Önce kasavet sonrası huzur
İçimde bir sıkıntı... ruhum daralıyor... Yapmam gereken bazı işleri yapmamışım da yarım kalmış gibi... Yetiştirememişim gibi... Mahcup olacakmışım gibi... Nedendir bilmiyorum... Ne yapacağımı da bilmiyorum...
Facebooka bakıyorum... yok, daha da sıkılıyorum... Memleketin hali mi? İşsiz gençler mi? Peşpeşe yaşanan iş kazaları mı? Yoksa bu kazalar sonucu yetim kalan yavrular mı yüreğimi daraltan...
Hava yağmurlu... Yağmur bir yağıyor, bir duruyor. Ama gökyüzü akşam gibi... karanlık... bulutlu... kasavetli... E biraz serin de...
Son günlerde yaşantımın rotası biraz değişti. İzmir Alsancak Kıbrıs Şehitleri caddesine açılan Bornova Sokakta Afrodisias Sanat Galerisini yönetmeye başladım. Zaten sanat sevdiğim ve içinde bulunduğum şey. Galeri sahibi Prof. Dr. Ali Küpelioğlu ve ailesi ile aileden biri gibi yakınız. Böyle olunca da galeri yöneticiliği teklifini geri çevirsem yakışık almazdı.
Sanatçılara sergiler açmak... sergi organizasyonları... tanıtımlar, duyurular derken bayağı bir koşuşturma içerisinde buldum kendimi. Şu sıralar fırsat bulup yazamıyorum bile... Ama işim keyifli... hani itiraf edeyim idealist duygular içerisindeyim. Hoşuma da gidiyor...
Zaten yapı olarak mükemmelliyetçi biriyim. Oldu mu imkanlarım ölçüsünde en iyisi olsun... en iyisini yapayım isterim. Genelde yaparım da... Zaten eğer gözüm kesmiyor, aklımda olayı bitiremiyorsam asla girişmem. Girişince de sonuna kadar götürürüm evvel Allah!..
Böyle karmakarışık ne yapayım falan derken Ege Bölgesi Görsel ve Plastik Sanatlar Derneği başkanı Serdar Yörük'ten bir mesaj geldi:
“Hülya ablacım engelli gençlerle takı tasarımı üzerine çalışan bir bayan bana mesaj attı. Şu anda bayağı dernek olarak durumları bozukmuş. Arkadaşlarının ürettiklerini göstermek istiyorlarmış. Sizin “Küçük işler” sergisi geldi aklıma. Sana yönlendirsem, sen bir baksan tasarımlara. Engelli kardeşlerimize biraz bizim de yararımız dokunsun. Ne dersin değerlendirir misin?”
Hemen yanıtladım:
“Olur Serdar'cığım. Telefonumu verebilirsin. Hatta yer ücreti de almayabiliriz.”
Hemen Ali beyle görüştüm. “Olabilir” yanıtını aldığım sırada telefonum çaldı. Arayan engelli öğretmeni Nimet Gücül hanımdı.
İzmir, Aydın, Mardin gibi illerde engelli gençlerden oluşan bir dernekleri varmış. Gümüş üzerine telkari ve çeşitli takı tasarımları yapıyorlarmış. Ve bunları satarak geçinmeye çalışanları varmış aralarında. Şu anda bayağı dernek olarak durumları bozukmuş. Eskiden hediyelik eşya fuarlarında satış yapıyorlarmış. Ama artık pek yer vermek istemiyorlarmış fuarlarda nedense derneklere... Konuştuk. Anlaştık. O öğrencilerine yardımcı olabileceği için, ben de iyi bir şey yapmanın huzuru içinde telefonumuzu kapattık.
Şimdi kasavet sonrası huzur içindeydim...
Yeni yılda sanat işi hediye edebilsin herkes birbirine diye düşük fiyatlarla küçük işler sergisi düzenliyoruz galerimizde. 15 Aralık 2014 ile 31 Aralık 2014 günleri arasında olacak sergimiz. Üç salonumuzu işlerin çeşidine göre düzenleyeceğiz. Resim de olacak mozaik de... seramik de... taş boyama da olacak, takı tasarımı ile yün işi de... Mini hediyelik eşya fuarı gibi yani... İşte engelli gençlerimiz de tasarımlarını, emeklerini sergileyecekler ve dilerim satacaklar...
Ben elimden geleni yaptım... Sizi de bekleriz...
Hülya Sezgin / [email protected]
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.