Ülkemiz maalesef zor günler yaşamakta, yalnızlaşan ve yanıltılan bir noktada konuşlandırılmaktadır.

Tek parti ve tek adam anlayışına milletimizin mecbur bırakılması, bizim gibi vatanseverler ve siyasetçiler açısından kabul edilmez olarak görülmüştür.

Parti içi demokrasinin ortadan kalktığı ve liyakat sisteminin önemsizleştirildiği AKP, ülkeyi içinde bulunduğu sarmaldan çıkaracak vizyona ve kadrolara sahip değildir. Kuruluş felsefesinden uzaklaşan parti ortak aklı tesis edecek bir siyasi zeminden kopmuştur..

Halk nazarında "kandıran ve kandırılan" bir parti algısı giderek yayılmıştır.

Güç zehirlenmesi tavandan tabana sirayet etmiş,aygırı hiçbir sese tahammül kalmamıştır.

Özelden genele yayılan ve partililerin karıştığı yolsuzlukların bir şekilde sineye çekilmesi,adı karışanların aklanması veya partililerin her nasılsa aklanırız mantığıyla ülke kaynaklarını şahsi zenginlikleri için kullanıyor olması "insani ve vicdani" rahatsızlıklar oluşturmuştur.

"Hukuk Devleti" olmaktan uzaklaşırken, çokca şikayet edilen "güçlülerin hukuku" ilke olarak benimsenmiştir.

Partililerin bile kendilerine anlatamadıkları, açıklayamadıkları hukuksuz atamalar, "devleti istila" edercesine yayılmıştır. Bu zihniyet bulanıklığı ve liyakat yoksunluğu devletinin geleceğini kendi geleceğinden çok düşünen herkesi endişelendirmiştir.

Bazen anlaşılmak için abarttık, bazen anlaması gerekenlerin omuzlarını kabarttık ancak "sağır sultan duydu", muktedirlere endişesi olanlar seslerini duyuramadı.

Türkiye, bu zihniyetin (!) yorgunluğunu ortadan kaldıracak, alternatif parti olmaktan öte alternatif siyaset zemini, ruhu ve anlayışı oluşturacak bir oluşuma gereksinim duymuştur. Demokrasi bilinci gelişmiş bir yönetişim sistemini düstur edinecek "merkezi bir yerde" konumlanacak, herkesi ve herkesimi kucaklayacak, herkesin ve herkesimin kendini ait hissedeceği bu oluşum talebi, zarureti karşısında kimi vatanseverlerin kayıtsız kalması söz konusu olamazdı...

Toplum için bir gereksinim,seçmen için bir umut, ülke için güçlü bir gelecek olan İYİ Parti, milletimizin talebinin tezahürüdür.

Bu gerçekler ve gerekçeler karşısında, ülke siyasetine katkı sağlamak adına doğru siyaset zemininin İYİ Parti çatısı altında oluşacağını zaman içinde geniş kitleler farkedecektir. İYİ Parti, kendi donanımını ve etkinliğini "hiçbir etikete" gereksinim duymadan bu siyaset zemininde değerlendirmeyi "milli menfaat duruşuna" uygun gören geniş kitlelerle güçlenerek AKP'nin boşaltacağı alanı dolduracaktır.

Her geçen gün göstermektedir ki İYİ Parti'nin değeri ve sorumluluğu artmaktadır.

Yeni oluşacak teşkilatların da bu hassasiyetler üzerinde şekillenmesiyle İYİ Parti'nin Türk siyasetinde önemli bir değer, seçmen nezdinde de değerli bir alternatif,soluk olacağından şüphemiz yoktur.