Modern soygun...
Bir banka soygunu...
Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: "Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir."
Herkes sessizce yere yatar...
Bunun adı "Zihin Değiştirme Kavramı"dır.
Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek...
Bu arada müşterilerden bir kadın, bir masanın üzerinde... Elbisesi sıyrılmış ve bacakları görünüyor... Soyguncu bağırır:
"Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!"
Bunun adı "Profesyonellik"tir. İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş!
Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atarlar. Daha genç olanı (master dereceli), daha yaşlı olanına (5'inci sınıftan terk) "Abi, hadi şu paraları sayalım" der. Daha yaşlı olanı "Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz" diye cevap verir.
Bunun adı "deneyim"dir!
Günümüzde deneyim kâğıt diplomalardan çok daha önemlidir.
Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söyler. Şef itiraz eder:
"Hırsızlar alacaklarını aldılar.
Biz de 10 milyon alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim."
Buna "Dalgayı yakalamak" derler.
Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!
Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklar!
Çaldıkları paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup ellerindekini sayar. Topu topu 20 milyon dolar! "Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. Galiba soyguncu olmak yerine, el öperek bir makama gelmek daha iyiymiş!"
Bu "Bilgi, altından daha değerlidir" demektir...
Banka Müdürü çok mutludur. Bir süre önce borsada kaybettiği parayı geri kazanmıştır.
Buna "Fırsatları kullanmak" derler.
Siz hiç gerçek bir soyguncu gördünüz mü hayatınızda?
Gerçek soyguncu kimdir?
Çeşme başını tutanlar mı?
Yoksa bildiğimiz sıradan hırsızlar mı?
Yahya Efendi Kanuni Sultan Süleyman'a diyor Kİ:
"Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olursa, işitenler de ‘neme lazım’ deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yerse, bilenler de bunu söylemeyip susarsa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkarsa, bunu da taşlardan başka kimse işitmezse, işte o zaman devletin sonu görünür. Devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat ve güven hissi azalır, halka hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir..."
Yahya efendi, devletin bayacağını söylüyor. Kanuni’nin veya vezirlerinin iktidarının batacağından bahsetmiyor. Yani, devlet ile iktidarı karıştırmıyor. Asil olan devlet yani kamudur. Kişiler, gelip giderler. Devlet güçlü ve zengin olmak zorundadır. Buna vatan, Türk Devleti, yani Türkiye Cumhuriyeti diyoruz. Anamızda, babamızda, namusumuz ve nefesimiz de; ÜLKEMİZ, TÜRKİYE’mizdir.
Soyan, soyduran, bırakın kaçmayı, itibar kazanan soyguncular hariç, herkese iyi günler...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.