Ölüm var mıdır?
Ölüm var mıdır?
Her nefis ölümü tadacaktır… (Al-i İmran/185)
Ölüm, varlığın hepten yok olması demektir. Yok olandan da bir varlık olarak söz edilemez. Ahiret gününe inancımız tamdır. Ahirette dirilme yok olanın dirilmesi değildir. Var olanın uykudan uyanması halidir. Akşamdan yatıp sabaha uyanma halinden başka bir şey değildir. Kehf s.9-26) Allah’ inanan ve yaşadıkları devrin zalim ve müşrik kralından kaçan yedi inanan müminin ve köpeğinin bir mağarada 309 yıl uyuduktan sonra uyanışları anlatılmaktadır.
Bu durum kıyamet kopup dirilinceye kadar, insanın uyku halinde kalacağına dair bir kıssa, örnektir. Zaten yukarıda zikredilen ayette insanların öleceğinden söz etmemektedir. Her nefis ölecektir demiyor; ölümü tadacaktır, buyurulmaktadır.
Arada ne fark var diye düşünenlerimiz olacaktır. Ayet azıcık irdelenir kullanılan ve yaşayan sözcüklere bakılırsa fark, fark edilecektir.
Ayet, ‘’Her nefis ölecektir’’ demiyor. Ölecektir dese; bir yok oluştan söz edilebilir. Ölümün tadılacağından söz ediliyorsa ki öyle. Ölüm yok oluş değildir. Burada zikredilen nefis, ruh anlamındadır. Bir ceset anlamında değildir. Ceset toprağa defnettiğimizdir. Bir bakışa göre o da yok olmaz.
Yemeği tatmak ile yemek, aynı şey değildir. Ölümü tatmakta ölmek değildir.
Örnek uygun düşer mi bilemiyorum ama, Lavoisier’in Maddenin sakınım kanunu da aynı şeyi ifade ediyor. İlk yaratılıştan sonra, ‘’Kâinatta var olan hiçbir madde yok olmaz.’’ Dönüşümü olur. Dönüşümde ilk hale evrilmedir. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz de bu anlamdadır. İnsandaki yapı taşları ile topraktaki yapı taşları aynıdır. Yani hammaddemiz topraktır. (Hicr s.26)
Özetle söylemek gerekirse ölüm yoktur. Dünya hayatından ahiret hayatına geçiş vardır. Beden ölümünden sonra, ahirette dirilmeye kadar geçecek zaman uyku halidir.
Manevi Ölümler ve ölümsüzler
Dünyada bedeni ölümler olduğu kadar manevi ölümler de vardır. Bazı ölümler sadece bedenidir. Kişi gönüllerde olmazsa da ölüdür. İnsanlığın gönlünde ve hafızasında ebedi yaşayanlara Allah ölü değil, şehit demiştir. Şehitlerin ölümsüz ve diri oldukları ayetlerle sabittir.
Peygamberler, büyük alimler, buluş yapan ilim adamları, iz bırakan şair ve yazarlar, Allah’ın dostları, gerçek devlet adamları bütün dünyada unutulmaz; insanlığın gönlünde derin izler bırakmışlardır. Birileri ne kadar iftira atarak küçük düşürmeye çalışsa da onlar daha da büyür. Onlar ölmez. İşte bu öldürülemeyen şahsiyetlerden biri de Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Bu sebeple 10 Kasım’lar Türk Milletinin yas günü değil, gurur günü olmalı, böyle de devam etmelidir. Gönüllerinde yer bulamayanları kendi halinde bırakmak ve Allah’a havale etmek en doğrusudur. Art niyetli bakmayanlar o büyük insanı er geç tanıyacaktır.
Biz seven ve sayanlarına düşen, Allah’tan rahmet dilemektir.
Nurettin Bölük 10 Kasım 2024
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.