Rusya-Ukrayna krizinin görünmeyen yüzü: Sahra çöllerinden savaş hattına uzanan bir bakış
21 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Luhansk ve Donetsk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasıyla hız kazanan gerilim gün geçtikçe şiddetini arttırıyor. Bölgedeki son gelişmeler ise tarafların kararlı tutumunu bir kez daha göz önüne seriyor. Öte yandan Avrupa’da boy göstermeye başlayan enerji sorunu kafalarda büyük bir soru işareti bırakıyor. Daha şimdiden önlemler alınırken ilerleyen aylarda neler yaşanacağı merak konusu. Ancak savaşın yankılarının henüz bugünlerde Afrika’da ses getirmeye başladığını söyleyebiliriz. Gerek Rusya gerekse Ukrayna’nın kıta üzerindeki yoğun ilişkileri bu bağlamda yeniden değerlendirildiğinde, yakın zamanda uygulamaya konulan "tahıl koridoru anlaşmasının" belirleyici rol üstlendiği görülüyor. Savaşın yarattığı kriz farklı bölgelerde yetkilileri çözüm aramaya zorlarken Afrika özelinde çalışmalarıyla bilinen Ibrahim Foundation alternatif bir çıkış yolu sunuyor.
AFRİKA'DA ŞAŞIRTAN SONUÇ
Yakın zamanda Birleşmiş Milletler'in ortaya sunduğu bir karar oylaması Afrika’yı ikiye bölmüş durumda. Bu karara göre: Rusya, Ukrayna’da insani bir suç işlemekle hedef gösterildi. 2 Mart’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısında bir araya gelen devletler 5’e karşı 140 oyla tasarıyı kabul etti. Afrika’da ise bu tablo oldukça ilginç bir görüntü çizdi. Kıtadaki toplam 54 ülkeden 19’u Ukrayna lehine oy kullanırken sadece Eritre Rusya tarafında yer aldı. Dahası kıta ülkelerinin yarısından fazlası bu oylamada çekimser kaldı. Toplam 27 ülkenin temsil ettiği bu sayıya ek, 6 ülke oy kullanmadı. Öte taraftan Rusya’nın Afrika Kıtası üzerindeki diplomasi trafiğinin oldukça yoğun olduğu görülüyor. Kıta üzerinde 40 ülkede büyükelçiliği bulunan Rusya’nın 2022 senesinde geniş çaplı bir Afrika Zirvesi düzenlediği biliniyor. Dışişleri Bakanı Lavrov öncülüğünde sürdürülen diplomatik temaslar bu yıl Addis Ababa’da son bulacak. Burada alınacak kararların savaşın olası etkileriyle bağlantılı olması bekleniyor. Bu ihtimallerden en önemlisiyse Afrika’da son günlerde göz önüne çıkan temel gıda problemi olacağı düşünülüyor. Özellikle de Doğu Afrika’da meydana gelen kuraklıklar ve yağmursuz geçen tarım mevsimleri krize kapı aralıyor. Deniz yoluyla ithal edilen ürünlerde ise büyük bir aksama söz konusu. Çoğu Afrika ülkesi bu konuda Ukrayna ve Rusya’dan önemli ölçüde temel gıda ithal etmektedir. Bilindiği üzere Rusya dünyada en çok buğday üreten ülkeler arasında 4. Sırada yer alıyor. Ukrayna ise bu listede 8. Olarak geliyor. Buna ek Ukrayna, dünyada en çok mısır üreten ülkeler arasında ilk 5’te boy gösteriyor. Zaman geçtikçe her iki ülkenin de kıta üzerindeki ticari anlaşmaları değer kaybediyor. Bu durum başlıca Afrika’da endişe yaratırken hükümetlerin yeni çözüm yollarına başvurdukları görülüyor.
