POPÜLİST EKONOMİ
Gelişmiş demokrasiler önce insana, bilime ve teknolojiye yatırım yapar, sonra bu değerler üretim ve yatırıma dönüşür ve ekonomi de zaten kendiliğinden gelişir. Çünkü geliştirdiğiniz teknoloji ekonominize artı değer ve istihdam olarak döner. Aksi durumda siz hem bilimi hem teknolojiyi üretmek yerine takip eder, hem de ülkenizin gelirini dışarı aktarırsınız.
Yap işlet devletle yapılan projelerin gelir ortaklık süresi bittiğinde çoğunlukla ekonomik ömürlerinin de sonuna gelmiş olur. O yüzden inşaat projeleri yaptık demek yerine, bilim ve teknoloji üretecek insan yatırımı yapalım ki ülkemiz özlediğimiz yere gelebilsin.
Gelişmemiş geri kalmış toplumlarda ise idari yönetim açık şefaf değil denetleme yetersiz ise ekonomide eğer yasalarla sınırlanmamışsa, siyasi iktidarlar bütçe kaynaklarını popülizm yapmak veya kendi partilerinin propagandasında kullanırlar. Bu hem diğer muhalif seçmen kitlesine karşı haksız rekabete yol açar, hem de kaynaklar çarçur edilmiş olur. Zira popülizm için harcama artınca, altyapı yatırımlarına yeterli kaynak kalmaz ve aynı zamanda devletin piyasaya düzenleyici müdahalesi azalır.
Bu şartlarda popülist iktidarlar, toplumu borçlandırarak altyapı harcamaları yaparlar. Bir anlamda toplumun geleceği ipotek altına girer. Kentlerde işsizlik, yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığı, ulaşım ve trafik sorunları, terör ve güvenlik kaygıları had safhada...
15 yıl boyunca konut ve araba satışına dayalı bir ekonomik büyüme modeli izlenirse tıkanma kaçınılmazdır... İnşaat sektörü artan maliyete katlanamıyor, çünkü hükümetin bütün ittirip kaktırmasına rağmen konut talebi çökmüş durumda. Kurda artış ve demir çelik üretiminde maliyet artışı nedeni ile fiyatı artan demir-çelik TL fiyatlar artmış, inşaat sektörü alamıyor.... Maliyet artışı talep daralması durgunluk.. Bütün bunlar kaynakların etkin kullanılmaması demektir. Kaynak kullanımı etkin olmazsa, verimsiz olursa, elbette geçici büyüme olsa da, orta ve uzun dönemde kalkınma sağlanamaz.
Bozuk ekonomi bozuk toplum yaratır. Suç işleme katsayısının bu kadar yüksek olduğu yerde adalet, yönetim, ekonomi bozuk demektir. Zira ekonomi bozulunca toplum da bozuluyor! Vahşet ve dehşet verici bu suçların oluşması da bireysel değil sosyal ve ekonomik karakterlidir. Uyuşturucu, keyif verici madde ve alkol yaygınlığı da sanıldığı gibi zevkten ya da psikolojik arızalar kadar ekonomik sorunlardan da kaynaklanır. Unutmamak gerekir ki bir yerde ekonomi bozuksa orada hiçbir şey düzenli değildir. Vahşi ekonomi vahşi insanı yaratır.
Hasıladan Allah'ın bir kulu dokuz, dokuz kulu bir pay alıyorsa orada huzur olmasını kimse bekleyemez. Adaletsiz ekonomi suç toplumunu inşa eder. Daha öz bir ifadeyle söylersek bozuk ekonomi bozuk toplum yaratıyor. Zalimce uygulanan ekonomik politika toplumsal barışı ciddi biçimde bozar.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.