1. YAZARLAR

  2. Musa UÇAN

  3. Operasyona evet, ÖSO'ya dikkat!
Musa UÇAN

Musa UÇAN

Platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Operasyona evet, ÖSO'ya dikkat!

A+A-

Fırat’ın Suriye tarafının Doğusunda defakto şekillenen terör kantonlarının temizlenmesi için buraya yapılacak bir operasyon şüphesiz elzem hale gelmiştir. 

 

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı, içinde Türkmen ve Arapların dahi olduğu iddia edilen ABD yapımı bir maske ile buralarda devletleşme teşebbüsünde olan ve binlerce TIR ve bilmediğimiz miktarda İncirlik’ten ulaştırılan zırhlı, anti-tank ve hatta uçaksavarla donatılmış terör örgütü PKK’nın durdurulması işi TSK’dan başka hiç bir diğer ordunun, iradenin vazifesi olamaz. 

 

Fakat bu operasyonun siyasi hedefi ve operasyonda işbirliği yapılan grup muğlak ve kafa karıştırır cinsten. 

 

Şam’la masaya oturmamayı kişisel bir hırs haline getiren iktidar, bu hırsı devletin kurumsal dış politikasına dönüştürmüş durumda. 

 

Oysa ki devletlerin kişisel hırsları olmaz. Devletler gerekirse bir asır sonrasını düşünür ve kendini var eden halkın menfaatleri neyi gerektiriyorsa o istikamette, pragmatik doğrular ekseninde strateji ve taktik belirler. 

 

Operasyonun siyasal hedefi, PKK’nın devletleşme teşebbüsünde bulunduğu alanların güvene alınarak derhal Türkiye’deki mültecilerin buralara geri yerleştirilmesi ve gerekirse Türk şirketlerine buralarda konut inşa seferberliği için gerekli güven ortamının Şam’la koordineli biçimde tesis edilmesi ve en kısa sürede yine Şam’la anlaşmalı olarak buraların Suriye hükümetine yani gerçek sahibine bırakılması olmalıdır. 

 

Operasyonun kafa karıştıran bir diğer kısmı ise ‘müttefiklerimiz’. 

 

Özellikle Davutoğlu’nun dışişleri ve başbakanlığı dönemindeki mantıkla açıklanması güç Suriye politikası yanlışları yüzünden Suriye’deki hiç bir aktöre güven vermeyen (ve bu alenen bilinen) bir portre çizen AK Parti iktidarı bugün Suriye’de, arazide ÖSO adlı grupla hareket ediyor ve üstelik bunu gizlemiyor. 

 

ÖSO ne kadar doğru bir tercih?

 

Amerikan dış politikalarına yön veren, Amerikan temsilciler meclisi ve senatosunda etkin bir think-tank kuruluşu olan 1922 kuruluşlu Foreign Affairs’ın beyin takımından Steven Cook 28 Aralık 2018 tarihli yazısında ‘Trump’ın ‘Erdoğan IŞİD’i bitirecek’ sözü yalan, Erdoğan Kürt’leri hedef alıyor’ diyerek yazı başlığında geçtiğimiz hafta ortalığa saçılan ‘aman bunları kimse görmesin ağır vebale gireriz ağır dış politika gafleti teşkil eder’ dediğim fotoğrafı kullanmış. 

 

stevenacook.jpg

 

Kurulan bağ oldukça açık: Erdoğan hedef alınıyor, görselde Türk bayrağı ile poz veren asker olmadığı sakalından, kolundaki değiştirilmiş Suriye bayrağından açıkça belli olan ÖSO milisi. 

 

Free Syrian Army (FSA) - Özgür Suriye Ordusu (ÖSO). Suriye ordusundan ayrılan muhalif subay Riyad el Esad tarafından kurulan, yerel milislerin yanısıra Libya, Afganistan gibi ülkelerde tecrübe kazanmış yabancı cihatçılar ve bunların ardında farklı ülkelerde bazen STK bazen bir spor salonu bazen de kahvehane tarzı yerlerde tespit edilip radikalleşmesi için ajanlar tarafından beyni yıkanan, genelde eğitimsiz ve işsiz muhtelif Arap ve Kuzey Afrika ülkeleri, Afgan, Rus, Çin, Libya, AB pasaportlu Kuzey Afrika ve Orta Doğu orijinli kimselerin oluşturduğu bu grup, Suriye’de iç savaş öncesi muhalif kanatta yer alan kimisi sürgünde bir takım kimseler ve aşiret reisi tarzı ardında insan gücü olan yerel bazı kimselerin siyasi kanadını oluşturduğu esasında çok uluslu bir organizasyondur. 

