NE ARA VİCDANSIZ BİR TOPLUM OLDUK
Çocukluğumda rahmetli anneanem Çankırı da mahalleden aynı yaşlarda kız arkadaşımla kavga ettiğimi,kızın ağlama sesini , benim can hıraş kavga sesiyle bağırdığımı duyunca evimizin taş avlusundan takunyalarla koşarak geldi. Kız arkadaşım annemin yaş günümde hediye ettiği oyuncağımı kırmıştı. Bu yüzdendi tepkim. Tabii ki ninem bunu sorgulayacak değildi. Elimdeki kırık oyuncağa baktı bir de salya sümük ağlayan kafasına bir sumsuk vurduğum çocukluk arkadaşıma. Ayağındaki takunya yi çıkardığında anlamıştım başıma geleceği elimdeki oyuncağı patika yola fırlatıp hızla kaçtım. Arkamdan koşarak beni yakaladı elindeki takunyayı kafama hafifçe vurdu. Ses tonunu yükselterek bağırdı. --- Oyuncağın kırıldıysa yenisi alınır o yetim babasız büyüyor neden dövüyorsun çocuğu..O yetim babasız sözü kafama vurduğu takunyadan daha çok canımı acıtmıştı. Ağlamaya başladım pazen kızılcık desenli kendi diktiği boyu ayağındaki lapçınlara takılan elbisemin yakası dan sürükleyerek arkadaşımın yanına getirdi.Özür dil e arkadaşından çabuk. Sarıl ve öp onu..Kısık sesimle özür dilerim dedim. --- öyle olmaz sarıl bakayım. Arkadaşım burnundan akan ifrazatı elinin tersiyle silip daha da çoğalttı ağlamasını. Ne yapmıstıım ki sadece iki belikli saçının bòr birliğinden tutup yerde sürüklemîştim .Bu kez yakamı ninemden kurtarıp boynuna sarıldım. Özür dilerim arkadaşım evde başka bir oyuncağım daha var getireyim oynayalım ama onu kırma olur mu .Bana çocukluk yıllarımda iyi bir ders olmuştu anneannemin yaptığı. Babasızlık nasıl bir şeydi bilmiyordum ama babamın olmadığını düşünmek bile korkutmuştu beni..Vicdanımı yaralayan bu anı üzerinden uzun yıllar geçse de belleğimde kaldı.Bu günlere geldiğimizde vicdanlarımızın sağır olduğunu üzülerek görüyorum. Herkes bana dokunmayan yılan misali birbirine karşı son derece acımasız ve peşin hükümlü. Sanki var olmak için başkasını yok etmek,üzerini çiğneyip geçmek maharet gibi.Vicdanı değer ölçüleri yok olmuş. Uzun yıllar tanısa da kendini var etmek için ne bir dostunu savunma ne de birlikte kardeşce var olma peşindeler. Düşmanını yok eder gibi. Kendisine rakip gördüğünü vicdansızca ispiyon peşindeler .Kimse kimseye acıma hissi olmadan vicdanı değerlerden uzak ,aynı yolda o menzile birlikte ulaşmak yerine üzerinden atlayıp geçmeyi yeğliyor. Düştüğü yerde kalıyor insanlık..Yardım etmek, bilgisini paylaşmak, sıkıntısını gidermek elinden tutmak yok olmuş.insanı değerleri yok saymak da toplumda prim kazandırıyor olmuş. Herkes birbirine dost görünüp kuyusunu kazar olmuş. Selamsızlar ordusuna dönüşmüş ortalık. ALLAH ın selamını kelamını almak etmek yerine tecessüzlü bakışlarla gestapo suratla gezer olmuş insanlar..Peki bu tip insanlara prim vermek vicdani değerleri yüreğinde hissetmemek bizi nereye götürüyor..Giderek uzaklaşıyoruz vicdanımızdan. Muhasebelerimiz hep para üzerine kurulmuş. Paran varsa insanlık değerlerin olmasa da olur mantığı ,insan harcama konusunda bizleri esir almış. Birbirine vicdan ölçüsünden uzak davranan kendine benzemeyen insanı bir kenara itme çabası ALLAH ın adaletine ne kadar uygun..?Sorsanız bunlar beş vakit ALLAH a yöneliyorlardır..Secde ederken nasıl af dilediklerini duymak istedim böylelerini. ALLAH ım beni yücelt mi diyorlar yoksa het yüreğe vicdan ver deyip iyilik mi diliyorlar. Herkes dualarında yer alıyor mu yoksa herşeyi yalnız kendileri için mi istiyorlar. İşte bunu bilmemiz mümkün değil ancak ònsana davranış biçiminden anlıyoruz.Yok mu sayıyorlar değersizleştiriyorlar mı bunu beden dillerinden anlayabiliyorsunuz. Peki yüce dinimiz önce vicdan demiyor mu..Vicdanı olmayanın din anlayışı olur mu..Bunu da siz düşünün.. Ne olursa olsun vicdanınızdan uzaklaşmayın..İnsan kalın..Giderek robotlaşmış insani değerlerden uzaklaşmış makinalar yerine sol tarafınızda vicdanınızı ölçtüğünüz yüreğinize bakın.Eğer hala sevgi ve hoş görüyle atıyorsa siz insansınız..Tamamen robotlaşmadan vicdanlar körleşmeden insanı insanlığa çağırın ..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.