1. YAZARLAR

  2. Abdullah ALAGÖZ

  3. MİLLETLEŞME SÜRECİ TÜRK MİLLETİNİN VARLIK NEDENİDİR
Abdullah ALAGÖZ

Abdullah ALAGÖZ

YAD
Yazarın Tüm Yazıları >

MİLLETLEŞME SÜRECİ TÜRK MİLLETİNİN VARLIK NEDENİDİR

A+A-

Milletleşme süreci; tarihi, siyasi, kültürel ve ekonomik unsurları da kapsayan bütüncül bir süreçtir. Milletleşme süreci; biyolojik değil; sosyolojik aidiyetlere göre şekillenir ve asabiye dediğimiz mensup olma duygusu ile ön plana çıkar. Milletleşme; her türlü etnik, mezhep, aşiret, boy ve bölge taassubunun aşılarak milli seviyede mutabakatlara varılması halidir.   Milletleşmenin önündeki en büyük engeller ise lokal dirençler adını verebileceğimiz boy,cemaat, tarikat, aşiret ve etnik gruplardır.

Toplumların milletleşme süreci demokrasiyle ilintilidir. Aksi durumda kabile -boy kültüründen öteye geçememe hali ile karşı karşıya kalınabilmektedir. Bugün Orta Asya Türklüğünün farklı devletler şeklinde ortaya çıkması, İran Türklüğünün mezhep yaklaşımlı aidiyet anlayışı “Türk milleti” kavramı şuuruna sahip oldukları iddiasını da boşa çıkarmaktadır.  Milletleşmeyi sağlayan en önemli güç ilgili milletlerin milli iradeleri ve  bütüncül tarih şuurudur.

Türklerde tarih boyunca iktidarın kaynağını Kağanların Tanrı adına kullanması anlayışı hep olagelmiştir.  Burada o dönemleri eleştirmekten çok ilgili boyun, devletin bu yetkiyi kullanırken kendi boyu ile sınırlı bir aidiyet anlayışı geliştirdiğini ifade ediyoruz. O günün şartlarında başka bir şeyde beklenmez. Ya Tanrı adına ya da hakan adına iradeyi kullanma milletleşme süreci olamaz. Olsa olsa ilgili devletin bir politikası olabilir. Nitekim Türk devletleri arasında cereyan eden savaşlar milletleşme süreciyle ilgili değil ya taht kavgası ya da mezhep kaynaklı savaş olarak karşımıza çıkmıştır.

Evet, Türk milleti tarih sahnesine çıktığı günden bugüne idealleri için verdiği mücadele ile şanlı bir maziye sahip olmuş ve o muhteşem şuuru bizlere bırakmıştır. Bütün bu olumlu ve medeniyetimize yapılan katkılar milletleşme sürecinin var olduğunu iddia etmemizi maalesef sağlayamıyor.

MİLLETLEŞME VE DEMOKRASİ

Milletleşme ve demokrasi birbirini adeta tamamlayan unsurlardır. Demokrasi; toplumsal sözleşme adını verdiğimiz yazılı kurallarla bir arada bulunduklarını kabul eden, milli sembolleri, idealleri olan, tarih şuuru ve ortak milli kültürü paylaşan milletleşmiş toplumların bir yönetim şeklidir. Demokrasi milletleşme üzerine bina edilir. Demokrasi toplumun arzu, beklenti ve hassasiyetlerini müşterek olarak ifade edip ona göre siyasetini belirlediği bir yönetimdir.

Toplumsal irade sonucunda mutabakata varılan sözleşmeler toplumu zamanla homojen yapıya yakın hale getirebilmektedir. Böylesi bir süreç, toplum içinde var olan kapalı küçük öbeklerin de çözülmesini sağladığı gibi  modernleşmeye karşı dirençlerini de kırabilmektedir. Burada demokrasi ve bireysel özgürlükler, toplumdaki imtiyazlı küçük öbeklerin çözülmesini de sağlayan en güçlü amillerdir.

Milletleşme sürecinde, tarih şuuru, ortak kader ve demokrasi kültürü belirleyici olmaktadır. Milliyetçilik hareketlerinden sonra imparatorluklardan milli devletlere geçişin sağlandığını da unutmamak lazım.Bu da bize gösteriyor ki toplumsal gelişmenin şimdilik ön görülen üst hedefi milletleşmedir.

Diğer yandan din, tarih boyunca birçok olayın tetikleyici gücü olmuşsa da milletlerin tarihi serüvenlerinde din en belirgin vasıf olmamıştır. Dini en belirgin vasıf haline getirme çabaları milletleşmenin de önünü kapatmak demektir. Hoca Ahmet Yesevi: İslamiyet tercihimiz, Türklük kaderimizdir! Sözü de aslında din ve millet ilişkisini net bir şekilde ifade etmektedir. Din: moral motivasyon, birlik ve beraberliğin tesisinde etkili bir unsurdur. Ancak din; milletleşme sürecinin belirleyici unsuru değildir. Eğer öyle olsaydı İslam coğrafyası bugünkü durumunda olmazdı. Milletleşme; toplumların ulaşabilecekleri son tekâmül halidir.

Milletleşme sürecinde, demokrasi kadar sivil toplum anlayışı da bir o kadar önemlidir. Milletleşme sürecinde demokrasinin sağlıklı yürümesi de sivil toplum örgütlerinin de bir o kadar güçlü olup olmasına bağlıdır.  

Sonuç olarak ; milletleşme, hem cemaat, tarikat ve aşiretin son bulmasını sağlar. hem de bunlara dayanan farklı ayrılıkçı hareketlerin yeşerdiği alanlarda kurutulmuş olur.

Milletleşme; sivilleşme, demokrasi ve bireysel özgürlükleri beraberinde getirir.

Yine milletleşme süreci modernleşmeye engel olan ve kültürel gecikmeye uğramış yapıların çözülerek Türk milletinin moderniteye uyumunu da kolaylaştırır.

Böylesi bir toplumda hem bilimin, sanatın, felsefenin önü açılır hem de uygarlığa giden yolun rotası doğru şekilde çizilmiş olur.

Bunun için Cumhuriyetle başlayan milletleşme sürecimizi birinci önceliğimiz yapmak zorundayız. Bu süreç Türk milletinin gelecek asırlarını da şekillendirecek kadar önemli bir süreçtir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum