Seksenbir milyonluk nüfusa sahip, dünyanın en stratejik bölgesinde beşbin yıllık devlet geleneği olan, dünyanın dördüncü güçlü ordusuna sahip, milyonlarca yetişmiş elemanı bulunan, kendi kendine yeten tarım üretimi bulunan, işletilmeyi bekleyen yer altı kaynaklarının maliki bir ülkeyi onyedi yıldır yöneten bir parti adına devlette önemli makamlara geldiniz.

Sizden öncekileri stratejik davranmamakla suçladınız. Yılların dış politika geleneklerini ezberleri bozuyoruz diye darma dağın ettiniz.

Burnunuzun dibinde Irak’ta potansiyel olarak size düşman bir devletçiğin doğmasına, burnunuzun dibinde Suriye’de aynı karakterde bir yapının oluşumuna, burnunuzun dibinde Suriye’de el-kaide gibi eli kanlı bir örgütün peydahlanmasına, burnunuzun dibinde Irak’ta aynı paralelde Irak-Şam İslam Devleti (IŞID) isminde bir güruhun Irak’ın ikinci büyük şehri olan Musul şehrini ele geçirmesine, burnunuzun dibinde Irak’ta eşkıya tarafından Musul şehrinde Türk tır şoförlerinin rehin alınmasına, burnunuzun dibinde Irak’ta bu şakilerin Türk konsolosluğunu dokuz yüz kişi ile basıp konsolosluk çalışanlarını aileleri ile birlikte rehin almasına…

Bunların hepsine veya herhangi birine karşı önleyici; hiçbir tedbiriniz yokmuş! Hiçbir öngörünüz yokmuş!

Burnunuzun dibinde Suriye’de kendi unsurunuz Türkmenleri ve size dost unsurları örgütleyemediniz!

Burnunuzun dibinde Irak’ta kendi unsurunuz Türkmenleri ve size dost unsurları örgütleyemediniz!

Üstelik size kasteden bu unsurlara elektrik verdiniz.

Bu unsurları ülkenize kabul ettiniz.

Barınak verdiniz.

Ödenek ayırdınız.

Silah verdiniz.

Güç verdiniz.

Stratejik derinlikten bahsediyordunuz. Ama gördük ki, siz stratejik olarak tamamen ağmaymışsınız. El yordamı ile ülkenin dış politikasını yönetmeye kalkmışsınız.

Bütün yaptıklarınız size, yani sizin yönettiğiniz bize karşı döndü.

Hatalı, tedbirsiz, öngörüsüz, ilkesiz dış politikanız bir kere daha kayalıklara tosladı.

İnsanlarımızın güvenliği ne olacak?

Devletimizin onuru ne olacak?

Irak Türkmenlerin geleceği ne olacak?

Zerre kadar hayanız yok!

Zerre kadar utanma duygunuz yok!

Zerre kadar mahcup olmazsınız!

Şimdi bu sorunu çözmek gerekiyor.

Sizde bütün bu erdemler olmadığı için sizden erdemli bir davranış beklemiyoruz.

Bari kopya çekin!

Biz söyleyelim, siz yapın!

Bundan sonra devlet onuruyla davranın ve işin gereği neyse onu yapın!

Biz de sizi sevmesek bile alkışlayalım!

Bunu eski partinizde yapamayıp, kuracağınız parti de mi yapacaksınız?

Ben sizin aklınıza şaşarım!