 

Üyeleri bir dönem Ahrar Şam, Ceyşül Muhacirün Vel Ensar, El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra, IŞİD dahil, bir çok örgüt adına savaşmış ve esasında en fazla ödeme yapana her manada çalışmış kimseleri de sahada kullanan ÖSO, iç savaşı başlatan ve Şam yönetimine karşı ilk silahlı mücadeleye kalkışan gruplardan bir tanesi. Aslında ÖSO zaman içinde tüm cihatçı grupların gerekirse gizlendiği bir çatı oldu. 

 

Suriye iç savaşının ilk yıllarında henüz IŞİD ortaya çıkmamışken kusursuz Arapça ve İngilizce konuşan ve Esad’ın zulmüne uğrayarak ülkesini terk ettiği vb. yalanlar söyleyen bir takım profesyonel ajanlar ABD stüdyolarında çektiği YouTube Facebook üzerinden yayılan videoları ile halkı galeyana getirip sokaklara döküyorlardı. Arap Baharı garabetinin mutfakta hazırlık kısmı, Soros tarafından yapıldı ğını önceki yazılarımızda zaten detaylı olarak anlatmıştık.

 

ÖSO önce bu galeyana gelen halkın içinden çıkan ‘aktivistler’ gibi ortaya çıkmış sonrasında başta Al Jazeera ve CNN olmak üzere içinde TRT’nin de bulunduğu büyük bir medya algısı ile dünya kamuoyu nezdinde ‘Suriye’de Esad zulmüne uğrayan sivillerin temsilcisi’ görünümüne büründükten sonra Suriye ordusu ve güvenlik güçleri arasına da sızmış provokatörlerin orantısız şiddet uygulaması ile gösteriler ve kamu düzeni iyiden iyiye çığrından çıkmıştı.

 

Bu aşamada ÖSO, tamamen silahlı bir grup haline gelmiş inişli çıkışlı bir grafikle disiplinsiz, ideolojik açıdan çok zayıf bir gruba dönüşüp adını daha çok dehşet verici saldırılar ve infaz görüntüleri ile duyuruyordu. 

 

Suriye’nin Kuzeyinde belki de iç savaşın en insanlık dışı bir çok olayında adı geçen veya geçirilen ÖSO hakkında, hal hazırda BM'ye bir çok savaş suçu duyurusu var.

 

Hal hazırda YouTube’da ‘FSA chemical weapon’ yazdığınızda ulaşabileceğiniz, tavşanlar üzerinde kimyasal denemelerini anlatan ÖSO militanının röportajının olduğu videoyu bile bulabilirsiniz. 

 

https://www.youtube.com/watch?v=Yd1DZusK8gc

 

2016 senesinde TSK’nın başarıyla ifa ettiği operasyon sırasında, o dönem artık ortalıktan kaybolmuş olan ÖSO, nispeten daha disiplinli, kostümlü, TSK’ya arazide yardımcı olan ‘yerel grup’ olarak sahneye tekrar çıktı. İşte bu dönemde PKK’ya ağır darbeler vuran ÖSO için ABD homurdandığı zaman Erdoğan ABD’ye verdiği mesajında kısa cümlede çok şey anlatmıştı;

 

“Ey Amerika, Özgür Suriye Ordusu’nu sizinle kurduk.”

(5 Aralık 2017.)

 

Bölgede süren vekalet savaşında Türkiye de konjonktür gereği milis güçlerle taktik ve istihbarat işbirliğine girebilir. İran, ABD, AB, Suudi Arabistan, İsrail de bunu yapıyor. ABD PKK ile, İran şii milislerle vb. 

 

Dahası, itiraf etmek gerekir ki ÖSO, PKK'ya karşı sınır ötesi operasyonlarda başarılı da olmuştur. Düzenli sisteme geçip, daha modern teşkilatlanma ve teçhizatlarla ÖSO'ya bağlı kolluk güçlerinin Türkiye'ye gelebilecek bir çok tehdidi yerinde engellediğini ve hatta kontrolündeki kentlerde polis kuvvetleri ile kaçakçılık, uyuşturucu trafiği gibi konularda da asayişi nispeten de olsa Türkiye lehine sağladığını da inkar edemeyiz.