ORTAK ANTLAŞMALAR
Ibrahim Foundation’nın yayınladığı rapora göre: Rusya yakın zamanda, bölgesel ilişkilerine önem verdiği Afrika’da 28 ülkeyle askeri iş birliği anlaşması imzaladı. Aynı zamanda Rusya’nın bölgedeki en büyük mühimmat tedarikçisi olduğu biliniyor. Raporda verilen rakamlara bakıldığı zaman, 2016-2020 yılları arasında sadece Etiyopya’da mühimmat ithalatının yarısından fazlası (yüzde 75) Rusya tarafından sağlandığı görülüyor. Bu bilgiler ışığında Rusya’nın askeri stratejik politikasında kıtanın jeopolitik açıdan önemli olduğunu gözlemleyebiliriz. Burada bir diğer çıkarım ise: ülkenin sınır ötesi operasyonlarına ilişkin olabilir. Yapılan anlaşmaların benzer sonuçlarına odaklanacak olursak, Afrika’nın gün geçtikçe artan stratejik, ekonomik ve jeopolitik yönü Rusya’nın çıkarlarıyla da örtüşmektedir. Özellikle de savaş sonrası kıtada meydana gelen yoğunluk bunu bir kez daha ispatlamıştır. Diğer taraftan Ukrayna’ya bakacak olursak cephe hattındaki büyük yıkımın oluşmasından bu yana ülkenin ticari ilişkileri oldukça zayıfladı. Öncelikle bölgenin en önemli ihraç kaynaklarından biri olan buğdayın ülke dışına çıkarılamaması bu durumu tetikliyor. Gıda güvenliği açısından ticari alışverişin zayıflaması başlıca Afrika’da sorun yaratmaya başladı. Bilindiği üzere Ukrayna, kıta üzerindeki buğday ihracatında 3. Sırada yer alıyor. Bununla birlikte ilginç bir şekilde Ukrayna’daki buğday üretimi Afrika kıtasının toplam üretim oranıyla benzerlik gösteriyor. Rapordaki bir veriye göre; 2019 yılında Ukrayna’nın buğday ithalatı kıtada yüzde 13 dilimlik bir kısmı oluşturdu. Son olarak genel tabloya bakıldığı zaman, özellikle Afrika’da temel gıda ithalatında yaşanan sıkıntının enflasyona yol açtığını görebiliriz.
ENERJİ KRİZİNE YENİ BİR ALTERNATİF
Rusya-Ukrayna arasındaki anlaşmazlık devam ederken farklı bölgelere yansıyan problemler yeniden ele alınıyor. Şu an için öne çıkan görüşler gerek Avrupa gerekse Afrika kıtasının ortak çıkış noktası aradığına işaret ediyor. Burada başlıca göze çarpan söylem: Afrika kıtasında yaşanan kıtlığa çözüm sağlamak adına Avrupa Birliği’nin devreye girmesi şeklinde. Bu çözüme göre Avrupa Birliği kısa dönemde savaşın yol açtığı açlık krizini dindirebilir. Konuya bu açıdan baktığımızda sadece Fransa kıtadaki buğday ihracatında yüzde 17.6 oranına sahiptir. Öte yandan 2019 senesinde Avrupa Birliği tarafından Afrika’ya yapılan toplam buğday ihracatıysa yüzde 33.1 şeklinde belirtilmiştir. Ayrıca fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışında bu şekilde çözüme kavuşacağı ön görülüyor. Avrupa içinse tam anlamıyla kaderine terk edildiğini söyleyebiliriz. Yakın zamanda Rusya’nın gaz ihracatını durdurması ve kıtaya aktarılan enerjiyi kesmesi hükümetlerin alarm vermesine sebep oldu. Burada Rusya’nın Avrupa’ya ithal ettiği gaz oranının yüzde 36.1 seviyesine ulaşması gözden kaçmamalı. Ancak son günlerde ortaya atılan bir iddia yeniden sorunun masaya yatırılmasına yol açtı. Bu anlamda MO Ibrahim Foundation’nın yayınladığı bir raporda: "Çıkış noktası Afrika olabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Gerçek şu ki: Afrika kıtası Avrupa’ya kıyasla kendi gaz ihtiyacını yeteri ölçüde karşılayabiliyor. Bununla birlikte bölgenin sahip olduğu enerji kaynakları ve rezervler işlenmeye oldukça müsait. Enerji çıkmazının anahtar rol üstlendiği bu günlerde Avrupa’daki sorunun Afrika kıtasından taşınacak kaynaklarla giderilmesi ihtimaldir. Ayrıca böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi düşük karbon ekonomisinin ve beraberinde enerji verimliliğin sağlanmasıyla da sonuçlanabilir. Böylelikle tıpkı Afrika’da olduğu gibi Avrupa kıtasında da dış enerji bağımlılığı azaltılabilir. Diğer taraftan burada istisna bir örnek karşımıza çıkıyor. Rapordaki bir veriye göre: Burkina Faso ve Senegal’de mevcut gazın beşte biri Rusya’dan ithal ediliyor. Bu ülkelerde göze çarpan eksiklikse yeterli rezervin olmaması. Kıtalar arası böyle bir alışverişin gerçekleşmesi için bazı unsurların da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Başlıca finansal açıdan gerekli yatırımların yapılması ve uygun alt yapı imkanlarının desteklenmesi önemlidir. Dahası, yaşanan olaylardan sonra Afrika’da meydana gelen enerji ve gıda fiyatlarındaki artış mali açıdan düşündürücü olabilir. İlerleyen zamanda savaşın etkilerinin farklı bölgelerde daha fazla sıkıntı yaratması ön görülüyorken yetkililerin alacağı önlemler şimdilik merakla bekleniyor.
Kaynak: Russia- Ukraine crisis – Impact on Africa- Mo Ibrahim Foundation 2022 report
Erdem İRİ
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.