1. YAZARLAR

  2. Adem ARI

  3. Nerede hata nerede iyi yaptık?
Adem ARI

Adem ARI

YAD
Yazarın Tüm Yazıları >

Nerede hata nerede iyi yaptık?

A+A-

Önce hataları, sonrasında da iyileri yazacağım inşallah iyiler hataları bastırır.

Hatalarımız;

1- Dışarıdan gelenlerin tamamına zorunlu karantina uygulamadık.

Bizden öncekilerin tecrübesinden yararlanmadık. Virüslü ülkelerden gelenlerin sınır kapılarında, havalimanlarında sadece ateşlerini ölçtük. Öksürük, koku ve tad durumlarını sormadık, taşıyıcı olabileceklerini göz ardı ettik. “Evlerinize gidin 14 gün kendinizi izole edin” dedik.

2- Avrupa’yı sorumlu tuttuk.

Yüzlerce yurda girenin yanında ilk vakayı yakaladık “İşte hastalık bize Batı'dan geldi" dedik. Üstü kapalı Batı'yı sorumlu tuttuk bize bulaşması zor imajı verdik. İran sınırından kontrolsüz geçenleri görmedik. Umreden gelenlere hiçbir şekilde müdahale etmedik hatta onlara "Evlerinize gidin 14 gün ziyaretçi bile kabul etmeyin" demedik dediysek bile dudak ucuyla. Arabistan’da vakalar varken Umre kafileleri gönderdik. Savunmamızı "Görülen vakalar Umre bölgelerine uzak" dedik.

3- Afet Kriz Masaları oluşturmadık.

Deprem ve sel felaketi durumlarında başarıyla oluşturduğumuz Afet Kriz Masalarını oluşturmadık. Sadece sağlık konusunu önceledik. Ancak yeni yeni sosyal kurullardan söz ediliyor.

İhtiyaç sahibi ailelere yardım yapmak üzere belediyelerin başlattığı bağış kampanyaları ile hükümetin kampanyasını bir yerde buluşturamadık. Şunu yapamadık; Mükerrer yardım yapılmasının önüne geçmek devletin yükünü hafifletmek için "Kim kime ne yardım yaptıysa bilgisini versin kayıt tutalım" denmedi. Afet Yönetim Merkezleri oluşturulmadı.

4- Amerika’ya inandık.

Amerika biri Türkiye diğeri İngiltere haricinde tedbir olarak Avrupa’dan uçuşları yasakladı. Amerika bizi temiz görüyormuş diye sevindik. Amerika’dan gelenlere hiçbir şey sormadık bile.

5- Sokağa çıkma yasağından söz edenlerin arkasında terör örgütlerini aradık.

“Türkiye’de sokağa çıkma yasağı ilan edilecek” söylentilerine karşı İçişleri Bakanı soylu; “Koronavirüs sebebiyle sokağa çıkma yasağı ilan edileceği söylentileri ile ilgili olarak “Bunlar almanya ve ABD mahreçli FETÖcülerin hesapları” cevabını vermişti. Tabii ki “ilan edilecek” ifadeleri ile “ilan edilmeli” ifadeleri arasında büyük fark var tabii ki.

Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli isteyenlerin başında İmamoğlu geliyor, nedeni belli, beledi tedbirlerle insanları engelleyemiyor. Sosyal izolasyonun başlamasından bu yana belediyenin bir milyar tl zarar ettiğini söyledi.

6- Maske dağıtımını ayrı bir krize dönüştürmeyi başardık.

Ticaret Bakanı'nın “Maske satacağız” ifadelerinden sonra dönüş yapan hükümet, “PTT aracılığı ile bedava dağıtacağız” açıklaması yaptı. Bu da ayrı bir krize yol açtı. Yüzlerce kapı dolaşan ve yüzlerce kişiye elindeki dağıtım listesini imzalatan PTT görevlisinin virüs taşıyıcılığı yapacağı anlaşıldı. Fahiş fiyattan satış yapanların yanında uygun fiyata maske imal edip kaybettikleri işlerine destek olmak isteyenlerin önü de kapanmış oldu. Bana göre bu olayın tek kazananı iş yapamayan terzilere maske diktirip dağıtan Mansur Bey.

7- Bağış ve yardım kampanyaları konusunda hükümet ile belediyeler birliği sağlayamadık.

Kılıçdaroğlu; Strateji belirledi belediye başkanları ile toplantı yaptı.

Cumhurbaşkanı da hükümetin stratejisini belirledi, AK Partili belediye başkanlarını topladı.

Eğer Cumhurbaşkanı daha önce İmamoğlu’na kırık sandalye verildiği toplantıda yaptığı gibi bütün büyükşehir belediye başkanlarını toplasaydı, hatta bu toplantıya valileri de dahil etseydi İnanın biz bu işi daha başından çözerdik, yardım mı yardım, bağışsa bağış. Biz temel ihtiyaç maddelerinin üretim ve dağıtım zincirini engellemeden bu virüsün üstesinden gelirdik. Mükerrer yardımların önüne geçerdik, salgın zenginleri oluşturmazdık.

Gelelim iyilere;

1- Krizi eğitim sistemimiz için fırsata dönüştürdük.

Cep telefonları ile oyun oynayan gençlerimize cep telefonu ile eğitim yapılabileceğini gösterdik. Bu konuda dünyanın iyileri arasında olduğumuzu düşünüyorum. Bu konuda avantajımız devlet eğitimine özel eğitim özeni ile bakan Ziya Selçuk Bey’dir.

2- Sağlık altyapımızda dünyanın en iyisi olduğumuzu gösterdik.

Birtakım uygulama hatalarını bir kenara bırakırsak sağlık ve sosyal yardım sistemimizin iyi olduğunu gösterdik. İtalya İspanya gibi yüksek yoğunluklu vakaların bile üstesinden gelebileceğimizi anladık.

Hükümette Milli Eğitim Bakanı ile birlikte ikinci başarılı bakanımız Fahrettin Koca. Sağlık ordusuyla birlikte canla başla çalışıyor görebildiğimiz kadarıyla şeffaf bir yönetim izliyor.

3- Köylüye tohum hibesi

Her ne kadar yüzde yetmişbeşlik destek 21 ili kapsıyorsa da Tarım Bakanlığı’nın; “mümkün olan tüm ekilebilir arazilerde ekim yaptırma düşüncesi” olumlu bir yaklaşımdır. Keşke ülkemizde ekime elverişli boş arazilerin değerlendirilmesi için bir proje başlatılsa. Mesela benim köyümde ekilebilir arazilerin yarısı olmasa bile üçte biri ekilmiyor.

3- Dışarıya yaptığımız tıbbi yardımlarla “Biz Bize Yeteriz”in ötesinde dünyaya “biz komşularımıza da yeteriz” mesajı verdik. Belki kendi ihtiyacımız olanı komşumuza verdik, ama bu bizim kültür kodlarımızda vardı.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e, “Birlikte daha güçlüyüz” dedirttik. “Türkiye’ye gidip bütün Türk annelerinin ellerini öpmek istiyorum” dedi bir İtalyan annesi. Ben tarihçiyim. Bu tür yardımların nesiller boyu unutulmadığını bilirim. Bir hatırlayın Japonya’ya giden Ertuğrul gemisini. Japon İmparatoruna nişan ve hediyeler götürmüştü. Üç ay boyunca Japonlar'a konser verilmişti. Bu olayın hatırasına Japonya’nın Türk vatandaşlarına vize uygulamadığını biliyor musunuz?

Sağlıkla evde kal Türkiyem...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum