarında bu konu işleniyor.
"Bu çocuk kimin peki, kimden oldu bu?" diye soruyor Esra hanımcığım.
Bir de kavgalı çiftleri bir araya getirip tek celsede boşatıyor!
Kavgaları reytingi tavan yaptırıyor.
Konumuz o değil, resmî nikah olayında gün geçtikçe azalmalar.
Çiftleşip, (çiftçi de perişan) ürüyemiyoruz! Böyle olunca da üretim bitme noktasına geliyor.
Ekonomiye ne kadar benziyor değil mi?
Üretim durdu.
Yerli ve Milli üretim.
"Yerli malı, yerli malı, herkes onu kullanmalı"
Oysa yerli otomobilimiz yapıldı, yola çıkmaya hazır.
Birinci baskısı çıktı.
Vallahi resimler de pek güzel.
Fotoğraflar çok güzel çıkmış!
Sıradayız, katologdan seçtim ben! Benimkisi kesin kırmızı!
"2023'de sıra size de gelir" diyorlar?
Eee yerli uçağımız dişimizi, mıçımızı biraz sıksak, göklerdeki yerini alacak.
Ama gel gelelim dişi kuş yuva kurmuyor. (Ağaç kalmadı! Ya yandı ya da yerine AVM yapıldı)
"Olmaz böyle olmaaz".
"Evleneceksiniz arkadaş"
"Zorla mı evlendirelim, görücü usülü"
Bunu duyunca;
"Aylık ödemeleri ne oluyor" diye soruyor bir emekli teyzemiz
Fetva verenler durur mu?
"Yok teyzeciğim, bu size yaramaz, bu ev TOKİ evi değil, evlenmek çift olmak bu."
"Hımmm anladım oğlum, her şey zamanında güzel.
"Rahmetliyi bir görecektiniz, biz de çok iyi bir çifttik"
.............
Tamam kardeşim şaka bir yana herkes evlensin anladık da hani geçinecek kadar maaş?
Hani ev?
"Herkes üniversite mezunu olabilir de ile işe girecek diye bir kural mı var" deyip milleti açlığa mahkum edin.
Bana mı okudun sanki deyin.
Utanmadan niye evlenmiyorsunuz bakayım diyerek, yatak odalarına girin.
Sizin mahremiyetinizin de ipi kaçmış.
Uçkuru çözülmüş.
Millet parasızlıktan kıçı açık geziyor, giderek intiharlar çoğalmış halk şeyinin derdine mi düşsün, yoksa boğazının derdine mi?
Önce insanınızı bir doyurun ya hu!
Ondan sonra evlenirler bir güzel doğururlar.
Millet koyun değil bir batında üç tane doğursun.
Neyle geçinecek? Üç çocuğa nasıl bakacak?
Güvence ver önce, ekonomiyi düzelt.
Gerisini onlara bırak.
Ve öncelikle ellerinizi milletin şeyinden, yatak odalarından çekin.
Bilemiyoruz ki, tepeden milletin mıçının fotoğraflarını çeken bir aygıt mı tespit ettiniz? N'oldu?
Bizi mi gözetliyorlar yoksa?
Siz önce şu Suriyeliler'i ülkelerine gönderin hele.
Gelin de oynar yerim dar demeden düğün salonunda.
Nasılsa meydan bizim olur o zaman.
Sonra hep birlikte türküsünü de söyleriz, utanmadan.
Ar gelir Osman aga ar geliiir.
Safiye'me karyola dar geliiir.
Milletin aklı ekonomi de önce onu çözün.
Sonra düğün evinde oynayan gelin seslenir bir türküyle.
Çöz de al Mustafa Alii
Çöz de al Mustafa Aliii.
Açık ve net.
Bilmem anlatabildim mi?
Daha açık nasıl yazılır ki?
Hem sanırım gerek de kalmadı..
Halk en güzel ifadeyle türkülerine işlemiş bile...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.