Bir zamanlar her türlü balığın yaşadığı yorulup soluklandığımızda ağzımızı dayayıp kana kana içtiğimiz sıcak havalarda köyün çocukların yüzdüğü,hafta sonu istanbuldan kaçıp gelenlerin dinlenme yeri olan bu güzel dere artık yok olmakta üzere.Diğer adı Çayağzı Deresi olan ve Toplam uzunluğu 70 kilometre olan bu güzel dere Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Tepecik köyü yakınların doğup, Koçullu, Ömerli, Sırapınar, Hüseyinli, Bozhane, Öğümce, Göllü ve Paşamandıra köylerinden geçerek denize döküldüğü yer olan Riva Çayağzıdan Karadeniz'e dökülmektedir.Riva Deresi, 2005 yılından bu yana hızla kirlenmektedir. Bu durum Türkiye’de nadir görül bitki ve balık türlerinin yanı sıra nadir görülen bitki türlerin de azalmasına, göçmen kuşların doğal ortamlarının bozulmasına, av ve yabani hayatın tehlikeye girmesine, mesire alanları ile buradaki tesislerin eski cazibesini yitirmesine neden olmaktadır. Riva Deresi ve Havzasındaki bu olumsuzluklar öncelikle bu dere kenarında yaşayan köylüleri,Hafta sonları İstanbulldan buraya gelen pikikçileri yerli ve yabancı turistleri etkilemektedir. Genelde ise ülkemiz ve dünyamız için önemli bir kayıptır. Konu ile ilgili olarak,dere kenarında yaşayan köylüler, çevre ve yaban hayatı örgütleri, İstanbul İl Genel Meclisi’nin bazı üyelerigirişimlerde bulunmuş söz konusu bölgede İstanbul İl Genel Meclisi Çevre ve Sağlık Komisyonu incelemeler yapmıştır. Komisyon, incelemelerin sonucunda Riva Deresinde yoğun bir kirlenme olduğunu sazan balığı hariç tüm balık çeşitlerinin öldüğünü sudaki oksijen oranının çok düşük olduğunju tespit etmiştir. Komisyon,Riva Deresini kirleten unsurlar olarak aşağıdaki hususları belirtmiştir: 1. Çevre köylerin foseptiklerinin arıtılmadan dereye verilmesi,2. Dere çevresindeki küçük sanayi kuruluşlarının arıtma tesislerine sahip olmadıkları atıklarını direk dereye vermeleri.3. Paşaköy bulunan Arıtma Tesisi’nin ihtiyaç duyduğu revizyonun yapılması nedeniyle arıtmanın düşük verimlilikte çalıştırılması, özellikle yağmurlu günlerde farkedilmediği düşünülerek arıtma yapılmadan atıkların direk dereye verilmesi4. Kimyasal atık taşıyan tankerlerin Dereye gizlice vidanjörlerle kaçak döküm yapıması,5. Dere çevresindeki hayvan çiftliklerinin atıklarının dereye verilmesi,6. Piknikçilerin ve piknik yeri sahiplerinin atıklarını dereye atması.Söz konusu bu tespitlerin ışığında gerek İstanbul İl Genel Meclisi’nin bazı üyeleri gerekse duyarlı sivil toplum örgütleri ve çevre sakinleri farklı platformlarda konuyu gündeme getirerek çözüm yollarının tespit edilmesi ve hayata geçirilmesine ilişkin girişimlerde bulunmuşsalar da bu güne kadar Riva deresindeki kirlenme ve bu kirliliğin önlenmesine ilişkin olarak gözle görülür hiç bir gelişme olmamış dere kendi ölümüne terkedilmiştir Dere kenanırda yaşayan köylülerin,Çevreye duyarlı bir grup insanımızın ve sürdürüle bilir avcılığa gönül vermiş bir avuç insanın çabaları Riva Deresi ve Havzasında yaşanan tahribatı engellemeye yetmemektedir. Nitekim 2000 li yıllardan beri sürekli toplu balık ölümlerinin gerçekleştiği deredeki kirliliğinin tehlikeli boyutları ulusal basına kadar yansımış, havzadaki kirlilik, bu çevre katliamı Afrikadaki 3. Dünya ülkelerindeki manzaraları akıllara getirmiştir. Riva Deresi ve Havzasındaki bölgenin korunması kirliliğin nedenleri, bu kirliliğin doğaya verdiği zararların tespiti ve bu sorunların çözümü için gerekli önlemlerin araştırılarak belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istenmesine rağmen Maalesef gündeme alınmamış çocuklarımıza miras olarak bırakacağımız bir dere daha kaderine terkedilmiştir.