 

Yeni nesil asimetrik psikolojik harp ve hem asker kaybı hem maliyet açısından askeri operasyondan istihbarat operasyonuna ve sonunda vekalet savaşına evrilen süreçte, bu işbirliği bir şekilde makul de görülebilir fakat yukarıda saydığım Türkiye dışında ‘HİÇ BİR ÜLKE’ bu tip işbirliğine girdiği gruplara doğrudan kendi bayrağını vermedi! İşte abesle iştigal eden kısım esas burada başlıyor! 

 

Suriye'de emperyalizm yetki konusunda bölgesindeki en güçlü liderlerden biri haline gelmiş Erdoğan üzerinden Türkiye'yi hedef alıyor olabilirler.

 

İşin özü, Türkiye menfaatleri gereği buralarda milis güçlerle kısıtlı taktiksel ve istihbarat işbirliğine girebilir ancak alenen Türk bayrakları ile verilen bu kareler ileride şu an gündemde bile olmayan problemler teşkil edebilir.

 

Suriye konusu iç mesele değildir: Popülizm kaldırmaz!

 

Neo-Osmanlıcılık diye tanımlayabileceğimiz, ulus değil din tabanlı bir toplumsal sistemle Osmanlı’nın kaybettiği topraklarda siyasal nüfuz ve hatta mümkünse fiziksel hakimiyet arzusu güderek emperyalist rüyalara dalmak hele ki 2019 dünyasında devletin kurumsal stratejisini kurgulayanlar konuya fetih ve cihat gibi popülist, romantik ve ütopik kavramlarla yaklaşılırsa vahim sonuçlarla yüzleşebiliriz. 

 

Hele ki bu namümkün hedefler için ÖSO gibi bir grupla aleni hareket etmek, kontrol edilmesi, içine sızılması çok kolay olan bu örgütün kazayla veya kasıtlı işleyeceği cürümlerden de sorumlu olmak anlamına gelebilir. 

 

Hele ki, siyasal iktidarı sürdürmek için "şimdi sırada Fetih var" algısı yaratabilecek siyasilerin bu tip söylemleri dillendirmesi, dış dünyada çok farklı algılanabilir.

 

Fetih olgusu, günümüz siyasetinde artık yeri olan bir olgu olmadığı gibi modern Türkiye Cumhuriyeti devletini bir çok badireden kurtaran dış politika geleneğinde yeri olmayan bir olgudur.

 

Didim’de değil top, havan, konvansiyonel silah normal tabanca ile ateş etseler plajda insan öldürecek kadar Ege’de adalarımızı işgal eden, milyarlarca varil yüksek graviteli ham petrol rezervimizi hal hazırda sondajlamaya başlamış, Lozan antlaşmasıyla tarafımıza bırakılmış tapuları fiilen Ankara’da olan adaları kayalıkları işgal ederek hava sahasını da genişleterek Fransa başta NATO’nun yardımıyla Ege'de tehlikeli işler yapan Yunanistan, Lozan’ı delerek bu adalara belediye başkanı, komutan ve asker sevk ederken buna seyirci kalıp, KKTC’de Akıncı yönetiminde garantörlüğümüzün tartışmaya açılmasına dolayısıyla Doğu Akdeniz’den varlığımızın silinmesine kadar varmış olan süreçte masaya yumruğunu vurmamak ama diğer yandan Suriye’deki kronikleşmiş çözümsüzlük politikası, birbiriyle tezat ve sahadaki aktörlerin tamamına güvensizlik hissi veren itibar sarsıcı bir çelişkidir. 

 

Zeytin Dalı ve Fırat Kalkan’ı operasyonlarıyla, casusluk ve terör örgütü FETÖ’nün hain isyan girişimine rağmen destan yazan, adıyla başlayan askerlik tarihine geçecek operasyon ve manevralarla binlerce teröristi etkisiz hale getirip sınır ötesinde istikrar sağlayan TSK’nın şanlı mazisinde ÖSO gibi bir grupla adının anılması ihtimali bile rahatsız edicidir. 

 

Çözüm sürecinin bedelini çok sayıda şehitle, Davutoğlu ve AK Parti’nin Suriye politikasının bedelini ise yine çok sayıda şehit ve işgalciye dönüşmeye başlayan, ne olduğu belirsiz mülteci akınıyla ödedik ve ödüyoruz. 

 

Dileyelim de tüm bunların üstüne Davutoğlu’nun bir zamanlar ‘sadece öfkeli çocuklar’ dediği ÖSO ve türevi gruplar yüzünden hanemize ödenecek yeni bedeller yazılmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum