Nevruz'u Newrozladık
Nevruz’u Newrozladık !
Hafta boyu yaşanan gerilim, endişe malum yayın organları tarafından bayram varmışçasına kamuoyuna yansıtıldı. Tek bir kalemde terör çözülüyormuşçasına halka umut verildi, yönlendirildi, koşullandırıldı. Fazla değil aradan bir iki gün geçmeden Türk Milletine biçilmiş kefen ortaya kondu. Nevruz, Newroz olarak kutlandı. Türk bayramı, malum bölücüler tarafından, Türk bayraksız olarak, adeta bağımsızlık ilan edercesine gerçekleştirildi, ne kadar hazin tablo? Tek tepki ‘’Tasvip etmiyoruz’’ oldu.
Terörün çözümüne canı gönülden evet. Yöntemine hayır diyoruz. Kurucu unsur olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ol, kimliğini, pasaportunu taşı, ekonomik kaynaklarından fazlasıyla pay al, mafyalaş, terörist ol sonrada yaptığın şu işe bak! Türkiye Cumhuriyetine meydan oku…….
Nevruz’un Türk bayramı olduğunu bilmeyenlere uyarılarımız olacak. Bu milletin kanını, canını emdiniz. Yıllardır binlerce kişiyi katlettiniz, ekonomik kaynaklarını kuruttunuz. Mademki T.C sizlere bazı olanaklar tanıyor veya tanıyacak hiç olmazsa bu noktada arkadan hançerlemeyin.
Olaylar o kadar seri gelişti ki, günlük haberleri ve yorumları takipte, değerlendirmede çok zor anlar yaşadık. Türklük değil Türkiyelilik ilan edildi. Ne yazık ki bu ilan bölücü örgüt tarafından yapıldı ve utanç verici şekilde dikte ettirildi. Eğer böyle bir ilan gerekli idiyse bunu hükümet yapmalı ve insiyatifi ele almalı idi.
Gördük ki: İnsiyatif hükümette değil başka ellerde. ABD Başkanı İsrail’e geldi. Aynı anda neler oldu? Federasyon, eyalet ve başkanlık sistemi gündeme geldi. Siyasi iktidar tek bir parti bize yeter, başkanlık sistemi gerçekleşecek yönünde ifadede bulundu. Bölünme veya federe olmanın bedeli karşılığı başkanlık sistemine destek garantiye alındı. Ne oldu da birden İsrail özür diledi? Türkiye’de özrü hemen kabul etti? En belirgin gelişmeler bunlar.
Halka bilgi verilmeden, halk adına yapılanlara baktığımızda demokrasi kör topaldı artık yok olduğunu ve rafa kalktığını görüyoruz. Kuvvetler ayrılığı, hukuk, üniversiteler, siyaset sadece sözlüklerde kaldı.
Özetle millet korkudan suskun. Zannetmeyin ki icraatları onaylıyor. Hayır ve asla. İstiklal savaşının geçtiği Ankara’ya 50 km. uzaklıkta bulunan bir köyde idim. Köy halkı ile sohbet ettik. Herkesin içi dolu ama konuşmuyor, konuşamıyor. Orta yaşlı bir köylü: Biz köylü olarak konuşsak buraya bir manga asker gelir, sonrasını siz düşünün diyerek olayları, ortamı tek cümle ile özetlemiş oldu. Hazin tablo bu: Korku ve sindirme…..Ya taraf olursun, yoksa ötekileşirsin veya yaşama hakkın olmaz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.