1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Namaz kılmayan Müslüman olamaz mı?
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Namaz kılmayan Müslüman olamaz mı?

A+A-

                           

                Namaz kılmayan Müslüman olamaz mı?

                Giresun’un Yağlıdere ilçesine bir arkadaşın annesinin cenaze namazını eda etmek için gittim. Cenaze namazı öncesi, öğle namazını kılmak için ezan okunurken Merkez camiine girdim. Mihrapta İmam vaaz ediyordu. İkinci sırada tam imamın karşısında yer bularak diz üstü oturdum. İlk duyduğum cümle, ‘’Namaz kılmayanlar Müslüman olamaz, doğrudan cehennemliktir;’’ oldu. Konunun öncesini nereden buraya gelindi bilmediğimden şaşırmakla beraber bir şey demedim. Hemen yanımda bulunan yayla komşum emekli imam olan arkadaşa baktım. O da boynunu çekti. Derken imam konuşmaya devam etti. Aynı sözleri tekrar edince, gayrı ihtiyari ‘’Hoca Efendi! Namaz kılmayan da Müslümandır, en fazla günahkâr Müslümandır diyebiliriz; o da bize düşmez’’ dedim. İmam ısrarla Kur’an’dan konuşuyorum ‘’Namaz kılmayan Müslüman olamaz’’ dedi. Ben kızmadım diyemem. Sesimi biraz daha yükselterek, Müslümandır! İmanın şartları arasında namaz kılmak var mı? Diye ısrarcı olsam da inadından vazgeçmedi. Ben de bir adam ömür boyu yese içse sadece namaz kılsa, haksız yere bir adam öldürse; o kıldığı namazlar onu kurtarır mı? İnsanları, Müslümanları böyle saçma, birilerinin içtihadı ile yönlendiremezsiniz, azıcık araştırıp doğruları anlatın dedimse de ısrarından vazgeçmeyerek; Kur’an’da var, oradan konuşuyorum dedi. Ben burası tartışma ortamı değil diyerek sustum.

                İbadetler, Allah’a kulluk görevimizin bir yansımasıdır. Onun varlığını tanıdığımızı ifade eder. Ayrıca O’nun hoşnutluğunu kazanmak için yapılan ameli görevlerimizdir. İbadetlerin yapılması ve şekli, Kur’an ve sünnetle belirlenmiş olmakla beraber; insanlar töre olarak farklı ibadet şekilleri de geliştirmişlerdir.

                Namaz, İmandan sonra gelen farzların en büyüğü olarak Bakara suresi 3.ayette dillendirilmiş olup, dinin direği Müslümanın mi’racı diyenlerde çoğunluktadır. Kulluk bilincine en iyi namazla ulaşılır. Secde de Allah ile doğrudan temas halinde olunur. O’nun dediği gibi Şah damarından daha da yaklaşılır.

                Bir yabancı, Müslüman ülkeyi cami ve minareleri ile anlamlandırırken, Müslümanı da kıldığı namazdan anlar, diyebiliriz.

                Halk, namaz kılanın İslam’ı gerçek usullerde yaşadığı inancını taşır. Ve namaz kılanın Allah’a teslimiyet içinde olduğuna inandığından, namaz kılana her şeyi ile güvenir.

                Kur’an da yüzden fazla ayette namazdan bahsedilir ki önemi sürekli zikredilmiştir.

                Namaz, bütün geçmiş ilahi dinlerde de vardır. (İbrahim/40, Lokman/17) Hz. Muhammed’le beraber gelmiş bir ibadette değildir. Kur’an’da farz kılınması hicretten bir buçuk yıl önce Mi’rac gecesinde olmuştur.

                Yine Ankebut suresi 45. Ayet: Şüphesiz ki namaz, her türlü kötülükten ve hayasızlıktan alıkoyar. Buyurmaktadır. Bu bakımdan namaz, kişiye ve topluma olumlu yön verir. Maddi ve manevi faydaları sayılmayacak kadar çoktur. Namaz kılan kişi Allah’a karşı dünyadaki borcunu öder. İhlasla namaz kılmış, emir ve yasaklara uymuş ise İnşallah cennete gider.

                Namaz kılmanın bu kadar önemli olmasına ve Kur’an’da yüze yakın ayette geçmesine rağmen, kılmayanın Müslüman olamayacağına dair bir ayete rastlamadım. Namazla ilgili ayetleri tekrar, tekrar okudum, yok.

                Namazı terk etmenin büyük günah olduğuna dair ayetler var. (Nisa142, Meryem 59-60, Müddesir 40-43, Maun 4-5 riya yönünden) Ne ayetlerde ne de hadislerde namaz kılmayanın Müslüman olamayacağına dair bir ibareye rastlamadım. Ki biz insanlar, Bir kişinin Müslüman olup olmadığına veya olamayacağına dair hüküm verme yetkisinde ve yerinde de değiliz. Allah böyle bir yetkiyi Peygamberine dahi vermemiştir. Hüküm verme yetkisi yalnız Allah’a aittir. (Yusuf/40) Ayet ortada dururken hiç kimse bir başkası için Müslüman olamaz, Müslüman değildir yargısında bulunamaz. Kişi kendi ikrar ederse başka. Kişi kendisi ben Müslüman değilim demediği sürece, hangi ibadeti yapmazsa yapmasın; Müslümandır. Günahkârdır-değildir, o Allah’ın bileceği bir durumdur. Ahirette, hesap günü gelince defteri eline verilir.

                Farklı bir düşünce, kişiye iftira, Allah’ın yetkisini gasptır. Şirktir. Bühtandır.

                Sen mü’min değilsin demeyin! (Nisa/94) diye Allah ikazda bulunurken, bize fazlasını söylemek düşmez.

                Bu konuda ahkâm kesenlerin en büyük dayanakları, Müddessir suresi 43. Ayettir. Bu ayetin öncesi ve sonrası da vardır. Bütünlük içinde değerlendirmek gerekir.

                Müddessir suresi: 41. Onlar suçlulara sorarlar. 42. Sizi bu çılgın ateşe sürükleyen şey neydi? 43. Onlar, ‘’Biz, namaz kılanlardan değildik,’’ 44. Yoksulları doyurmazdık, 45. Batıla dalanlarla birlikte dalar, 46. Hesap gününü yalanlardık. Soru cehennemde olanlara soruluyor, onlarda cevap veriyor. Cevap şıklarından birisi Namaz ibadetini yerine getirmeme. Hoca’nın dediği doğru ise varlıklı olduğu halde namaz kılsa bile yoksulu doyurmayan, batıla dalmış herkes, Müslüman değildir. Sonra ateşte olanlar, Müslüman olmayanlara değil, Müslüman olanlara hitap etmektedir. Yani Müslüman olmak ateşte yanmamak anlamı da taşımaz. Günahı fazla olan ne olursa olsun gidecektir.

                Hoca efendi esas Müslümanlığı Maun suresinde aramalıdır. Allah, Maun suresinde namaz kılmayanlara değil, namaz kılanlar için ‘’Veveyl’’ ve ‘’Yuraun’’ Yani ‘’vay onların haline’’ ve ‘’onlar riyakardır.’’ buyurmaktadır.

                Maun suresinde Allah, Dini yalanlayanları gördünüz mü? Diye sorduktan sonra cevabını da veriyor. Yetimi itip kalkanlar, yoksulu doyurmayanlar. Böylesi namaz kılanlara da ‘’Yazıklar olsun,’’(veveyl) onların kıldıkları namaz, gösteriş namazıdır, hep riyakarlık (yuraun) yaparlar. En küçük bir yardımlaşma içinde olmazlar. İkazını yapmaktadır.

                Hoca efendi Müslüman olmamayı, Allah ile kul arasında olan ibadetleri yapıp yapmamada değil de toplumu gerçek toplum yapan kul haklarına riayette aramalıdır.

                Bu görüş, geçmişte Hariciler diye nitelendirilen azınlık bir grubun görüşüdür. Burada sözü Prof. Dr. Celal Kırca’ya bırakıyorum. ‘’Onlara göre iman: Tasdik, ikrar ve amelden ibaret olduğu için, günah işleyeni kafir saymışlardır. Zira Haricilere göre amel, imandan bir parçadır. Dolayısıyla da parçayı yapmayan, bütünü de yapmamış demektir. Bu nedenle günah işleyen bir kişi, onlara göre imanın bir parçasını yapmadığı için kafir olmuştur. (Hariciliğin çağdaş yansımaları)

                Allah bizlere, Kur’an bütünlüğü içinde yorum yapabilmeyi nasip etsin.

                Selam ve dua ile.

                Nurettin Bölük 15.12.2024

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.