1. YAZARLAR

  2. Yalçın ERDEBİL

  3. Ömer Çelik'in Diyanet hakkındaki açıklaması üzerine...
Yalçın ERDEBİL

Yalçın ERDEBİL

YAD
Yazarın Tüm Yazıları >

Ömer Çelik'in Diyanet hakkındaki açıklaması üzerine...

A+A-

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı ve 30 Ağustos Cuma günü bütün camilerde okunan hutbede, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e yer verilmemesi ile ilgili bir açıklama yapmış.

Ömer Çelik açıklamasında şöyle diyor; "Diyanet önemli bir kurumdur. CHP'nin hem kurumsal hem ideolojik bir kavgası olduğunu, bu kuruma karşı temelden ideolojik bir hoşnutsuzluğu olduğunu biliyoruz. Atatürk konusunda herhangi bir tartışma yoktur. Kurucu önderdir. Her zaman minnetle anıyoruz. Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyetini kavga ettirmeye gerek yoktur.

Diyanet hassas bir kurum, günlük siyasi polemiklerin dışında tutulmalıdır. Devletin tüm kurumları Atatürk'e saygıda hassasiyet göstermektedir. Diyanet de aynı hassasiyeti göstermektedir. Diyanet İşleri Başkanı görevinin başındadır. Bu büyük kurumu Atatürk karşıtı gibi göstermek doğru değildir."

Ömer Çelik'in açıklamasını cümle cümle analiz edelim. Bakalım kimin kimden ideolojik hoşnutsuzluğu varmış hep birlikte görelim.

'Diyanet önemli bir kurumdur' cümlesine itirazım yok. Ancak cuma hutbesinde Atatürk'e yer verilmemesine sadece CHP'lilerin itiraz ettiğini ima etmesi katılabileceğim bir tespit değil. İnanıyorum ki; okunan hutbe parti ayırımı olmaksızın tüm Atatürk'ü sevenleri üzmüştür ve tüm vatanseverler tarafından ortak tepki gösterilmiştir.

'Atatürk konusunda herhangi bir tartışma yoktur' cümlesine de katılmamız mümkün değildir. Çünkü; AK Partililer'in zaman zaman Atatürk'ü tartışma konusu yaptıkları ve itibarsızlaştırmaya çalıştıkları, sağır sultanın bile bildiği bir gerçektir. 10 Kasımlar'da hastalanmaları, 'iki sarhoş' ifadeleri ve daha yüzlerce iftiraları; Atatürk konusunda tartışmaları kendilerinin başlattığının ve hatta teşvik ettiklerinin göstergesi değil midir? Atatürk'e açıkça hakaret edenleri ziyaret eden ve bunları savunan kendileri değil mi?

'Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyetini kavga ettirmeye gerek yoktur.' cümlesine gelecek olursak; Dün de bu kavga vardı, bugün de var. Dün Osmanlı dönemi karalanıyordu ve birçok açıdan haksız sayılabilecek bir aşağılanmayla karşı karşıya kalınıyordu. Bugün de, Atatürk dönemi karalanıyor ve haksız itham ve iftiralarla aşağılanmaya çalışılıyor. Sorun, bu kavgaya neden olan iki zihniyetten kaynaklanmaktadır. Bu iki zihniyet kendini gözden geçirmediği sürece, korkarım bu kavga ileriki yüzyıllarda da sürmeye devam edecek. İktidar erkini kim eline geçirirse, seçmenine mesaj verme adına, kavgayı bilerek ve isteyerek teşvik edecektir. Biz Türk milliyetçileri, hem Osmanlı'ya hak ettiği değeri veririz, hem de devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü baş tacımız yaparız. Osmanlı ve Atatürk dönemi bizim geçmişimiz, Türkiye Cumhuriyeti bizim bu günümüz ve geleceğimizdir.

'Diyanet hassas bir kurum, günlük siyasi polemiklerin dışında tutulmalıdır.' Tamam da; Hutbeler neden tartışma konusu oluyor? Sebebi, iktidara göre hutbelerin biçimlendirilmesi. Yani kendi tutumuyla polemik konusu oluyor. Belki bunu da bilinçli olarak yapıyorlar. Siyasi iktidar da bu durumdan memnun görünüyor. Biz de birkaç soru soralım; İktidar, camileri ve buralarda görev yapan din görevlilerini kendi çıkarları için zaman zaman kullanmadı mı? Hatta bu tutumları yüzünde bazı insanlarımız camilerden uzaklaşmadı mı? Camilerde açık açık propaganda çalışmaları yapmadınız mı? Cami önlerinde seçmene hoş görünmek için kameraların karşısına geçmediniz mi? Yanınızda Diyanet İşleri Başkanı olduğu halde, siyasi rakiplerinize sataşmadınız mı?

Sayın Çelik'in açıklamasının devamı şöyle; 'Devletin tüm kurumları Atatürk'e saygıda hassasiyet göstermektedir. Diyanet de aynı hassasiyeti göstermektedir. Diyanet İşleri Başkanı görevinin başındadır. Bu büyük kurumu Atatürk karşıtı gibi göstermek doğru değildir.'

Devletin tüm kurumları Atatürk'e saygı göstermiş olsaydı; 30 Ağustos hutbesinde, ona yer verilirdi. Hadi unutuldu diyelim; Siyasi iktidar bu duruma tepki göstermeliydi. Ayrıca bu yanlışa da sahip çıkmamalıydı. Karşı çıkmak işi; CHP ve İYİ Parti'ye bırakmamalıydı. Ayrıca devletin bazı kurumlarından da tepki sesleri gelmeliydi. Bu büyük kurumu, Atatürk karşıtı gibi göstermek gibi bir niyetimiz olamaz. Ancak; Atatürk karşıtlığı yapmaya devam ederlerse, biz de en ağır bir şekilde eleştiririz. Böyle biline...

Şimdi sıra sizde; kimin kimle veya kimlerle sorunu var acaba?

Söz ve takdir sizin...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.