Osmanlıca Halkın Dili Değildir
Osmanlıca Halkın Dili Değildir
Siyasi iktidar halkın gündemini değil kendi gündemini kendisi yaratıyor. Halkın gündemi nedir? Başta adaletsizlik, yoksulluk, işsizlik, eşitsizlik, ayrımcılık, bölücülük, şiddeti anarşi, şeriat… ve diğerleri. Siyasi iktidarın gündemi ise hayati konularda perde arkasında verilen kararları kamufle etmek için hiç gereği yokken basit bir olayı yandaş medyanın desteği ile gündeme oturtuyor ve abesle iştigal ediyor. Halkı oyalıyor gerçekleri gizleme olanağı buluyor. Gizliyor da
İç politikada tüm kurumlar felç, ekonomi SOS veriyor onlara çare bulunacağına veya dış politikada bize sırtını dönen ülkelerim neden döndüklerini halka anlatmak yerine, buyurun cenaze namazına hedef cumhuriyetin değerlerini ve modernleşmeyi baltalamak ve ortadan kaldırmak.
Arap’ın alfabesini öğrenmek zorunda mıyız? Latince batı dillerinin temeli olmasına rağmen hangi ülkede Latince öğrenilmesi veya öğretilmesi için dayatma yapılıyor? İsteyen istediği dili serbestçe gidip öğreniyor. Bunun için ne baskı uygulanıyor, nede şov yapılıyor. İç politikada malzeme yapılmasına kimsede tevessül etmiyor.
Gelelim Osmanlı ve Osmanlıcaya. Osmanlı Anadolu halkını ikinci sınıf halk olarak gördü ve ona göre davrandı. Anadolu Türkçesi ile Osmanlının Arapça, Farsça sözcüklerle dolu saray dili arasında uçurum vardır. Halk sarayın dilini asla anlamamıştır. Fuzuli’nin, Baki’nin eserleri okuduğunda ne kadar halktan kopuk olduğu görülür. Diğer taraftan Pir Sultan Abdal gibi halk şairlerinin eserleri geçmişte halk tarafından rahatlıkla anlaşılmış, günümüzde de anlaşılmaktadır. Anlamak için sözlüğe ihtiyaç yok. Ya saray dili Osmanlıca? Anlamak içi saraylı olmanız gerekiyor? Herkes saraylı olamayacağına göre Osmanlıca öğrenmek ve öğretmek asla hayati bir önem taşımıyor.
Osmanlıca öğrenilmelidir ama dayatılmamalıdır. İsteyen istediği dili öğrenebilmeli özellikle bu konuda siyasi malzeme yapılmamalıdır. Osmanlıca modern ve yaşayan bir dil değildir. Ömrünü tamamlamış, tozlu raflara kalkmıştır. Tıpkı Latince gibi. Osmanlıca çağdaş hiçbir teknik ve sosyal terimi karşılamayan bir dildir. Diller yaşar ve ölür. Osmanlıcada ölmüştür. Diriltilmesine çalışmak ise abesle iştigaldir. Öğrenene ne sağlayacaktır bunu düşünmek gerekir. Osmanlıcaya kim ihtiyaç duyacaktır ona bakmak gerekir.
Osmanlı tarih ve kültürünü öğrenmek isteyenler mutlaka Osmanlıca öğrenmelidir ama herkes değil hele hele dayatma ile hiç değil. Öğrenilmeli ki saray dilinin foyası ortaya çıksın. Öğrenilmeli ki bazı kişilerin tekelinden çıksın. Bazılarına tanınan imtiyazlar sona ersin. Arşivlere isteyen herkes girebilsin. Arşivine ulaşamadığınız dil ve kültürü yaşatmaya çalışsanız ne yazar. Harcanan emeğe ve zamana yazık.
Bir soru. Acaba her isteyen Osmanlı Arşivlerinden yararlanabiliyor mu? Bunu araştırmacılara sorun bakalım ne yanıt alıyorsunuz. Ulaşamadığın kültür ve dil senin değildir. Öğrenmek içinde dayatma değil tercih önde olmalıdır. Özellikle felç olan eğitim ve öğretim sistemimizde orta dereceli okullarda öğretilen yabancı dil hiçbir işe yaramadığı gibi Osmanlıca da aynı akıbete uğrayacaktır. Orta öğretimi bitiren öğrenci öğrendiği yabancı dil için harcadığı zamanın ne kadar boş olduğunu, ihtiyaç duyduğunda hiçbir işe yaramadığını görmektedir. Bu nedenledir ki özel okullara ve kurslara gitmek zorunda kalmaktadır.
Osmanlıcanın öğrenilmesine ve öğretilmesine karşı değilim. Tam aksine öğrenilmeli ve öğretilmelidir. Ancak gençlerimize bu dili zorunlu değil tercihli öğrenme şansı verilmelidir. Fen bilimlerinde öğrenim yapmak isteyen öğrenci için Osmanlıca hiçbir artı değer sağlamaz. Sosyal bilimlerde tarih ve kültür üzerine çalışacakların dışında kimsenin Osmanlıcaya ihtiyacı yoktur. Olay siyasi bir taktiktir. İHL’lilere Arapça bilmelerinden dolayı yeni iş alanı açmak ve hedefe dili koyarak iktidar kalesini kuvvetlendirmektir.
Güzel, anlaşılır Türkçemizi korumak, yabancı sözcüklerden arıtmak varken nelerle uğraşıyoruz?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.